'28 Şubat'ın ahlaki sorumlusu Demirel'dir'

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, 28 Şubat'ın ahlaki sorumlusunun, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olduğunu söyledi.

cumhuriyet.com.tr

AKP İstanbul Milletvekili Nimet Baş'ın başkanlığında toplanan TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Prof. Dr. Erdoğan'ı dinledi.

O dönem, 28 Şubat sürecine direnen ve karşı tutum sergileyen yazılar yazdığını ifade eden Erdoğan, 28 Şubat'ın Türkiye'nin darbeler ve muhtıralar tarihinde farklı görünmesine rağmen arkasındaki saikin aynı olduğunu savundu.

Türkiye'de anayasal hukuki düzen ile yazılı olmayan arka plan düzeninin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, ''Anayasalar, yapılan düzenlemelerle arka plana uydurulmaya çalışılıyor. Epeyce uydurdular. Toplum temel arka plandan uzaklaşınca o gücün buraya müdahale edip yeniden rayına sokma isteği var. Türkiye'deki darbeler aslında rejimin orijinal halinin restorasyonuna yöneliktir'' dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hukuki yapasının, 1960 darbesinden sonra sistem içindeki durumunun pekiştirildiğini anlatan Erdoğan, TSK'nın hukuki sisteminin, sivil bir anlayışla kökten değiştirilmesi gerektiğini, bu yapılmaması durumunda meselenin bir yönünün eksik kalacağını kaydetti.

28 Şubat sürecinde çıkartılan ''Başbakanlık Kriz Yönetmeliği'' ile Türkiye'nin anayasal düzeninin baştan başa değiştirildiğini, yetkilerin MGK Genel Sekreterliği'ne verildiğini vurgulayan Erdoğan, o süreçte kamuoyunda ''5'li çete'' diye adlandırılan kooperatif örgütler ile medyanın arka plan devleti ile anlaştığını, demokratik süreci baltalamak için uğraştığını söyledi.

'28 Şubat başarılı oldu'


''28 Şubat süreci çok başarılı oldu'' diyen Erdoğan, gündeme sokulan militan demokrasi ve irtica gibi konuların yakın zamana kadar siyasi gündemi belirlediğine dikkati çekti.
Militan demokrasi kavramı ile istenmeyen partilerin tasnif edildiğini dile getiren Erdoğan, bunda medya ve üniversitelerin de ayıbının bulunduğunu belirtti.
Erdoğan, ''Üniversitelerde fetva veren hocalar çıktı. 28 Şubat, 5'li çete, medya, üniversite ve yargının desteği olmadan başarılamazdı'' dedi.
Darbelerin olmaması için askeri vesayete dayanak oluşturan anayasa ve yasalardaki değişikliklerin yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, askeri eğitim müfredatının sivil bir anlayışla yeniden ele alınmasını önerdi.

''Askeri müfredat değişmeli''

Bu müfredatın askerlikle ilgili teknik bilgileri içermediğini, tamamen ideolojik olduğunu savunan Erdoğan, müfredatın tamamen değiştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Erdoğan, ''Orduya bakışımızda kültürel bazı kodlarımız var ki, bunlar askerlerin sistem üzerindeki söz ve kontrol denemelerine insanların aykırı bakmamasına yol açıyor. Anayasa'da askerlik hizmetini, zorunlu vatan hizmeti olarak sayılıyor. Vatan hizmeti kavramı, kültürel bir kavramdır. Askerlikle ilgili teknik bir işi biz kutsallıkla ilişkilendiriyoruz. Resmi kurumlarda hiç tahsil görmeyenler, ilk siyasi kültürlerini askeriyede alıyorlar. İtaat kültürünü askeriyede alıyorlar'' diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye üye olmayacağını iddia eden Erdoğan, yine de Türkiye'nin batı dünyasıyla birlikte olarak kendi sistemini onarabileceğini anlattı.
Erdoğan, üniversitelerde bazı bölümlerde Atatürk İlke ve İnkılapları dersinin verilmesini de eleştirerek, bunun kaldırılması gerektiğini söyledi.

''Beni hayal kırıklığına uğrattı''

28 Şubat sürecinin dindarların devlete bakış açısında bir değişiklik yapıp yapmadığına ilişkin soru üzerine Erdoğan, ''AK Parti'nin iktidar olmasıyla devlete karşı eski mesafeli duruş ortadan kalktı. Hatta devletin bazı yanlışları bile savunulur hale gelindi. Bu beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı'' dedi.

Erdoğan, derin devletin yeni anayasa yapım sürecini baltalayıp baltalamayacağına ilişkin bir soru üzerine de ''Derin devleti sizin daha iyi bilmesi gerekir. Bu engel AK Parti'den bile gelebilir. Ben Başbakan'ı ve AKP yönetimini yeni anayasa konusunda istekli görmüyorum. Bu işten AK Parti cayabilir'' ifadelerini kullandı.

Başka bir soru üzerine de Erdoğan, 28 Şubat sürecinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i çok eleştirdiğini, bu yüzden başına çok bela geldiğini, Demirel'in talimatıyla YÖK yönetimi tarafından hakkında soruşturma başlatıldığını ve davalar açıldığını anlattı. Erdoğan, ''28 Şubat sürecinin ahlaki sorumlusu Süleyman Demirel'dir'' dedi.
Erdoğan, Demirel'in içinden geldiği geleneğe sahip çıkması durumunda 28 Şubat'ın yaşanmayacağını iddia etti. Mustafa Erdoğan, ABD'nin 28 Şubat'ı doğrudan doğruya kurguladığına da inanmadığını söyledi.

Duygulu anlar yaşadı

Erdoğan, Fazilet Partisi'nin kapatılması istemiyle açılan dava sürecinde katıldığı ve sabaha kadar süren bir televizyon programı sonrası cezaevinde olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile gazeteci Nuray Mert'in kendisini telefonla arayarak teşekkürlerini ilettiklerini ifade etti.

Yaklaşık bir ay boyunca da sokakta birçok vatandaşın boynuna sarılarak, ''Allah razı olsun'' dediklerini anlatan Erdoğan, bu sırada duygulu anlar yaşadı. Komisyon üyesi AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Erdoğan'a su ve mendil verdi. Bir süre sonra sakinleşen Erdoğan, konuşmasını sürdürdü.

Dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün konuşmaları nedeniyle kendisi hakkında çok sayıda soruşturma açtığını anlatan Erdoğan, ''Kendisini önceden de tanırım, sinsi bir adamdı...Normal ortamda görüşünü açıklamayan ancak eline güç geçtiğinde haşin davranan bir kişi'' değerlendirmesinde bulundu.

Turgut Özal'ın ölümü ile ilgili bir soru üzerine de Erdoğan, Özal'ın vefatının yenilik istemeyen kesimleri sevindirdiğini söyledi. Özal'ın vefatının silahlı kuvvetler içerisindeki bir cunta tarafından kullanıldığını ileri süren Erdoğan, ''28 Şubat'ı, Özal'ın ölümüyle başlayan geriye gidişin bir halkası olarak görüyorum'' ifadelerini kullandı.