Vahşeti izlemişler
Onur Önal’ın cezaevinde gördüğü vahşetin görüntüleri ortaya çıktı. Eğer o görüntüler sonrası cezaevi yönetimi olaya müdahale etseydi belki de Onur bugün hayatta olacaktı
Hilal Köse / Cumhuriyet
Maltepe Çocuk ve Gençlik Cezaevi’nde gördüğü şiddet nedeniyle beyin kanaması geçiren 15 yaşındaki Onur Önal’ın ölümüne neden olan vahşetin kameralar tarafından kaydedildiği ortaya çıktı. Onur Önal, 30 Ağustos 2014’te, akşam saatlerinde, koğuş bahçesinde dakikalarca dövülmüş. Onur’un kafası pencere korkuluklarına, duvara vurulurken kameralar kayıttaymış. Onur’un komaya girmesine neden olan dayak ise bir gün sonra, akşamüzeri, mescitte kameraların görmediği kör noktada yaşanmış. İnfaz koruma memurları ya da cezaevi yetkilileri bir gün önce yaşanan dayağa müdahale etseydi 15 yaşındaki Onur belki de şimdi hayatta olacaktı.
Bilişim Teknolojileri Uzmanı Bilirkişi Vedat Yardımcı, Onur’un dövüldüğü anlara ilişkin 30-31 Ağustos 2014 tarihlerinde, 18.00-18.30 saatleri arasında, C 10 koğuşunun bahçesinde ve mescitte kayıt yapan kamera görüntülerini inceleyerek, rapor hazırladı. Rapora göre bahçedeki görüntülerde, hakkında dava açılan sanık M.Ö., Onur’un kafasını duvara vuruyor, daha sonra boğazını sıkıp pencere korkuluklarına vuruyor.
Araya B.P. giriyor ancak M.Ö., Onur’u boynunu sıkar şekilde zorla duvara doğru götürerek yine Onur’un kafasını duvara vuruyor. Daha sonra B.P., Onur’un boynunu kolları arasına sıkıştırmış zorla sürüklerken M.Ö. arkadan Onur’a tekme atıyor. Diğer tutuklu T.D. zorla Onur’un sırtına binmeye çalışıyor. B.P. sağ eli ile Onur’un kafasına yumruk atıyor. M.Ö., Onur’u boynundan sıkarak zorla zıplatıyor.
Diğer sanık C.B., ani bir şekilde Onur’un yüzüne yumruk atıyor, tekme atıyor. Sonra C.B. ve M.Ö. Onur’u sıkıştırıp elleriyle vuruyorlar, C.B. diziyle de vuruyor. C.B., ensesinden tutup, Onur’u zorla yürütürken, T.D., pencereden ip vasıtası ile sıkıştırılmış içi su dolu pet şişeyi O.Ö’ye savurarak vuruyor. Pet şişe M.Ö.’nün eline geçiyor. Daha sonra, M.Ö., duvar dibine sıkıştırdığı Onur’a uçarak omuzuna tekme atıyor, sağ eliyle karnına yumruk atıyor. M.Ö., kapı boşluğuna sığınıp oturan Onur’a, tekrar saldırıyor. Ensesinden tutarak zorla açık alana çıkarıyor.
‘Korktuğu anlaşılıyor’ Simit oyunu başlıyor, ebe olan T.D., F.A.’yı ebeliyor. Onur hariç herkes F.A.’ya vurmaya başlıyor. C.B. ise ebe yerine Onur’u tekmeleyerek dövüyor. Ebe F.A. da oyuna başlar başlamaz Onur’a yöneliyor. Oyunun normal seyri içinde kaçması gereken bütün şahıslar, Onur’a yöneliyor. Ebe kimseye dokunmadan, Onur köşeye sıkıştırılıyor. M.Ö., herkesten önce Onur’a saldırıp, onu köşeye sıkıştırıyor. Onur, kafası kollarının arasında, eğiliyor, M.Ö., alttan Onur’un yüzüne tekme atıyor. Onur, C.B.’yi ebeliyor. Ama kimse yerinden kaçmıyor. C.B.’ye saldırmaları gerekirken, kimse yerinden kalkmıyor. Onur’un davranışlarından anlaşılacağı üzere, korktuğundan C.B.’ye vurmadığı gürülüyor. C.B. ayaklandığı an yine herkes Onur’a yöneliyor. Önce C.B., ardından M.Ö., Onur’a vuruyor.
‘Duvar göçüyor’ Onur kendini korumaya çalışırken, M.Ö. iki kez kafasına tekme atarak duvara çarpmasına neden oluyor. Raporda şu ifade dikkat çekiyor: “Bilirkişiye yardımcı olan, tanık olarak ifade veren infaz koruma baş memuru, Onur’un kafasına tekme atıldığı yerde, duvarda hafif göçük olduğunu belirtmiştir.” M.Ö., Onur’a bu sırada 3 kez tekme atıyor. T.D. de arkasından koşarak tekme atıyor. M.Ö., Onur’a vurduktan sonra duvarda göçük olan yeri C.B.’ye gösteriyor. Bir süre duvarı inceliyorlar. M.Ö., duvar dibine sığınan Onur’u tekrar ensesinden tutarak zorla açık alana getiriyor.
‘Oyunun tek amacı Onur’u dövmek’ Rapordaki sonuç bölümünde şu tespit yer alıyor: “M.Ö. belirlenemeyen bir sebepten dolayı Onur Önal’ı dövmeye başlıyor. C.B de akabinde dövmeye başlıyor. B.P. de birkaç kez vuruyor. M.Ö. ve C.B., ‘simit oyunu’nu, T.D., B.P, ve F.A. ile oynamaya başlıyor. Oyuna Onur’u dahil edip ilk olarak Onur’u dövmeye başlıyorlar. Oyunun olağan seyrinde ebenin dokunduğu herkesin saldırıya uğraması gerekirken oyundakilerin sadece Onur’a saldırdıkları, acımasız bir şekilde kafa, yüz, omuz, sırt bölgelerine tekme, tokat, yumruk vurmak suretiyle Onur’u dövdükleri, oyun sırasında M.Ö ve T.D.’nin pet şişeyi sallaya sallaya Onur’a vurdukları, en çok darbe vuranların M.Ö. ve C.B. olduğu görülmüştür.
Onur bahçeden ayrıldıktan sonra kalan şahısların kendi aralarında oynamaya devam ettikleri ve birbirlerine vurdukları ancak bu oyun sırasında Onur Önal’a acımasızca vurulduğu gibi herhangi bir oyuncuya vurulmadığı, görüntülerin bütünü izlendiğinde oyun oynamanın tek amacının Onur’u dövmek kanısına varıldı.”
Son gün kör noktada Onur’un komaya girdiği mescitteki dayağın görüntüsü ise kör noktada yaşandığı için kayıtlarda yok. Görüntülerde, diğer şahısların davranışlarından, dikkatlice oraya yöneliyor olmalarından, kör noktada bir şeyler yaşanmış olduğu fark ediliyor. Raporda, mescit, gözlem odası, ortak yaşam alanını gösteren kameraların incelenmesinden, M.Ö., C.B. ve Onur’un kameranın kör noktasına geldikleri anlara ait görüntülerin bulunamadığı belirtildi. Sadece kör noktadan çıktıkları anlara ait görüntülerin bulunduğu belirtilerek, “Onur Önal ve M.Ö.’nün görüntü boyunca kör noktada bulunduğu, Onur Önal’ın görüntü sonuna kadar kameranın görüş alanına hiç girmediği gözlemlenmiştir” denildi.
‘Dayağı görmedik’ savunması Onur Önal, 20 Mayıs 2014’te tutuklandı. 31 Ağustos’ta koğuştakiler tarafından dövülerek komaya girdi. 1 Eylül’de beyin kanaması nedeniyle Marmara Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. 20 Eylül’de ise yaşamını yitirdi. Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporunda, ölümün künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği belirtildi. Onur’un ölümünden sorumlu 6 infaz koruma memuru “görevi ihmal”den, M.Ö. (18) ile C.B. (17) ise “kasten insan öldürme” suçundan yargılanacak. İddianamede, infaz koruma memurlarının ‘simit oyunu’nun oynandığı gün dayağı görmediklerini, yoğunluk nedeniyle, kamera izlemediklerini söyledikleri belirtilerek, “Kamera kayıtları, olay tarihinde şüphelilerin görevli olmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ihmal kapsamında da olsa sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmıştır” denildi.