15 Temmuz'da İstiklal Marşı okuyarak teslim olan askeri öğrenciler için karar duruşması
15 Temmuz gecesi Yalova'da kampta bulunan ve İstanbul'da 'tatbikat' var denilerek kamptan 15 Temmuz Şehitler Köprü'süne götürürken Sultanbeyli'de durdurulan 3 otobüs dolusu Hava Harp Okulu öğrencilerine ilişkin davada ara duruşmalar Silivri Cezaevi'ndeki mahkemede devam ediyor.
Mert Gümüş<video:956505>
15 Temmuz gecesi Yalova'da kampta bulunan ve 'tatbikat' var denilerek İstanbul’a götürülürken Sultanbeyli’de halk tarafından durdurulan 3 otobüs dolusu Hava Harp Okulu öğrencilerine ilişkin davada ara duruşmalar Silivri Cezaevi'ndeki mahkemede devam ediyor. Vatandaşların çektiği görüntüler ve tanık ifadeleri öğrencileri destekliyor. Avukatlar ve aileler umut içinde bekliyor. Davanın karar duruşması da cuma günü Silivri'de görülecek.
15 Temmuz gecesi Yalova'da kampta bulunan ve İstanbul'da 'tatbikat' var denilerek kamptan 15 Temmuz Şehitler Köprü'süne götürürken Sultanbeyli'de durdurulan 3 otobüs dolusu Hava Harp Okulu öğrencilerine ilişkin davada ara duruşmalar Silivri Cezaevi'ndeki mahkemede devam ediyor. Davanın karar duruşması da cuma günü Silivri'de görülecek.
15 Temmuz gecesi Yalova'da kampta bulunan ve 'tatbikat' var denilerek İstanbul’a götürülürken Sultanbeyli’de halk tarafından durdurulan 3 otobüs dolusu Hava Harp Okulu öğrencileri askeri tatbikat yerine darbe girişimi olduğunu anladıkları anda otobüslerinden inerek İstiklal Marşı'nı okumaya başlamış ve bu görüntülerde yayınlanmıştı. Marşı okuduktan sonra polise teslim olan 120 askeri öğrenci, hakkında ise müebbet hapis istemi ile 21 aydır tutuklu yargılanıyor.
Silivri'de görülen bir önceki davada öğrenciler lehine Sultanbeyli sakinleri tanıklık yapmıştı. Tanıklar öğrencilerin darbeden haberinin olmadığını ve halkla birlikte İstiklal Marşı okuduğunu ifade etmiş ve halkında 'En büyük asker bizim asker' sloganlarıyla karşılık verdiğini aktarmıştı.
<video:956504>
15 Temmuzda sokağa çıkan Tanık Abdullah Uslu: "Öğrencilerin darbeden haberi olmadığı belliydi. Darbe amacıyla çıkmış olsalardı bizi rahat geçebilirlerdi, çok şehit olurdu, biz başta yaklaşık 50 kişi ordaydık, asker sayısı çok fazlaydı.Bizim evimiz hemen o kavşakta, öğrencilerin halkla İstiklal Marşı'nı okuduğunu bizden olduğunu ordaki halktan duyduk, öğrencilerin kimisi korkmuş kimisi ağlıyordu, biz öğrencilere sigara ikram ettik, muhabbet ettik. Ağlayan kendini kötü hisseden öğrencilere moral verdik, siz birşey yapmadınız size birşey olmaz dedik" ifadelerini kullanmıştı.
Tanık Muammer Aslan, öğrencilerin Sultanbeyli'ye geldiğinden beri orda olduğunu ve sabaha kadar olaylara şahit olduğunu söylemişti. Aslan, öğrencilerin darbeden haberdar olmadığını ve halkla bir olduğunuifade ederken, öğrencilerden hiçkimsenin hiçbir zarar görmediğini açıklamıştı. Tanık Aslan ifadesinin geri kalanı şöyleydi:
"Halk askerleri görünce eline taş alıp atmaya başladı, bir tanesi silahla öğrencilere ateş ediyordu. Onunla konuştum, engel oldum. Öğrencilere ateş edilmesine rağmen öğrencilerden birkaçı sadece halkı dağıtmak için havaya ateş ettiler. Onlar bizim askerimiz diyerek askere tepki verenlere engel oldum. Yanlarına gittim, şafak kaç diye sordum, abi biz öğrenciyiz dediler. Öğrencilerin darbeden haberi yoktu kesinlikle, halktan birtakım kimseler öğrencilere kendi telefonlarından videolar izletti, bizimle İstiklal Marşı okudular, biz en büyük asker bizim asker diyerek onları alkışladık. Biz askerlerle bunları yaşarken hiç polis yoktu, gece saat 2.30-3.00 gibi sadece 4 polis geldi, öğrenciler polis ne dediyse onu yaptı, baştan beri polislerin direktiflerine uyuyorlardı ve otobüse geçtiler, sonra otobüsten hiç inmediler. Öğrencilerin elinde g3 tüfek ve birsürü mermi vardı, en başından beri silahlarını gizliyorlardı. Öğrenciler otobüslere geçtikten sonra halktan biri camdan elini uzatıp öğrenciyi çekip yumrukladı, yumruklanmasına rağmen kafasını kaldırıp birşey demedi. Bu öğrenciler darbeci olsaydı ellerinde g3 vardı, rahatlıkla kullanabilirlerdi, g3 silahını biliyorum, bir tek mermiyle 3 kişiyi birden etkisiz hale getirebilir. Öğrenciler hiçkimseye silah doğrultmadı, hiçkimseye ateş etmedi. Sabaha karşı öğrenciler karakola götürülürken ben eve geçtim. Vatandaşların öğrencilerin otobüsünün bütün camlarını kırdığını öğrencilere saldırıp çok zarar verdiğini daha sonra videolardan izledim. Bunu öngörebilseydim öğrencilerin başından kesinlikle ayrılmazdım."
120 öğrencinin müebbet hapis istemi ile yargılandığı davada karar duruşması cuma günü görülecek.