64 tıp fakültesinden 44'ünde kadavra yok
Tıp eğitiminin en önemli materyali olan kadavranın ülkemizdeki 64 tıp fakültesinden sadece 20'sinde bulunduğu, bu fakültelerde de ortalama 70-80 öğrenciye 1 kadavra düştüğü belirtildi.
cumhuriyet.com.trSelçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, kadavranın tıp, diş hekimliği ve sağlık bilimleri öğrencileri ile asistan eğitimi için vazgeçilmez bir eğitim materyali olduğunu belirtti.
Tıp eğitiminde öğrencinin tedavi edeceği organa dokunması ve yapısını hissetmesinin kadavrayla mümkün olduğunu anlatan Karabulut, ''Bu, ne maket, ne poster ne de diğer görsel eğitim malzemeleriyle mümkündür. Bu çocuklar cerrah olacaklar. Tedavi materyalleri bu olacak. Tıp eğitiminde kadavranın yerini alacak başka bir unsur yok. Anatomi eğitiminde kadavra önceliklidir'' diye konuştu.
''50 öğrenciye bir kadavra düşüyorsa o fakülte şanslı''
Karabulut, İngiltere'de her öğrenciye 1 kadavra düştüğünü aktararak, ülkemizde ise durumun içler acısı olduğunu dile getirdi.
Türkiye'de 64 tıp fakültesinden sadece 20'sinde kadavra bulunduğunu vurgulayan Karabulut, şunları kaydetti:
''44 üniversitede kadavra ile eğitim verilemiyor. Biz burada 160 öğrenciye iki kadavra ile 3 senedir eğitim veriyoruz. Eğitim verilen 20 fakültede de 50 öğrenciye bir kadavra düşenler şanslı. Ortalama 70-80 öğrenciye bir kadavra düşüyor. Bizde 80 öğrenciye bir kadavra düşmekte. Tabii ki bunun nedenleri çok. Tıp fakültelerinin sayısının artması, kadavra teminindeki zorluklar ve kadavra ithalatına Sağlık Bakanlığı tarafından izin verilmemesi bunlardan birkaçı. Eskiden huzurevi ve akıl hastanelerinde vefat eden kimsesizler kadavra olarak kabul ediliyordu ama bu kaynak da kurudu. Yurt dışında kadavra bağışlama çok yaygın ama ülkemizde maalesef yok denecek kadar az. Bir kadavra, tıp eğitiminde 4-5 yıl kullanılabilir. Kadavranın dokusuna kesinlikle zarar vermiyoruz. Kullanımdan sonra, bir bütün halinde, dini esaslara uygun olarak, belediye ile işbirliği içerisinde defnediyoruz.''
''Savcılarımızı bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyorum''
Kadavraların sağlık eğitimi veren kurumlara kazandırılması için Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın imzaladığı bir protokolün olduğunu anımsatan Karabulut, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu protokole göre illerde vefat eden sahipsiz kimseler tıp fakültelerine devredilecekti. Bununla ilgili yönetmelikler çıkarıldı. Bu cenazeler anatomi anabilim dallarına devredilecek, belirli bir süre bekletildikten sonra sahibi çıkmazsa kadavra olarak kullanılacaktı ama bu konuda yeterli duyarlılık oluşmadı. Sayın savcıların bu protokolün işletilmesi konusunda daha duyarlı olarak tıp eğitimine katkıda bulunmalarını arzu ediyoruz. Hiçbir savcımız anatomi bilgisi yarım bir doktor tarafından bırakın kendisini, yakınının bile ameliyat edilmesini istemez. Doktorlarımızın anatomi bilgilerinin tam olarak yerleşmesi ve sağlıklı olması için de kadavraya ihtiyaç var.''
Karabulut, kadavra bağışının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da organ bağışı gibi görüldüğüne dikkati çekerek, vatandaşları ''Bağışlayın, bedeniniz tıp eğitiminde yaşasın'' kampanyasına destek olmaya davet etti.