1294 sığınmacıya karşı 12 milyon Avro’luk ‘savaş’

Macaristan’da Avrupa Birliği’nin (AB) sığınmacı kotasından ülkeye 1294 sığınmacı gönderilmesine yüzde 98 hayır çıkan ve geçersiz sayılan referandum ülkedeki tartışmaları alevlendirdi.

ALİ ÇELİKKAN

Macaristan’da Avrupa Birliği’nin (AB) sığınmacı kotasından ülkeye 1294 sığınmacı gönderilmesine yüzde 98 hayır çıkan ancak yüzde 50 altında katılım nedeniyle geçersiz kılınan referandum ülkedeki tartışmaları alevlendirdi. Başbakan Victor Orban, “Zafer elde ettik. Bu AB’ye mesaj, bundan ders çıkarılmalı” derken muhalefet sonucun hükümet açısından yenilgi olduğunu belirtip Orban’a istifa çağrısı yaptı. Orban ise geri adım atmayacaklarını, kotanın uygulanmaması için anayasa değişikliğine gidilebileceğini belirtti. Referanduma katılım yüzde 40’ta kalmıştı.

Sığınmacı karşıtı cephenin öncülerinden, halihazırda AB’nin otokratik yönetimi nedeniyle sert eleştirilerinin de merkezindeki Orban yönetimi referanduma, “Birliğin sığınmacılarla ilgili dayatmalarının kabul edilmeyeceğini dünyaya göstermek için” gidildiği mesajları vermişti. Orban liderliğindeki Fidesz, AB’nin sığınmacı kotasını kabul etmemek için 12 milyon Avro harcayarak AB tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kampanya yürüttü. Halka sorulan sorular arasında; “Göç ve terörizmin arasındaki bağ hakkında ne düşünüyorsunuz?” ve “Ödediğiniz vergilerin yasadışı insan kaçakçılığını desteklemek için kullanılmasını istiyor musunuz?” gibi sorular vardı.

 Hükümet sözcüsünden ırkçı çıkış

Orban hükümeti referanduma giden süreçte, sığınmacıların Avrupa’nın değerlerine ters düştüğünü, Müslümanların uyum sağlayamayacağını, güvenlik tehdidi yaratacağını savundu. Hükümet sözcüsü Zoltan Kovacs’ın, referandumdan önce Budapeşte’nin Andrassy Üniversitesi’nde bir grup gazeteciyle buluşmasında şu ifadeleri ise dikkat çekiciydi: “Tüm teröristlerin göçmen olduğu bir gerçektir. Göç ve terörizm el ele gider. Bu insanlar buraya ait değil. Savaştan kaçan biri 5 bin kilometre yol katetmez. Bu insanların kim olduğu belli bile değil”

Öte yandan gelişmelere muhalefet tepkili. Popülizmi ve ayrıştırmayı arttırdığı için halkı referanduma katılmamaya çağıran Sosyalist Parti, AB ile ilgili bir kuralın bu şekilde oylanmasının meşru olmadığına vurgu yapıyor. Referandumun arkasındaki amacın Brexit ile sarsılan AB’yi daha da zayıflatmak olduğunu düşünenler de var. “Orta Avrupa halkları, AB’ye girince hayatlarının değişeceğini düşündüler” görüşünü dile getiren Andrassy Üniversitesi’nden Profesör Ulrich Schile’ye göre bu hayal kırıklığı öfkeye dönüşmüş durumda. l