8. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, ''Siyaset mekanizmasının tehlikeli atıklarını ve de açılımlarını yönetebildiğimiz gün; siyasi, hukuki, ekonomik, toplumsal, ekolojik boyutlarıyla çağdaş standartlara ulaşacağımızdan, çok daha sağlıklı bir çevrede yaşama olanağına kavuşacağımıza inanıyorum'' dedi.
cumhuriyet.com.trTMMOB Çevre Mühendisleri Odasınca iki yılda bir düzenlenen Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi'nin sekizincisi Antalya'da başladı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, kongrenin bu yılki ana temasının ''çevre, hukuk, siyaset'' olduğuna dikkati çekerek, kongreye gelirken bu kavramların kendisine ne ifade ettiğini sorguladığını belirtti. Çevre kelimesinin, vazgeçilmezliği, koruma sorumluluğunu ve tüketim çılgınlığı ile kar hırsının insanoğlunu süreklediği açmazları anımsattığını vurgulayan Akaydın, hukukun, kendisine, vazgeçilmezliği, koruma sorumluluğunu, adaletin önemini, yargının tarafsızlığını ifade ettiğini dile getirdi.
Akaydın, şöyle devam etti: ''Ve ardından yüreğim sızlıyor, neden hapiste oldukları konusunda yanıt arayan bilim adamlarını, basın mensuplarını ve komutanları anımsadığımda... Yüreğim sızlıyor bir akşam yemeği fotoğrafında aynı davanın hakimini, savcısını ve istihbarat görevlilerini aynı masada yan yana gördüğümde... Yüreğim sızlıyor yargıçların dinlenmesine savaş açan YARSAV Başkanı 'hukuk devleti son derece tartışmalı hale gelmiştir' dediğinde. Ve siyaset... Neden siyaset dediğimizde önce kirlilik geliyor aklımıza? Neden siyaset yapmaktan değil de siyasete bulaşmaktan söz eder olduk. Uzun sözün kısası ben diyorum ki, bu kongrenin gündeminde yer alan Çevresel Etki Değerlendirmesini önce siyaset mekanizmasının işleyişi ve ülkeyi yöneten siyasiler için yapmalıyız. Atık yönetimini de önce onlar için yapmalıyız. Zira gezegenimizi de, bulunduğumuz bölgeyi de, ülkemizi de, geleceğimizi de tehdit eden en tehlikeli atıklar bu siyasi mekanizmaların içinden çıkmaktadır. Siyaset mekanizmasının tehlikeli atıklarını ve de açılımlarını yönetebildiğimiz gün; siyasi, hukuki, ekonomik, toplumsal, ekolojik boyutlarıyla çağdaş standartlara ulaşacağımızdan çok daha sağlıklı bir çevrede yaşama olanağına kavuşacağımıza inanıyorum.''
Çevre sorunları
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da, Türkiye'de çevre alanında 1980'ler boyunca yaşanan ve halen süren kurumsal ve politik arayışlar, göstermelik ve yüzeysel hukuksal düzenlemelerin çevre sorunlarını daha da içinden çıkılmaz hale soktuğunu savundu. Ekolojik bir krize dönüşen sorunların çözümünde bütüncül politikaların, hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi gerektiğini belirten Soğancı, çevre sorunlarının oluşumunda birinci derecede etken olan küreselleşmenin yönlendirdiği politikalar ile siyasetin hukuku da istediği gibi şekillendirdiğini, kimi zaman hukukun devre dışı bırakılabildiğini iddia etti.
Soğancı, ''Buna en yakın örnek tek katılımcı olmasına rağmen devam ettirilen, teklif fiyatı yüksek olmasına rağmen aynı şirketten hukuken geçersiz tekliflerle sonuçlandırılmaya çalışılan, yaratılan hukuki karmaşa içerisinde süre uzatımına gidilen nükleer santral ihalesidir. Ancak ihale TMMOB'nin açtığı dava sonucu, yargının yönetmeliğe ilişkin yürütmeyi durdurma kararıyla birlikte hukuken sona ermiştir'' dedi.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 2. maddesinin A bendine göre orman sınırları dışına çıkarılacak yerler hakkında yayımladığı yönetmeliğin iptaline yönelik de dava açtıklarını dile getiren Soğancı, yapılan düzenlemeyle henüz orman vasfını koruyan yerlerin bile orman sınırları dışına çıkarıldığının ileri sürdü. Yargının, yönetmeliğin bazı maddeleri yönünden yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ifade eden Soğancı, yargılamanın sürdüğünü kaydetti. Kongre, 14 Kasım'da sona erecek.