"13 Eylül'de kıyamet kopmayacak"

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 13 Eylül'de, referandumda 'evet' de 'hayır' da çıksa kıyametin kopmayacağını, hayatın devam edeceğini, ancak Türkiye'nin, Kürt sorunu ve barış meselesiyle tekrar yüz yüze kalacağını ileri sürdü.

cumhuriyet.com.tr

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Sümerpark Resepsiyon Salonunda düzenlenen basın toplantısında, ilk günden bu yana tutarlı ve kararlı bir şekilde boykot kampanyası yürüttüklerini, daha ileri bir demokrasi ve yeni bir Anayasa talep eden tek parti olduklarını belirtti.

Seçim barajının sadece BDP değil, bütün Türkiye'yi ilgilendirdiğini, hükümet tarafından bu konunun tartışma konusu bile yapılmadığını kaydeden Demirtaş, yeni bir Anayasa ısrarı ve talebinden vazgeçmeyeceklerini, Türkiye'nin yeni bir Anayasa'ya ihtiyacının bulunduğunu kaydetti.

Boykot cephesiyle yeni bir Anayasa isteyenler cephesini oluşturduklarını, yeni bir Anayasa'nın Türkiye'yi demokrasiye kavuşturacağı inancını açığa çıkardıklarını öne süren Demirtaş, referandumda ''evet'' de ''hayır'' da çıksa yeni bir anayasa yapmanın kaçınılmaz olacağını söyledi.


"3. oy boykottur"

Diyarbakır'da 5 Eylül'de miting düzenleyeceklerini, son mitinglerini de Bingöl'de yapacaklarını bildiren Demirtaş, boykot tavrının Türkiye'nin geleceğini değiştirecek ve demokrasiye evriltecek en önemli güç olduğunu savundu.

Referandumda her siyasi partinin özgürce düşüncesini sandığa yansıtacağını ifade eden Demirtaş, şöyle dedi:
''Fakat sandığa gitmemek de özgürce bir irade beyanıdır. Nasıl ki 'evet' ve 'hayır' kullananlar özgürce irade beyanında bulunuyorsa, boykot da özgür iradenin sandığa gitmeme şeklindeki tezahürüdür. Bu da özgür bir tutum ve tercihtir. Referandumda kullanılan oy çeşidi 2 değil, 3'tür. 3. oy da boykottur. Boykot kararı bizim için kesin bir karardır. 12 Eylül günü zihniyetleri boykot edeceğiz. Hükümetin atacağı her hangi bir adım ya da söyleyeceği herhangi bir şey BDP'nin tavrını değiştirmez. Zaten hükümetin de böylesi bir niyetinin olmadığı 6 aydır ortadadır. BDP bu ilkeli duruşundan taviz vermeden net bir duruşla boykota gidecektir. Bulunduğumuz her yerde referandumun demokratik sınırlar içerisinde ve atmosferinde geçmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. 12 Eylül gününü en güçlü sonucu alacağımıza inanıyoruz.''

Türkiye'nin referanduma kilitlendiği bir dönemde, barışın da konuşulması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, ''Çünkü 13 Eylül'de 'evet' de 'hayır' da çıksa Türkiye'de kıyamet kopmayacak, hayat devam edecek. Türkiye temel sorunu olan Kürt sorunu ve barış meselesiyle tekrar yüz yüze kalacak'' diye konuştu. Demirtaş, Türkiye'nin iç ve toplumsal barışının referandumdan daha önemli olduğunu kaydetti.


STK'ler ile yaşanan tartışma

Bir gazetecinin ''AK Parti'nin Diyarbakır'da düzenleyeceği mitingde suni bir beklenti yaratıyor musunuz?'' sorusu üzerine Demirtaş, 3 Eylül'de Başbakanın Diyarbakır'da yapacağı mitingi değil, 5 Eylül'de kendi yapacakları mitinge kilitlendiklerini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ne söyleyeceğini, meydanlarda söylediğini, Diyarbakır halkının Başbakan Erdoğan'ın ne söyleyeceğini merak etmediğini ileri süren Demirtaş, ''Biz de çok merak etmiyoruz. Zaten bu konuda ilkeli olduğunu ifade etti. Her yerde olduğu gibi tek millet, tek dili Diyarbakır'da da ifade edecek. Bundan şüphe duymuyoruz. Konya ve Kayseri'de yaptığı konuşmalar Diyarbakır konuşmasının mesajlarıydı. Yeni bir şey olmayacağının garantisidir. Her halde Konya'da yaptığı konuşmayı burada da yapar'' dedi.

Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yaşananların sorulması üzerine Demirtaş, şöyle konuştu:
''Siyasette bazen kızmak olur ama küsmek olmaz. Diyarbakır'daki bütün demokrasi dinamikleri toplumsal barış için önemli ve değerlidir. Bu çevrelerin de barış için oynayacağı rol ve misyonlar vardır. Bunlara zarar gelmemesi lazım. Diyarbakır bir bütün olarak kendi içerisinde demokrasi kültürünü oluşturmuştur. O tartışma bizler için bitmiştir. Onlar açısından da bitmiştir.''

Demirtaş, 13 Eylül sabahının çok önemli olduğunu, referandum gündemden çıktıktan sonra Türkiye'nin gündemine Kürt sorunu ve barış meselesinin geleceğini ileri sürerek, Başbakanın 3 Eylül'de Diyarbakır'da yapacağı konuşmadan çok 13 Eylülde yapacağı konuşmanın önemli olduğunu belirtti.

''Ülkeye kalıcı bir barışın gelmesi, ateşkesin uzaması, diyalog ve müzakereler adına söyleyeceği şeyler önemlidir. 12 Eylüle kadar Başbakanın söyleyeceği her şey havanda su dövmektir. Oy uğruna söylenmiş sözler olacaktır. Ama 13 Eylülde 'evet' de 'hayır' da çıksa Başbakanın, Başbakan sıfatıyla yapacağı ve söyleyeceği her şey önemlidir'' diyen Demirtaş, barış için her türlü diyaloğa hazır olduklarını kaydetti.


İnternet sitesindeki haber

Bir internet sitesinde Yargıtay üyesi yargıç ve savcıların kendi aralarında yaptıkları konuşma üzerine partileri için spekülatif bazı yaklaşımların sergilendiğini ileri süren Demirtaş, konuşmayı yapanlar kimdir, doğru mudur, değil midir? Bunların ayrı bir tartışma konusu olduğunu, konuşmada ismi geçenleri tanımadıklarını söyledi.

BDP'yi haksız bir karalamaya tabi tutmanın hiç kimseye bir şey kazandırmayacağını, partilerinin Ergenekon ile özdeşleştirilmesinin, böyle bir imaj yaratılmaya çalışılmasının kendileri için hakaret olduğunu anlattı.

Demirtaş, şöyle konuştu:
''Ergenekon denilen şey bizim açımızdan kontr gerilladır. Bunlar binlerce faili meçhul cinayetten sorumlu derin devlet örgütlenmesidir. Bizim Ergenekonla aynı çeşmeden içeceğimiz bir damla su bize haramdır. Asla ama asla böylesi bir karalama kampanyası kimseye kazandırmaz. Sırf oy uğruna bu tür çabalar içerisine girenler unutmasınlar ki 13 Eylül günü BDP yine bu ülkeye lazım olacak. Bu ülkenin barışı için kaçınılmaz bir demokrasi gücü olarak herkese lazım olacak.''