Türkiye'nin ilk müzesi

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'na ve Afganistan'a kadar, Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yer alan bölgelerden değişik uygarlıklara ait zengin ve çok önemli eserleriyle dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alıyor.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'na ve Afganistan'a kadar, Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yer alan bölgelerden değişik uygarlıklara ait zengin ve çok önemli eserleriyle dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alıyor.

19. yüzyılda ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından Müze-i Hümâyûn (İmparatorluk Müzesi) olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzeleri 13 Hazi¬ran 1891 yılında ziyarete açılmıştır.

Türkiye''nin ilk müzesi ol¬masının yanı sıra dünyada müze olarak inşa edilen 8-10 mü¬ze binası arasında yer alması ile de ayrı bir önem ve ayrıcalı¬ğa sahiptir. Çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eseriyle bugün de dünyanın en büyük ve ünlü müzeleri arasıda seç¬kin yerini koruyan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, ülkemizin önde gelen kültür ve eğitim kurumlarından biri olma niteli¬ğini sürdürmektedir. Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi (Güzel Sanatlar Akademisi) binasının Eski Şark Eserleri Müzesi''ne dönüştürülmesi ve aynı alanda yer alan Çinili Köşk''ün de Çini Müzesi olarak yeniden düzenlenip açılmasıyla, üç bü¬yük yapıdan oluşan bir müzeler kompleksi meydana getiril¬miştir. Açık havada sergilenen çok sayıda eser, kompleksin kendine özgü atmosferine katılır.

Müdürlüğe bağlı müzelerde, 70 000 arkeolojik, 800 000 sikke, 75 000 çivi yazılı tablet ile içeriği ve iç mimarisi ile ünik sayılabilecek görkemli kütüphanesinde 100.000''i aşkın kitap bulunmaktadır

Bu salonlarda Sidon (Sayda) Kral Nekropolü Lahitleri (İskender, Ağ¬layan Kadınlar, Satrap, Likya lahdi vb.), heykelcilik sanatının gelişimini gösteren Antik Çağ Heykelciliği bölümünde Arkaik Dönem''den Roma Dönemi sonuna kadar (M.0.7. yüzyıl M.S.4. yüzyıl) heykeltıraşlık eserleri kronolojik bir sıra içinde sergilenmiştir. Arkaik dönemin tipik örnekleri Kore ve Kuroslar, Kyzikos kabartmaları, Didyma-Milet kutsal yolunun unlu Bronkhıd heykelleri, Cîreko-Pers Donemı''ne (M.O. 546-534) ait Paskvl.ıion stellen ile Ksanthos Harpvlcı Anın''n.ı ait kabartma, Lykia güreşçiler kabartması sergilenen eserler ara¬sındadır. Helenistik ve Roma dönemi heykelleri, flüt çalma¬da tanrı Apollon ile girdiği yarışmayı kazanması sonucu diri diri derisi yüzülen Marsyas''ın heykeli, Kyme, Milet ve Il¬gın''da bulunmuş ana tanrıça Kybele''ye adanan adak stelleri, Halikarnassos Mauseleumu''na ait adak kabartmaları, İsken¬der büstü, Afrodisias, Efesos ve Miletos''ta bulunan heykel ve kabartmalar, Zeus heykeli, horoz dövüştüren Eroslar heykeli, Tykhe heykeli. Mouusa heykelleri, imparator büstleri sergide ilgi çeken eserlerdir.

Müze koleksiyonları arasında, Balkanlar''dan Afrika''ya, Anadolu ve Mezopotamya''dan Arap Yarımadası''na ve Afganistan''a kadar, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer alan bölgelerden değişik uygarlıklara ait zengin ve çok önemli eserler yer almaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri 17 Av¬rupa ülkesinden 46 müze arasından EMYA (Avrupa''da Yılın Müzesi Ödü¬lü) Komitesi tarafından seçilerek Avru-p.ı Kon.NeyuK- önerilmiş ve l.onseyin kültür ve eğitim komisyonunca ve 1993 Yılı 'Avrupa Konseyi Müze Ödülü'ne layık görülmüştür