13. Avrasya Ekonomi Zirvesi
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, bütün kışların sonunda baharın gelmesi gibi bütün kriz dönemlerinin sonunda da ekonomilerin yeniden canlanma ve büyüme eğilimine girdiklerini belirterek, ''Önümüzdeki yıllar bölgede ortak yatırımların ve ticaretin gelişmesi açısından son birkaç yıldakinden çok daha uygun olacaktır'' dedi.
cumhuriyet.com.trMarmara Grubu Vakfı tarafından bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, Avrasya'nın bölge olarak büyük önem taşıdığını belirterek, bölge ülkesi olarak Türkiye'nin bölgedeki gelişim ve değişimleri dikkatle izlemesinin önemine işaret etti. Dünya ekonomisinin küresel krizin gölgesindeki 3. yılını geçirdiğini ancak Türkiye ekonomisinin bir önceki zirveye göre daha iyi durumda bulunduğunu kaydeden Küçük, kapasite kullanımlarının yükselme eğilimine girdiğini, ihracatın ümit verici seyir içinde olduğunu, iç pazarda bir miktar canlanma yaşandığını ancak bu olumlu gelişmelerin yanında işsizlik ve yatırım azlığı gibi bazı önemli sorunlar da devam ettiğini anlattı.
Bütün kışların sonunda baharın gelmesi gibi bütün kriz dönemleri sonunda da ekonomilerin yeniden canlanma ve büyüme eğilimine girdiklerini söyleyen Küçük, önümüzdeki yılların bölgede ortak yatırımların ve ticaretin gelişmesi açısından son birkaç yıldakinden çok daha uygun olacağını belirtti. Krizle birlikte küresel ekonomide güç merkezinin batıdan doğuya kaydığını anımsatan Küçük, Avrasya bölgesinin doğu ucunda yer alan Çin ve Hindistan'ın 21. yüzyıl gelişmelerinde önemli rol oynayacağını, batı ucundaki Rusya ve Türkiye'nin de bölgenin diğer iki önemli oyuncusu olduğunu ve iki ülke ilişkilerinin son dönemde iyi seyrettiğini ancak Türkiye'nin dış ticaret açığının yüzde 40'ından fazlasının Rusya'dan kaynaklanmasının durumu bir miktar gölgelediğini kaydetti.
Bölgedeki Türk cumhuriyetleriyle ihracatın son yıllarda önemli oranda arttığını ancak potansiyelin çok daha büyük olduğunu kaydeden Küçük, ''Türkiye bölgedeki ülkelerle işbirliklerini daha da geliştiriyor ve özel sektör de aynı arzu içinde. Bir ülkenin gerçek anlamda bölgesel ve küresel güce dönüşebilmesi ancak bütün kurum ve sektörlerinin böyle bir vizyona sahip olmasıyla mümkündür'' dedi.
Küçük, Türk sanayiinin uzun yıllardır küresel rekabet ortamında üretim yaptığını ve önemli başarılar elde ettiğini belirterek, bu konuda birikim ve deneyimlerini bölge ülkeleri ile paylaşmaya her zaman hazır olduklarını vurguladı. Avrasya bölgesinde ticaretin ve ortak yatırımların artmasının, barış, istikrar ve refahın kalıcı hale gelmesine büyük katkı sağlayacağına dikkati çeken Küçük, bölge ülkelerinin geçmişleri gibi geleceklerinin de ortak olduğunu belirtti.
'Üretim ve talep merkezi Avrasya'ya kayıyor'
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, geçmişte kanlı savaşlar yaşanırken günümüzde mücadelelerin ekonomik platformda gerçekleştirildiğini belirterek, ekonomik açıdan büyüyen, hem iç pazarda hem de dış pazarda güçlü olan ülkelerin kendi halklarını refaha ulaştırdıklarını kaydetti. İş adamları olarak artık iç pazarla dış pazarın birbirinden ayrılamayacağını söylediklerini, bunun yanında artık dış pazarların da mutlaka işbirliği yapması, işbirliği içerisinde rekabet etmesi gerektiğini dile getiren Yalçıntaş, bu ortamda hiçbir ekonominin tek başına varlığını sürdüremeyeceğinin altını çizdi.
Yalçıntaş, Avrasya'nın altyapı ve kaynaklar açısından çok zengin bir coğrafya olduğunu belirterek, son dönemde küresel krizin değerlendirildiği, kriz sonrası dünyanın nasıl şekilleneceğinin konuşulduğu birçok toplantıya katıldığını, bütün toplantılarda dünyanın her tarafından uzmanların önümüzdeki yıllarda dünyanın üretim ve talep merkezinin ciddi anlamda Avrasya'ya kaydığına işaret ettiğini anlattı.
Maliyet avantajları, genç nüfusu ve kalkınma hızı açısından sunduğu pazar imkanlarının önümüzdeki yıllar için Avrasya'yı yeni cazibe merkezi haline getirdiğini kaydeden Yalçıntaş, bu nedenle birçok dünya markasının yeni yatırımlar için Avrasya'yı tercih ettiklerini kaydetti. Yalçıntaş, Mevlana'nın ''Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez'' sözünden alıntı yaparak, her biri birer mum olan Avrasya ülkelerinin birbirinin mumunu tutuşturmasıyla, ortaya sadece bölgeyi değil tüm dünyayı aydınlatacak çok büyük bir aydınlığın çıkacağını söyledi.
Nobel'e aday
Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Akkan Suver, zirvenin bu yıl 44 ülkenin katılımıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Suver, Avrupa konseptleriyle düşünülen ve Avrupalı gibi yaşanılan her yerin Avrupa olduğunu ve bu Avrupa düşüncesinin içinde Balkanlar'ın da mevcut olduğunu ancak bir süreden beri Avrupa'da bazı çevrelerin Balkan yerine Güneydoğu Avrupa adını kullandıklarını ifade ederek, ''Bu yanlış bir deyimdir. Eğer bunu Türkiye'yi Avrupa'dan dışlamak için kullanıyorlarsa, bu daha çok yanlış bir deyimdir'' dedi. Avrasya adını da bir kıymetler sistemi olarak telakki ettiklerini kaydeden Suver, ''Nasıl dünkü Avrupa'nın hasım ülkeleri ortak değerler zemininde yeniden bir araya gelmişse, Adriyatik'ten Çin'e kadar uzanan coğrafyanın da yeni bir ortaklık anlayışına yönelmesi gerektiğine inanıyorum'' diye konuştu.
Suver, Nobel yetkilileri tarafından bu yıl ekoloji, sosyal ya da kültürel alanda bir aday göstermelerinin istendiğini belirterek, ''Çevre alanında yaptığı ve kabul görür çalışmalarıyla dünyada haklı bir üne kavuşan Prof. Dr. Agni Vlavianos Arvanitis'i Nobel'a aday gösterdiğimizi huzurlarınızda açıklamak istiyorum'' dedi.
Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi
Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi, serbest piyasanın tek başına istikrar ve başarıyı getiremeyebileceğinin krizle görüldüğünü belirterek, ekonomilerin daha iyiye gitmesini sağlayacak yöntem ve mekanizmaların benimsenmesi gerektiğine dikkati çekti. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin açılışında Cumhurbaşkanı Topi, bu zirveye katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu, Türkiye ile Arnavutluk arasındaki ilişkilerin, Arnavutluk'un gündeminde son derece önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Marmara Grubu Vakfı'nın, son derece önemli bir grup olduğunu ifade eden Bamir Topi, Vakfın düzenlediği zirveler sayesinde farklı toplumların, inanışların ve hükümetlerin arasında ortak bir diyalog anlayışı oluştuğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Bamir Topi, zirveyle önemli bir coğrafi alanı ilgilendiren konuların masaya yatırılacağına işaret ederek, şunları söyledi: ''Bu zirve küresel mali krizin yarattığı koşullar çerçevesinde düzenleniyor. Marmara Denizi çerçevesindeki Doğu'da ve Batı'daki ülkeleri etkileyen bir kriz ve görüyoruz ki dünya gün geçtikçe küreselleşiyor, ortak servetleri paylaşıyoruz bu nedenle ortak sorumluluklara sahip olmalıyız. Ekonomilerimiz artık tek başlarına hareket edemezler, tehlikelere ortak göğüs germek gerekiyor. Ne kadar ortak iletişim kurabilirsek ülkelerimiz arasındaki ekonomik iş birliği o denli kuvvetli olur.''
Arnavutluk'un, siyasi ve ekonomik açıdan bütünleşmeyi hedefleyen bir ülke olduğuna değinen Topi, bütün tarih boyunca tecridin ve içine kapanmanın beraberinde ekonomik küçülme ve yoksulluk getirdiğinin görüldüğünü anlattı. Cumhurbaşkanı Topi, Arnavutluk olarak ekonomik süreçlere dahil olmayı çok önemli gördüklerini vurgulayarak, ''Benim ülkem sadece bölgesel ekonomik süreçlerin bir parçası olmak istemekle kalmıyor, Avrupa ve Asya'daki enerji yollarının içinde de yer almak istiyor. En kısa enerji aktarımını temin etmenin bir parçası olmak istiyor'' dedi.
'Verimli diyalog oluşturulmalı'
Bamir Topi, zirvenin kendilerine Kafkasya'da, Orta Doğu'da ve Orta Asya'da önemli bir doğal gaz tedarik hattı oluşturmaya davet ettiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Verimli bir diyalog oluşturmalıyız. Böylece genç kuşakların eğitimi ve istihdamını ele almalıyız. Onların acı çekmemelerini sağlamalıyız. Bütün bu bölgede fakirliği en az düzeye indirgemeliyiz. Ekonomik mali kriz şunu gösterdi ki, serbest piyasalar tek başlarına istikrarı ve başarıyı beraberinde getiremeyebiliyorlar ve bunu maliyeti dünya ekonomisine çok yüksek olabiliyor. Ekonomilerin daha da iyiye gitmesine yol açacak yöntemlerin ve mekanizmaların benimsenmesi gerekiyor. Bu kriz kapitalizmin ne kadar baş edilmesi güç bir sistem olduğunu gösterdi. Bu zirve ile doğal gaz fiyatları konusunda yapılması gerekenleri belirleyebiliriz, belirsizlikleri ortadan kaldırabiliriz. Bir takım eylem planları gerçekleştirilmesi söz konusu olduğunda, ülkenin sınırlarının ötesine geçecek önlemler alabiliriz.'' Konuşmasının ardından Marmara Grubu Vakfı Başkanı Akkan Suver, Cumhurbaşkanı Topi'ye, babası Rıza Topi'nin 1930-31 döneminde Robert Kolej'den mezun olduğu belgenin örneğini hatıra olarak verdi.
'Piyasa sisteminde kriz var'
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dünyada yaşanan krize ilişkin, ''Piyasa sisteminde kriz var. Piyasa sistemi hatayı affetmiyor. Hata yaparsanız onu krizle cezalandırıyor'' dedi. Demirel, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 13. Avrasya Ekonomi Zirvesinde, Türkiye gibi sivil toplum örgütlerine yeni yeni alışan ülkelerde sivil toplum örgütlerinin öneminin büyük olduğunu vurguladı. Gelişmiş demokrasilerde bunların ''müstesna'' yeri bulunduğunu, bir zemin ve arena özelliği taşıdığını ifade eden Demirel, ''Bu zeminler düz zeminler... Herkes istediğini korkusuz, endişesiz, kimsenin gözünün içine bakmadan söyleyebilir'' diye konuştu. İnsanların kendilerine, ülke ve dünya sorunlarına gösterdiği ilginin uygar olmanın ölçütlerinden olduğunu belirten Demirel, bu alanda insanlar, toplumlar ve ülkelerin birbirleriyle işbirliğinin önemine işaret etti.
Dünyada işbirliğinin kaçınılmaz hale geldiğine dikkati çeken Demirel, ''Gerek iletişim devrimi, gerek ulaşım devrimi dünyanın sınırlarını hemen hemen ortadan kaldırmıştır. Sınırlar vardır. Ama bu sınırlar bana göre sanaldır. Sınır tanımayan pek çok olayla karşı karşıyayız'' dedi. Süleyman Demirel, son 30 yılın dünyanın altın devri olduğunu ifade ederek, bu dönemde dünyada aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve G-20 grubu içinde yer alan gelişmekte olan ülkelerin etkisiyle yüzde 5'e yakın kalkınma hızı sağlanabildiğini söyledi.
'Yeni normalin içinde israfa ve bilgisizliğe yer yok'
2. Dünya Savaşı sonrasında dünyada ekonomik kriz olmasını önleyecek tedbirler alınmasına rağmen artık bunların yeterli olmadığının görüldüğünü ifade eden Demirel, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Dünya 2008 yılının Ekim ayında büyük bir paniğe girdi. Bu dönemde başlayan kriz, insanların hatırladığı insanlık tarihindeki 8. kriz. Piyasa sisteminde kriz var. Piyasa sistemi hatayı affetmiyor. Hata yaparsanız onu krizle cezalandırıyor. Adam Smith'in teoride söylediği şey 'müdahale etmeyin, o kendi kendini düzeltir.' 2008 krizinde gizli eli beklemediler. Gizli el gelir mi gelmez mi diye korktular. Veya beklediler, sonunda müdahale etmek, bu defa daha hızlı davranmak zorunda kaldılar. Ve piyasa sisteminin krizi, piyasa sisteminin kuralları çiğnenerek tamir edilme yoluna gidildi. Geniş çapta tamir edilmiş gibi görünse de bıraktığı tortular var. Bu tortulardan sonra görünüyor ki bundan sonra kriz olmaması için ne yapmak lazım? Yeni tedbirler almak lazım. Dünyada aslında ulus milletler, halklar zaman içinde daha çok dünyalı olmaya devam edecekler. Bir ülke üretimini dünyaya yapıyorsa, alışverişini de dünyadan sağlıyorsa üretimini mutlaka halkının beyin gücüne, çağın teknolojisine dayanarak yapıyorsa, rekabet gücüne dayalı yapıyorsa o ülke kurtulmuştur. Yani küresel rekabete uyabilen, küresel teknolojiyi kullanabilen ve küresel şartları yerine getirebilen bir düzen aranıyor. Bu düzene yeni normal deniyor. Dünya yeniden hem finansta, hem ekonomide yeni normali arıyor. Yeni normalin içinde israfa ve bilgisizliğe yer yok.''
9. Cumhurbaşkanı Demirel, içinde bulunulan çağın kendine has önemli problemleri bulunduğunu belirterek, ''Bu problemlerin kökünde yatan, nüfus problemidir. 2050'lerde 9,5 milyara çıkacağı varsayılıyor. Dünya barışını muhafaza edecek, yoksullukla mücadele edecek, yerküreyi ısınmaktan kurtaracak, insanlara iş ve ekmek verecek bir durumla karşı karşıya dünya... Yoksa 'durdurun dünyayı inecek var' diyemezseniz'' şeklinde konuştu.