Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltın alınan, haklarında dava açıldıktan sonra geçtiğimiz şubat ayında Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tahliye edilen 51 Hava Harp Okulu öğrencisi ilk kez hakim karşısına çıktı.
"Siz tarihe bir kara leke olarak geçeceksiniz"
Hava Harp Okulu Komutanlığı eğitim kampı faaliyetleri kapsamında, Temel Paraşüt Eğitimi için İstanbul'dan Ankara'ya gelen ve FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Ankara'daki Kara Harp Okulu Komutanlığı'nda bulunan öğrencilerden haklarında dava açılan 51 Hava Harp Okulu öğrencisi, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıkların tamamı, avukatları ve yakınları katıldı. Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
"Şok olduk, kötü şeyler olacağını hissettim"
Savunması alınan öğrenciler, yıllık rutin yapılan paraşüt eğiti için temmuz başında Ankara'ya geldiklerini söyleyerek, o gece yaşadıklarını anlattı. Sanıklardan Adem Çelik, 15 Temmuz günü Sincan yakınlarında paraşüt eğitimi yaptıktan sonra saat 18.00 sularında konakladıkları Kara Harp Okulu'na geldiklerini belirterek, "Saat 20.00 sıralarında komutanımız Yüzbaşı Kenan Başbuğ bizi içtimaya çağırdı. Bu hafta sonu izin kullanacakların belirlenmesi için yapılan bir içtimaydı. Cumartesi günü ailesi Ankara'da olanlar evci çıkacaktı. Bununla ilgili yapmamız gerekenler ve uymamız gereken kurallar anlatıldı. Ben de evci olduğum için kirli eşyalarımı hazırladım. Bu sırada jet sesleri gelmeye başladı. Korktum ve annemleri aradım. Annem, 'herhangi bir şey yok' dedi. Saat 10.30 sıralarında bizi gazinoya çağırdılar. Burada televizyondan darbe girişimi olduğun öğrendik ve Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımızın açıklamalarını izledik. Hepimiz şok olduk ve kötü şeyler olacağını hissettim" diye konuştu.
"Her bomba atıldığında masaların altına girdik"
Kendilerinden sorumlu Yüzbaşı Kenan Baştuğ'un, öğrencilere yönelik "Bizim bu konuyla alakamız yok, gidin uyuyun" dediğini anlatan Çelik, şöyle devam etti: "Ama uyumak ne mümkün. Olayın tam ortasındaydık. Her bomba atıldığında yere yattık. Masaların altında girdik. Çoğu arkadaşımız ağlıyordu. O gün çok korktum. Ardından bizi güvenlikli bir yere götüreceklerini söyleyerek meydana topladılar. Ve helikopterler geldi. Ben bunlardan da korktum. Çünkü halka ateş eden helikopterlerin bunlar olduğunu düşündüm. Sonra 'helikoptere binin' dendi. Ancak biz karşı geldik ve binmek istemedik. Burada bir kargaşa yaşandı. Amirimiz olmayan tam teçhizatlı tanımadığımız subaylar vardı. İçlerinden Yarbay rütbesi olan bir subay bize, 'Nasıl emirleri dinlemezsiniz? Siz tarihin yüzkarasısınız' Komutanımızın da emri ile tek tek helikopterlere binmeye başladık. İki helikopter 3 sorti yaptı. Helikopterler 3 sortiden sora gelmeyince biz binmedik ve Kara Harp Okulu'nda kaldık". 12 gün boyunca Kara Harp Okulu'nda kaldıklarını ve ardından tutuklandıklarını söyleyen Çelik, suçlamaları kabul etmedi.
Sanıklardan Abdulkadir Öngör ise şunları anlattı: "Cuma günü eğitimin ardından tekrar Kara Harp Okulu'na döndük. Saat 22.30 gibi uçak sesleri gelmeye başladı. Biz olayı tam anlayamadık. Gazinoda televizyon izlerken darbe girişimi olduğunu öğrendik. Komutanımız Yüzbaşı Kenan Başbuğ 'Bizimle ilgili yok koğuşlarınıza gidin uyuyun' dedi. Ancak bomba sesleri nedeniyle koridorlarda toplandık. İlerleyen saatlerde bizi içtima alanında topladılar. O esnada iki helikopter geldi. Biz helikoptere binmek istemedik. Ancak oraya gelen bir yarbay bize bağırdı çağırdı. Güvenlik gerekçesiyle Etimesgut meydanına götürüleceğimiz söylendi. Bir kısım öğrenci Etimesgut'ta götürüldü. Daha sonra gözaltın alındık. Suçsuzum, terör örgütüyle de alakam yok."
"Emre karşı gelip helikoptere binmek istemedik"
Öğrenciler savunmalarında hemen hemen aynı ifadeleri kullanırken, Adnan Yıldız, helikopterler alana inerken çok korktuğunu belirterek, "Saat 2.30 sıralarında iki helikopter inmeye başladı. O an helikopterin bize ateş edeceğini düşündüğüm. Çok korktum ve diğerleriyle birlikte sağa sola kaçıştık. Orada tanımadığımız bir subay bize helikopterlere binmemizi istedi. Ancak biz bu emre karşı gelerek binmek istemedik. Orada bulunan bir subay bize, 'Siz nasıl Harbiyelisiniz, tarihin yüzkarasısınız' diye bağırdı. Sonra kendi komutanımız bize güvenli bir yere gideceğimizi ve helikoptere binmemiz gerektiğini söyledi. Bir kısım arkadaşımız helikoptere bindi, ancak 3'üncü sortiden sonra helikopterler gelmediği için biz orada kaldık" diye konuştu.
Adaletin geç geldiğini düşünüyorum
Olaydan sonra Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın kendileri için, "Ankara'da kalan Harbiyeliler bizim gururumuzdur. Onlar darbe girişimine karşı geldiler" diye açıklama yapmasına rağmen gözaltına alındıklarını ve 6 ay cezaevinde kaldıklarını belirten Yıldız, "5 gün ellerimiz kelepçeli spor salonunda yatırıldık. Cezaevlerinde olağanüstü koşullarda kaldık. Bunları hak etmediğimizi düşünüyorum. 31 Ocak 2017 günü tahliye edildik. Ancak ben adaletin geç geldiğini düşünüyorum" dedi.
"Olayların içinde olmasam da tam ortasında kaldık"
Sanık öğrencilerden Emrah İlkam da hafta sonu için ailesini İzmir'den Ankara'ya çağırdığını ve bunun heyecanı ile o gece hazırlık yaptığını belirterek, şöyle konuştu: "Biz olayların içinde olmasak da tam ortasında kaldık. Bizim bulunduğumuz Kara Harp Okulu TBMM'ye yakın bir yerdi. Korkudan kendimi olduğum yerden aşağı atmaya çalıştım. Helikoptere binmeyi istemince bir komutanın, 'Siz tarihe bir kara leke olarak geçeceksiniz' diye bağırdığını hatırlıyorum. 13 boyunca Kara Harp Okulu'nda resmi bir emir gelmesini bekledik. Daha sonra tutuklandık. Okulumuzdan atıldık, 6 ay cezaevinde kaldık. Ailemiz ve bizler çok zor anlar yaşadık. Her şeyden dolayı çok üzgünüm. Suçsuzum". Duruşma, sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.