Zeytin ağaçlarının kıymeti mitolojik öykülerde nasıl anlatıldı?

cumhuriyet.com.tr

Yeryüzünde yetişen ilk ağaç zeytin ağacıdır. Kökü tarih öncesine dayanan zeytin ağacının anayurdunun Mezopotamya olduğu tahmin ediliyor.

Oradan da Akdeniz’e, Ege Adalarına ve Yunanistan’a yayıldığı tahmin ediliyor.

ZEYTİN AĞACI NEREDE YETİŞİR?

Zeytin ağacı, Akdeniz’i ve Ege’yi seviyor. 

Zeytin ağacının hasadı, kararmanın kabuktan meyve etine geçtiği kasım aylarında yapılıyor. Verimli bir ömrün sonunda boşalan gövdesi kuruyarak köklerinden yeşeren sürgünler yeniden yeni bir ağaca dönüşüyor.

Zeytin ağacı, tüm Akdeniz ülkelerinde yetişebiliyor. Bu ülkelerin yanı sıra Güney Afrika, Çin, Güney Amerika, Avustralya, Yeni Zelanda, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri’nin belli bölgelerinde zeytin yetişebiliyor. Öte yandan dünya zeytinin yüzde 85’i Akdeniz bölgesinde bulunuyor. İspanya, en büyük zeytin üreticilerinden biri. 

ZEYTİN AĞACI KAÇ SENE YAŞAR?

Boyu 2-10 metre arasında değişen zeytin ağacı genellikle 300-400 yıl gibi uzun ömürlü bir bitkidir. Zeytin ağacının 2000 yıl yaşayanları olması, kuraklıktan etkilenmeyen bir bitki olmasından kaynaklanıyor. 

ZEYTİNİN ETİMOLOJİK KÖKENİ

Batı dillerinde "yağ" anlamına gelmekte olan “oil” kelimesi, Eski Yunanca’da zeytin ağacı anlamına gelen “eleia” kelimesinden türemiştir. 

Zeytin ağacı “Bütün ağaçların ilki” olarak değerlendirilmektedir ve aynı zamanda ölümsüzlüğü temsil eder.

Zeytinin insanlık tarihindeki önemine kutsal kitaplarda, yaratılış ve kurtuluş efsanelerinde yer verilmektedir.

Zeytin ağacı, Homeros’un kulağına şöyle fısıldar:

”Herkese aidim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden öncede buradaydım, siz gittikten sonrada burada olacağım..”

ZEYTİN DALI UZATMAK TABİRİ NEREDEN GELİR?

Klasik Yunan mitolojisi anlatısına göre, Atina kentinin koruyuculuğu üzerine bir yarışma başlatılır.

Bu zorlu yarışmayı düzenleyen tanrılar tanrısı Zeus, yarışma şartı olarak kendisine en güzel ve en kıymetli hediyeyi getirene şehrin koruyucusu unvanını vereceğini söyler.

Bu yarışmada iki büyük rakip vardır: Denizlerin büyük tanrısı Poseidon ve zekasıyla büyüleyen savaşçı tanrıça Athena.

Tanrıların rekabeti güçlüdür, Zeus'a en güzel ve en kıymetli hediyeyi vermek için yarışmak tam da tanrıların işi olsa gerek.

İlk olarak Poseidon hediyesini açıklar. Poseidon, mızrağıyla bir kayaya vurur.

Kayadan denizlerin gücünü simgeleyen tuzlu su çıkar. 

Herkesin şaşkınlığını ve beğenisi kazanan bu hediyenin ardından muhteşem tanrıça Athena hediyesini vermek için yere vurur. 

Vurduğu kayadan bir zeytin ağacı çıkar. Athena ağacı, "Bunun gölgesinde dinlenebilirsiniz, meyvesini yiyebilirsiniz ve meyvesinin yağıyla tüm yiyeceklerinizi saklayabilirsiniz ve o yağ ile aydınlanabilirsiniz" diyerek tanıtır. Bunun üzerine herkes büyülenmişçesine ağacın faydalarına hayran kalır.

Öyle ki çok sinirlenip üzülen Poseidon bile ağacın üstünlüğünü kabul eder.

Oldukça büyük beğeniyle karşılanan zeytin ağacı ile hayranlık uyandıran Athena böylece hem şehrin koruyucusu ilan edilir hem de şehre onun ismi verilir.

Poseidon ile aralarında düşmanlık ve kırgınlık kalmasını istemeyen Athena, ağaçtan bir dal kırarak Poseidon'a uzatır. Ağacın kutsallığı sayesinde aralarında bir husumet kalmaz. Böylece günümüzde bile hâlâ anlamını yitirmeden kullanılan "zeytin dalı uzatmak" tabiri oluşur.

Bu olaydan sonra zeytin dalının anlamı Antik Yunan'da gelenekselleşir. Antik Olimpiyat Oyunları'nda birinciler zeytin dalıyla ödüllendirilirken gelinlere zeytin ağacından yapılma bir taç takılmaya başlanır.

ZEYTİN BÜTÜN AĞAÇLARIN İLKİDİR

“Olea prima omnium arborum est..”

Zeytin ağacının yaradılış efsanesi Adem ile Havva'ya kadar uzanmaktadır. Anlatıya göre yasak meyveyi Havva ile beraber yiyerek cennetten kovulan Hz. Adem, 930 yaşındayken öleceğini anlar.

Bunun üzerine kendisinin ve tüm insanlığın affedilmesini dilemeye karar verir. Bunun için ise oğlundan yardım ister. Yahudi, Hristiyan ve İslam inancına göre Adem peygamberin üçüncü oğlu olarak bilinen Şit'i çağırır. 

Şit bu görevi üstlenerek cennet bahçesinin yolunu tutar. Bahçenin bekçisi ise Şit'in dileği üzerine ona 'İyi-Kötü Ağacı'ndan aldığı üç farklı tohumu verir ve tohumları babasının ağzında toprağa gömmesini nasihat eder. 

Bundan kısa süre sonra hayatını kaybeden Hz. Adem'i, Tabor Dağı yakınındaki Hebron Vadisi’ne gömerken ağzına bu üç tohumu koyarlar. 

Efsaneye göre bu üç tohumun gömüldüğü yerden üç ağaç yetişir; zeytin, sedir ve selvi.

TUFANDA TEK CANLI KALAN AĞAÇ

Eski Ahit’te yer alan efsanelerden birinde Hazret-i Nuh ve Nuh Tufanından bahsedilir. İnsanoğlunun dünyaya yaptığı kötülükleri gören Tanrı, insanlığın başına bir felaket getirmeye karar verir. 

Tanrıya karşı saygısını hiçbir zaman kaybetmemiş Hz. Nuh’a ise bir gemi yapıp her canlı türünden bir çift alıp o gemiye koymasını emreder. Son hayvanı da gemiye koyup kapağı kapattıktan sonra gerçekten büyük bir tufan başlar ve kısa süre içinde tüm dünya sular altında kalır.

Tufan durduktan 20 (bazı kaynaklarda 40 gün olarak söylenir) gün sonra Hz.Nuh suların çekilip çekilmediğini anlamak için güneşe doğru bir güvercin yollar.

Güvercin gemiye geri döndüğünde suların hala çekilmemiş olduğunu anlar. Yedi gün sonra tekrar bir güvercin yollar ve bu güvercin ağzında zeytin dalı ile geri gelir. 

Böylece Hz. Nuh, suların çekildiğini anlar. Bu sırada gemi Ararat (Ağrı) dağına takılmıştır, canlıları gemiden indirir ve dünyada hayat yeniden başlar. 

İnsanlığın bu halini görüp çok üzülen Tanrı ise bir daha dünyaya tufan göndermemeye karar verir.

Bu büyük tufanda yeryüzünde canlı kalabilen tek şey ise zeytin ağacı olarak anlatılır.

Ağzında zeytin yaprağı tutan güvercin, o günden bu güne, ümidin, bolluğun, esenliğin ve barışın simgesi olur.

Tufanın yok edici gücüne karşı direnen zeytin ağacı ise ölümsüzlüğün sembolü haline gelir.

TARİHİN İLK KORUMA KANUNU

Antik Yunan’da yedi bilgeden biri kabul edilen Solon’un koyduğu kanunlarla zeytin ağacı kesenlere ağır cezalar uygulanmıştır. Bu, tarihteki bilinen ilk zeytin koruma kanunudur. 

Tıp biliminin kurucusu sayılan Hipokrat, yıkanamayanlara, hiç olmazsa zeytinyağıyla vücutlarını ovmalarını önerir. Gimnazyumda spor yapan atletler, kaslarını parlatıp yumuşatmak için zeytinyağı kullanırlar.

Her ne kadar meşale kullanılmaya başlamışsa da, zeytinyağıyla yanan kandiller, evlerin vazgeçilmez eşyasıdır. Keza Panathenaia Şenlikleri’nde birinci olan araba sürücüleri sadece zafer değil, Akropolis’teki kutsal zeytin ağaçlarından üretilen zeytinyağı da kazanırlar. 

Antik Yunan’da günlük beslenmenin en değerli parçası zeytinyağı ve zeytindir.

KUTSAL AĞAÇ

Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında kutsal bir aileden gelmenin işaret zeytin ağacı altında doğmuş olmaktır. Çünkü tanrı Zeus’un çocukları Artemis ve Apollon zeytinlikte doğmuştur. Ayrıca bu dönemde ölülerin sayısı kadar zeytin ağacı dikildiği de bilinmektedir. 

Kutsal kitapların hepsinde zeytin ağacı adaletin, sağlığın, bereketin, zaferin, bilgeliğin, bolluğun sembolü olarak kabul edilmiştir. İbranice yazılan ilk İncil kitabı olan Hakimler kitabında anlatılan bir öyküye göre, ağaçlar kendi aralarında kral seçmek için zeytin ağacına giderler. Kral olması istenen zeytin ağacı, zeytinyağından vazgeçemez ve kral olmayı reddeder. 

"Olup biteni Yotam’a bildirdiklerinde Yotam Gerizim Dağı’nın tepesine çıkıp yüksek sesle halka şöyle dedi: “Ey Şekem halkı, beni dinleyin, Tanrı da sizi dinleyecek. 

Bir gün ağaçlar kendilerine bir kral meshetmek istediler; zeytin ağacına gidip, ‘Gel kralımız ol’ dediler.

Zeytin ağacı, ‘İlahları ve insanları onurlandırmak için kullanılan yağımı bırakıp ağaçlar üzerinde sallanmaya mı gideyim?’ diye yanıtladı."

MISIR HİYEROGLİFLERİNDE ZEYTİN AĞACI

Mısır mitolojisinde de Zeytin Ağacı, zeytin ve zeytinyağı yine önemli semboller olarak kullanılıyordu. Mumyalama işlemi için zeytin ağacından elde edilen özel yağlar kullanılıyor, piramitlerin içinde ışık veren kandillere zeytinyağı koyuyorlardı.

Güneş tanrısı olarak bilinen Ra’nın nimeti olarak görülen zeytin ağacı ve zeytinyağı, tarih boyunca kullanıldığı gibi Mısır’da da barış simgesi olarak kullanılmış, zeytin ağaçlarına büyük değerler yüklenmiştir.

Mısırlı’ların zeytinyağı üretmeyi Yunanlı’lardan ve Filistinli’lerden çok daha önce bildiği söylenir.

Anlatıya göre Mısırlı’lara, 6.000 yıl önce aşk tanrıçası İsis, zeytin ağacını yetiştirmeyi ve meyvesinden faydalanmayı gösterir. İsis’in Nil’in suladığı bereketli Mısır topraklarının tanrıçası olması, bu inancın temelini oluşturuyor.

Eski Mısır’da zeytin, tanrısal erdemlere işaret ederdi. 

Firavun Tutankamon’un başındaki zeytin yapraklarıyla örülü taç, adaletin tacıydı.

Çocuk denebilecek bir yaşta hayata veda eden Mısır’ın en çok bilinen firavunu Tutankamon’u zeytin dallarından yapılmış “adalet tacı” ile resmeden sayısız esere rastlamak mümkündür.

Güneş Tanrısı Râ’ya, aydınlanmanın simgesi zeytin dallarını sunan III.Ramses (M.Ö.1198-1166), bundan duyduğu övüncü şu sözlerle dile getirmişti:

“Senin şehrin Heliopolis’i zeytin ağaçlarıyla süsledim. O zeytin ağaçları ki, meyvelerinden halis zeytinyağı elde edilir. Bu zeytinyağı, senin tapınağını aydınlatan kandilleri besleyen yağdır.”

Mısır’da zeytin üretiminin yapıldığını ortaya koyan tarihi belgelerden biri de, Mısır’daki en eski firavun piramidi olan Sakkara’nın duvarlarında yer alıyor.

M.Ö.2500 yılında inşa edilen bu piramidin duvarları, zeytin sıkma işlemini gösteren figürlerle süslü. Bu örneklere ek olarak belirtilmesi gereken bir diğer önemli bilgi de, Hayfa’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan zeytinyağı değirmeni. Yaklaşık M.Ö.4 binli yıllara ait olduğu sanılan bu değirmen, Mısır medeniyetinin yeşerdiği coğrafyada zeytini üretildiğini gösteren en eski tanık. Nitekim Eski Ahit bize, Mezopotamya’da yaşayan Sami ırkların zeytini günlük yaşamlarında yoğun olarak kullandıklarını tartışılmaz biçimde gösteriyor.

Eski Mısır’da zeytin ve zeytinyağı için ‘ddtw' ve 'bзķ’ isimleri kullanılmaktaydı.

ŞİFA KAYNAĞI ZEYTİN MEYVESİ

İlk sırada kalp ve damar sağlığını olumlu yönde etkilemesiyle bilinen zeytinin, hayvansal yağlar yerine tercih edilmesi öneriliyor. Kanser vakalarının artmasının başlıca sebebinin beslenme alışkanlıkları olduğu bilinen günümüzde, zeytinyağı gibi doymamış yağları tüketmek bireylerin daha sağlıklı olmasına katkı sağlar. 

- Kanser önleyicidir.

- Eğer günde bir çay kaşığı kadar zeytinyağı tüketilirse kan dolaşımı dengelenir. 

- Zeytin doğal bir yaşlanma karşıtıdır.


"Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

Yaşamak yani ağır bastığından."

Nazım Hikmet