2014’ün 10 sanat skandalı
‘artnet’, 2014’te uluslararası sanat dünyasında yaşanan çarpıcı ve sarsıcı olayları açıkladı.
Kültür ServisiUluslararası sanat piyasasına çevrimiçi hizmet veren “artnet”, 2014’te uluslararası sanat dünyasında yaşanan skandalları, çarpıcı ve şaşırtıcı olayları açıkladı.
İşte, “artnet”e göre, 2014’ün sarsıcı ve etkili 10 olayı.
Gurlitt’in ‘lanetli koleksiyonu’
Cornelius Gurlitt’in, Nazilerce yağmalanmış 1300 sanat yapıtından oluşan “koleksiyon”unun ortaya çıkarılması 2013 yılına uzanıyor. Ama geçen mayıs ayında 81 yaşında ölen Gurlitt, 2014’ün sanat manşetlerinden de inmek bilmedi. Pek çok önemli yapıtın gerçek sahiplerine geri verilmesi gündeme geldi. Gurlitt’in Münih’teki evinde bulunan yapıtlar arasında, bir zamanlar ünlü sanat taciri Paul Rosenberg’e ait olduğu saptanan Matisse’in “Koltukta Oturan Kadın” (1921) tablosu, Max Liebermann’ın “Sahilde İki Atlı” (1901) adlı resmi, Rodin ve Degas’lar da vardı.
Geçen ay, Gurlitt’in vasiyetinde tüm koleksiyonu Bern Sanat Müzesi’ne bağışladığının öğrenilmesi ve müzenin bu bağışı kabul ettiğini açıklamasıyla olay kapanır gibi oldu. Ancak müzenin bu “lanetli koleksiyon”u kabul etmesi ağır eleştiriler ve suçlamalarla karşılaştı.
Nazi yağması
“Gurlitt skandalı” bir yana, Nazilerin kültür alanında işlediği suçlar 2014’ün hararetli tartışmaları arasındaydı. İsrail ile Almanya arasındaki, yağmalanmış sanat yapıtlarının gerçek sahiplerine geri verilmesine ilişkin görüşmeler yeniden yoğunluk kazandı.
Christopher Marinello ve Pierre Ciric gibi avukatların sabırlı uğraşları sonucunda, pek çok yapıt ya dava konusu oldu ya da eski Yahudi sahiplerinin mirasçılarına geri verildi.
Bunlar arasında Norton Simon, Signac, Francesco Guardi, Pissarro, John Constable gibi sanatçıların değerli yapıtları da vardı.
IŞİD vandallığı
2014’te IŞİD yalnızca insanlara uyguladığı vahşetle değil, Ortadoğu bölgesinin kültürel mirası sit alanlarına verdiği büyük zararla da gündemdeydi.
IŞİD militanları bölgedeki anıtmezarları, tapınakları, camileri, heykelleri hunharca yok ettiler. Bununla da kalmadılar, yağmaladıkları eski eserleri satarak acımasız eylemlerine parasal destek sağladılar.
McCarthy’nin şişme ‘Ağaç’ı
ABD’li sanatçı Paul McCarthy’nin Paris’teki çağdaş sanat fuarı FIAC kapsamında Vendôme Meydanı’nda sergilediği “Ağaç” adlı heykeli, Fransa’daki tutucu çevrelerin tepkisini çekti.
Sanatın “yaramaz çocuğu”nun tıpa biçimindeki şişme “Ağaç” heykeli “seks oyuncağı”na benzetilirken, Parislilerin aşağılandığı ileri sürüldü. McCarthy, bu yüzden, bir saldırgandan yumruk bile
yedi.
Sonunda heykel Vendôme Meydanı’ndan kaldırıldı, ama Fransa’daki “tıpa” satışlarının patlama yaptığı gözlendi!.
Irkçılık suçlaması
Güney Afrikalı oyun yazarı, sanatçı ve küratör Brett Bailey’nin, kafese konmuş bir siyahi erkek ile boynunda prangalar bulunan bir kadının yer aldığı enstalasyonunun ırkçı nitelikler taşıdığı ileri sürüldü.
Daha önce Londra’daki Barbican’da gösterilen, daha sonra Edinburgh Festivali’ne giden enstalasyonun kaldırılması için verilen dilekçeye binlerce kişi imza attı. Sonunda dilekçeyi imzalayanlar kazandı, enstalasyon kaldırıldı.
Danışmana 23 milyonluk dava
Almanya’nın en saygın sanat danışmanlarından Helge Achenbach, artık hayatta olmayan Alman milyarder ve Aldi süpermarketlerinin mirasçısı Berthold Albrecht’i yaklaşık 23 milyon Avro dolandırmakla suçlandı. Achenbach’ın karısı, kocasının suçsuz olduğunu ileri sürdü. Ama geçenlerde görülen duruşmada, Achenbach kendisine yöneltilen suçlamalardan bazılarını kabul etti.
Sanatçıya tazminat davası
Hollanda’da, sanat koleksiyoncusu Bert Kreuk, Hugo Boss ödüllü sanatçı Danh Vo’ya karşı 1.2 milyon dolarlık bir tazminat davası açtı. Kreuk, sanatçının “Bilineni Dönüştürmek” adlı enstalasyonunu kendisine teslim etmediğini ileri sürdü. Danh Vo’nun avukatları ise bu iddiayı kesinlikle reddettiler.
Afallatıcı ‘performans’
Lüksemburglu performans sanatçısı Deborah de Robertis, Paris’teki Orsay Müzesi’ne gitti, Gustave Courbet’nin 1866 tarihli dillere destan tablosu “Dünyanın Kökeni”nin karşısına oturdu ve tutucu çevrelerce “müstehcen” diye nitelenen tabloyu “bedeniyle yeniden yarattı”.
Bu performansın “Kökenin Aynası” adlı videosunda, altın payetle işlenmiş giysisi içindeki De Robertis vajinasını sergilerken görülüyordu; sanatçının çevresini saran müzenin güvenlik görevlileri de tezahürat yapan ziyaretçileri salondan dışarı çıkarmaya çalışıyorlardı.
Müze kurucusuna suçlama
Paris’teki Mektup ve Elyazmaları Müzesi ve kardeş kuruluşu Mektup ve Elyazmaları Enstitüsü, kendilerini büyük bir sahtekârlık soruşturmasının odağında buldular.
Fransa’nın sahtekârlıkla mücadele ekipleri, müzeye ve müzenin kurucusu Gérard Lhéritier’nin sahibi olduğu Aristophil şirketinin çeşitli şubelerine baskın yaptılar. Şirket, vergi kaçırma ve piyasayı yanıltıcı uygulamalarda bulunma şüphesi altında. Lhéritier için bunun mali sonuçlarının ne olacağı henüz belirsiz, ama çok ağır olabileceği söyleniyor.
Pompei zor durumda
Para sıkıntısı çeken İtalya, en değerli tarihsel sit alanlarını korumakta zorluk yaşadığı bir yıl geçirdi.
Matteo Renzi hükümeti, yıllardır acıklı bir durumda bulunan Pompei antik kentinin korunmasına 2 milyon Avro’luk bir desteği onaylamasına karşın, çok geçmeden paranın bürokrasi dolambacından
bir türlü çıkamadığı görüldü.
Bu arada, Pompei’deki bir Tanrıça Artemis freskinin çalındığı ortaya çıktı. İki ABD’li turist de, Pompei’den çaldıkları bir sanat objesini ülkeden çıkarmaya çalışırken yakalandı.