Sakız Adası'nda mülteci dramı

Mültecilerden geriye kalan...

Emre Döker

Çeşme’nin karşısındaki Yunan adası Sakız’da sabah saatlerinde, neredeyse her gün 30 aşkın şişme bot göze çarpıyor. Yanlarına can yelekleri ve “umutlarını” alan yüzlerce Suriyeli mülteci, Ege’nin azgın dalgalarında boğulmayı, soğuktan donmayı göze alarak birkaç saat önce çıktıkları yolu tamamlayabilmişler.

Onlardan geriye de, Sakız’ın Çeşme’ye bakan en büyük sahili Karfas’ta sağa sola savrulmuş can yelekleri, bebeklerin biberonları, ayakkabılar, ıslanmış kıyafetler kalmış. Sezoun bitmesiyle kapılarını kapatan turizm işletmeleri de, denizden kurtulanların kurumak ve dinlenmek için saklandıkları yerler haline gelmiş.

Yağmur ve sert rüzgârlı geçen cumartesi günü Çeşme’den Sakız’a geçerken, bindiğim feribotun bile sağa sola savrulması, aklıma küçük botlarda karşıya geçmeye çalışan mültecileri getiriyor. Onlar, Ege’nin azgın sularında şişme botlarla karşı tarafa geçerken yanlarına çok fazla kıyafet de alamıyor.

Islanmaması için siyah poşetlere bağladıkları birkaç parça kışlık eşyayla yola koyuluyorlar. Çeşme Otogarı’nda gördüğümüz Suriyeliler, poşetleri açılıp turuncu can yelekleri ortaya çıkınca utanıyorlar ve hızla onu gizlemeye çalışıyorlar. Pazar günü ise Sakız’ın yaz dönemi en yoğun olan Karfas sahili, şişme bot mezarlığını andırıyor.

Sahilde bebeklerin ayakkabıları, bezleri, biberonları ailelerin çocuklarının geleceği için nasıl ölüme gittiğini gösteriyor. Islak eşyalar, ayakkabıları bırakıp adanın içlerine doğru yola koyulmuş oldukları izlenimini veriyor. Bazıları, tatil sezonunun bitmesiyle kapatmış bir işletmenin camını kırıp içeriye girmiş ve burada kurumuyı beklemiş.

Kullanılmayan evlerin önündeki iplerde kurumaya bırakılap kıyafeler göze çarpıyor. Sahil boyu yüzlerce can yeleği görevlerini tamamlamalarının ardından atılmış olarak kumsalda duruyor. Sakız Adası, kışın yaklaşmasıyla binlerce mülteci için gelecek umudu olmayı sürdürüyor.

YAŞAM ORADA DA ZOR Yunan halkı, çoğunlukla çok fazla sayıda Suriyeli olmasından yakınıyor. Türkiye’den adaya iki türlü akın var. Türk turistler Sakız’ı kalkındırırken, aynı yerden karşıya geçen Suriyeliler ise halkın tepkisiyle karşılaşıyor. Limanın girişinde, mülteciler için bir ilkyardım çadırı ve gece konaklamaları için büyük bir çadır kurulmuş.

Ancak mülteciler gün içinde orada durmuyor. Adanın çeşitli yerlerinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Fotoğraflarının çekilmesinden rahatsız oluyorlar. Çocuklu aileler daha çok zorluk yaşıyor. Dönüş yolundaki Çeşme otogarında ise başka Suriyeli aileler ellerinde siyah poşetlerle “geçiş saatini” bekliyorlar...