14. Avrasya Ekonomi Zirvesi

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, Türkiye'nin son yıllarda ortalama yüzde 7 büyüme yakaladığını, 2010 yılında da yüzde 8,9 büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına girdiğini belirterek, ''Türkiye son 10 yılda bu kadar büyük oranda büyüyebildiyse, bunun en önemli sebebi reform ve demokratik standartların yükseltilmesi'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Marmara Grubu Vakfı tarafından İstanbul WOW Otel Konferans Salonu'nda düzenlenen ''14. Avrasya Ekonomi Zirvesi'' başladı. Zirvenin açılışında konuşan İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, zirvede sadece görüş ve fikir alışverişi yapılmadığını, aynı zamanda hep birlikte vizyon oluşturduklarını söyledi. Son yıllarda dünyanın ciddi değişim ve dönüşüm geçirdiğini, böyle çalkantılı zamanlarda tehdit ve fırsatların bir arada bulunduğunu dile getiren Yalçıntaş, bölgelerinde söz sahibi insanların bir araya gelerek birbirlerini dinlemelerinin, fikir alışverişlerinde bulunmalarının, ortak bir vizyon ve strateji oluşturulmasının sadece bölge için değil, tüm dünya için önemli olduğunu kaydetti.

Yalçıntaş, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde arka arkaya ortaya çıkan toplumsal hareketlerin tüm dünyaya ve gelişmekte olan ülkelerin halkları ve yöneticilerine önemli mesajlar verdiğini vurgulayarak, ''Bu mesajları doğru şekilde okumamaz ve analiz etmemiz, çıkan sonuçları da doğru şekilde uygulayabilmemiz gerektiğine inanıyorum. Bir toplumun gelişmesi, kalkınması, refahın tabana yayılması, bireylerin kaliteli hayat sürdürebilmeleri, demokrasi ve özgürlüklerin gelişmiş olmasından, teminat altına alınmış olmasından geçer'' dedi.

Toplumların hem maddi hem manevi açıdan zenginleşmelerinin ön koşulunun, evrensel hukuk normları çerçevesinde farklı fikir ve inançlara sahip olsalar da, her bireyin kendini özgürce ifade edebildiği bir ortamın tesis edilmesi ve bu ortamın devam etmesinden geçtiğini vurgulayan Yalçıntaş, şunları kaydetti: "Türkiye olarak son 10 yılda köklü bir değişimden geçtik. Önemli yapısal reformlar yaptık, ekonomik reformlar gerçekleştirdik. Demokratik standartları kayda değer yükselten reformlar gerçekleştirdik. Şimdi de yeni anayasa üzerinde tartışmalar devam ediyor. Türkiye son yıllarda ortalama yüzde 7 büyüme yakaladı. 2010 yılında yüzde 8,9 büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına girdik. Türkiye son 10 yılda bu kadar büyük oranda büyüyebildiyse, bunun en önemli sebebi reform ve demokratik standartların yükseltilmesi. Eğer zenginleşmek, kalkınmak, refah seviyesini yükseltmek, toplumun huzur içinde yaşamasını istiyorsak, o toplumun sesine kulak vermemiz, bütün bireylerinin önünü fert fert açmamız lazım. Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde meydana gelen tüm bu toplumsal hareketlerin bize bu mesajı verdiğine inanıyorum. Gelişmekte olan ülkeler olarak önümüzde çok önemli bir fırsat var bu fırsat aynı zamanda geçiş dönemi olması nedeniyle tehdittir de. Hepimizin bu mesajları doğru şekilde okuyacağımıza ülkelerimizin ve halklarımızın geleceğine doğru bir şekilde yön vereceğimize inanıyorum.''
 

Akkan Suver

Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver de, zirveye 48 ülkenin katıldığını ve BM'nin dörtte birinin bugün burada temsil edildiğini belirtti. Bölgede demokrasi, özgürlük ve insan haklarının yerleşmesinin, ekonomik gelişme olmadan olamayacağını ifade eden Suver, bölge ülkelerinin petrol ve doğalgaz açısından zengin olmasına karşın su kaynakları açısından fakir olduğunu, bu fakirliğe gelir dağılımındaki bozukluğun da eklenmesiyle Ortadoğu ve Afrika'daki olayların başladığını söyledi. Suver, ''Gelişme, kalkınma, insan haklarına saygı, şeffaflık sağlanmadıkça, bu olayların buralarda sürmesi kaçınılmazdır'' dedi.
 

Hikmet Tanrıverdi

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de Avrasya coğrafyası dahil olmak üzere dünyanın her noktasına refah ve barışın ulaşması için çabalarını sürdüreceklerini kaydetti. Tanrıverdi, hazır giyim endüstrisinin yılda 16 milyar dolar, tekstille birlikte 23 milyar doları aşan ihracat hacmiyle Türk insanına ekonomik refah sunduğunu belirterek, ''Türkiye kendi bölgesinin en büyüğü, Avrupa'nın Çin'den sonra en büyük tedarikçisi. Bu durum Türkiye'yi ülke markası olarak büyütüyor. Türkiye'nin kazanımı, Türk dünyasının kazanımı olacaktır. Dünya modasında Türk çağını başlatmanın olumlu sonuçlarını hep beraber yaşayacağız'' dedi.

Toplantıda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in zirveye gönderdiği mesaj Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler Danışmanı Ali Hasanov tarafından okundu. Aliyev mesajında, zirvenin halklar arasındaki dostluk ve kardeşliğin güçlenmesine imkan yaratacağına ve bölgedeki yoksulluk, ekolojik ve diğer problemlerin çözümüne katkı sunacağına inandığını dile getirdi.

 

TOBB Başkan Yardımcısı Tanıl Küçük

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı ve İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, 14. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde, Avrasya'nın tarih boyunca siyasi, ekonomik ve kültürel gelişmelerin merkezinde olduğunu anımsatarak, bugün de sahip olduğu enerji kaynaklarıyla, ulaşım ve enerji koridoru niteliğiyle tüm dünyanın ilgisini çeken, jeopolitik ve stratejik önemi çok yüksek bir bölge konumunda bulunduğunu söyledi. İpek Yolu gibi önemli ticaret hareketlerinin de bu topraklarda hayat bulduğunu, kültürel zenginliklerin de bu topraklarda dünyaya yayıldığını anımsatan Küçük, Avrasya'nın bugün de büyük bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu ifade etti.

25 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan Avrasya'da, 400 milyona yaklaşan nüfus, 4 trilyon dolara yakın toplam milli gelir ve 1 trilyon doların üzerinde dış ticaret hacminin söz konusu olduğunu anlatan Küçük, ''Büyük petrol ve doğalgaz rezervlerinin yanı sıra zengin maden ve su kaynakları da bulunmaktadır. Mevcut bu büyük potansiyelin güçlü ve yaygın bir girişimci kültürü ile birleştirebilirsek Avrasya, dünya ekonomisinin en dinamik motor bölgesi haline gelecek demektir'' dedi. Küçük, Türk oda sistemi konusundaki bilgi birikimi ve tecrübelerini Avrasya'daki diğer dostlarıyla da paylaşmaya hazır olduklarını, Türk özel sektörü olarak sanayi konusunda da paylaşacakları konular bulunduğu kanaatini taşıdığını söyledi.
 

Avrasya Bölgesi'nin küresel arenada hak ettiği yer...

Tanıl Küçük, ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin ve ticaretin gelişmesinde büyük önem arz eden bir noktanın da karayolu taşımacılığının gelişmesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırabilmeliyiz. Çin ile Avrupa ekonomilerini birbirine bağlayacak ve transit geçilecek ülke ekonomilerine de katkı sağlayacak yeni İpek Yolu perspektifi ile ülkelerimiz arasında taşımacılık başta olmak üzere her sektörde somut işbirliği projelerinin geliştirilmesi mümkün olacaktır. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin, işbirliğimizin geliştirilmesinde bir önemli nokta da kara gümrük kapılarının modernize edilmesidir. Buralardaki bürokratik işlemler kısaltılması ve hızlanmalıdır. Çabalarımızı orta ve uzun vadeli bir stratejiye dayandırmamız halinde Avrasya bölgesinin küresel arenada hak ettiği yeri alacağına inanıyoruz. Bizler daha fazla işbirliği ve yakınlaşma sağlayarak, ortak yatırımlar yaparak Avrasya bölgesinde dinamik ve güçlü ekonomiler kurabilir, böylece barış, istikrar ve refahın hakim olduğu bir bölge yaratabiliriz. Avrasya bölgesindeki ülkelerin geçmişleri gibi gelecekleri de ortaktır. Barış, demokrasi, istikrar ve refahı yakalamış bir Avrasya hepimizin geleceğinin teminatıdır ve böyle bir gelecek için hep birlikte çalışmamız gerekmektedir.''
 

TİM Başkanı Büyükekşi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de Türkiye'nin hayranlık verici bir değişim ve dönüşüm süreci yaşadığını anlatarak başladığı konuşmasında, Türkiye'nin, 2001 krizi sonrasında yakaladığı siyasi istikrarı ekonomik istikrara dönüştürmeyi başardığını, Türkiye'nin gösterdiği ekonomik performansla dünyanın en büyük 16., Avrupa'nın en büyük 6. ekonomisi konumuna yükseldiğini söyledi. Türkiye'nin, 2000 yılında 28 milyar dolar ihracat yaptığını, 2010 yılında ihracatını 114 milyar dolara çıkardığını anımsatan Büyükekşi, Türkiye, ihracatının yarıdan fazlasını dünya kalite standartlarının en yüksek olduğu Avrupa kıtasına gerçekleştirdiğini ifade etti.

Büyükekşi, Avrupa ve Asya kıtasının kesişim noktasında olan Türkiye'nin, Avrupa'nın Ortadoğu'ya açılan kapısı konumunda olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: ''Dünyanın en değerli arazisi üzerinde yaşıyoruz. Çevremiz hareketli. Etrafımızda krizler, devrimler ve savaşlar eksik olmuyor. Çevremiz, barındırdığı tüm krizlere rağmen kimsenin vazgeçemeyeceği kadar değerli. Böylesi kritik bir bölgede demokrasimiz ve piyasa ekonomimiz en önemli değerimiz. Tüm bölge bu anlamda bizi model alıyor. Bizim gittiğimiz yoldan gitmek istiyor. Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü, en büyük gücümüzü oluşturuyor. Mineral kaynaklar olmadan, sanayi ve hizmetler sektörü ile ortaya çıkardığımız 1 trilyon dolara yaklaşan ekonomi bizim gururumuz. Ama daha iyisini de planlıyoruz. 2023 yılında Türkiye'nin dünyanın en büyük 10. ekonomisi haline gelmesini istiyoruz.''

Büyükekşi, Türkiye'nin 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapmasını amaçladıklarını ve bunun için çalıştıklarını anlattı. Bu amaçla TİM olarak bir strateji hazırladıklarını bildiren Büyükekşi, şöyle devam etti: ''Bu proje ile hedefimiz, Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer alması. Bunun için de; teknolojik dönüşümü tamamlamış, üretim teknolojilerine hakim, belirlenmiş alanlarda liderlik pozisyonuna gelerek, 2023 yılında ihracat gelirini 500 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için mevcut pazarlarımızda payımızı artıracağız. Hedef pazarlarda yerimizi alacağız. Türkiye'de sektörleri dönüştüreceğiz. AR-GE ve inovasyona yöneleceğiz. Üretimde ve ihracatta katma değer artışı sağlayacağız. Bunun sonucunda Türkiye'nin gelişim ve dönüşüm süreci hızlanacak. Dünyanın en büyük 10. ekonomisi haline geleceğiz. Sahip olduğumuz ekonomik gücü daha da büyüteceğiz.''

Büyükekşi, Türkiye'nin istikrarlı bir şekilde gelişmesi için bölgesinin de istikrarlı olması gerektiğine işaret ederek, savaşların ve krizlerin bitmesi gerektiğini, kendilerinin hem Türkiye'de hem de komşu ülkelerde barış ve huzur istediklerini sözlerine ekledi. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da Avrasya'daki barış, istikrar ve refahın sadece Türkiye için değil, dünya barışı açısından da belirleyici rol oynadığını ifade etti. Mutlu, geleceğin; hem büyük vaatleri hem de önemli sorunlar içerdiğini belirterek, ''Umudun başarıya ulaşmasını istiyorsak dünya milletleri barış ve güvenliğin korunması, demokrasi ve sürdürebilir kalkınmanın gelişebilmesi için güçlerini birleştirmeye devam etmeliler. Dünyayı insanlık için daha yaşanılabilir bir yer haline getirebilmek zorundayız'' şeklinde konuştu.
 

TÖSYÖV Başkanı Sönmez

Türkiye Küçük ve Orta ölçekli işletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TÖSYÖV) Başkanı Yalçın Sönmez ise ekonomik büyümenin ve kalkınmanın temeli olarak KOBİ'leri gördüklerini kaydetti. Sönmez, Türkiye'deki KOBİ'lerin büyüme ve kalkınmanın öncüsü olduğunu dile getirerek, KOBİ'lerin istihdamın çoğunu yarattıklarını, demokrasinin de asıl dayanağı olduklarını anlattı. Avrasya ülkeleri ile ortak katma değer sinerjisinin yaratılması gerektiğine işaret eden Sönmez, ''Ülkelerin ekonomik gelişmesinde dinamo KOBİ'lerdir. Amacımız ülkelerimizin gelişme dinamiklerini geliştirmek, karşılıklı zenginleşmek, küresel rekabette yarışmak ise önceliğimiz KOBİ'ler olmalıdır. Ülkemizde değişimin temeli sayıları 2 milyona yaklaşan KOBİ'lerdir'' dedi. Sönmez, Türkiye ekonomisinin KOBİ'ler sayesinde dinamik ve önemli bir rekabet gücüne sahip olduğunu anlatarak, ''KOBİ'lerimizi karşılıklı olarak işbirliği içine sokarsak onlara bu konuda destek sağlarsak, küresel pazarda rekabet edebiliriz. Avrasya KOBİ'leri veya Avrasya Girişimciler ağı kurabiliriz'' şeklinde konuştu .

KEİ Genel Sekreteri

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİ) Genel Sekreteri Leonidas Chrysanthopoulos da KEİ'nin Karadeniz ülkelerini bir araya getiren en kurumsal örgüt konumunda olduğunu belirterek, ortak projelerin hayata geçirilmesini amaçladıklarını anlattı. Karadeniz bölgesinde su yollarının ıslah edilmesi ve ulaştırma projeleri bulunduğunu belirten Chrysanthopoulos, ekonomik kalkınmayı artırırken, ticaret ve turizmi teşvik etmek istediklerini söyledi. KEİ'nin en önemli etkisinin ticaret alanında hissedildiğini ifade eden Chrysanthopoulos, ülkeler arasındaki ticaretin arzu edilen düzeyde olmadığını, BM Kalkınma Programı ile birlikte bir inisiyatif başlattıklarını ve yatırımları teşvik etmeye çalıştıklarını bildirdi.

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş ise Avrupa ve Asya kıtasının tarihte Avrasya olarak hep birbirini tamamladığını, daha iyi bir dünya için ekonomik ve sosyal bağlantıları çoğaltmak ve ''eskinin Avrasyasını'' inşa etmek gerektiğini kaydetti. Türkiye Seyehat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy da Türkiye'nin turizm imkanlarını anlatarak, Türkiye'nin batı ile doğu arasında bir köprü görevi gördüğünü söyledi.