Mevsimlik tarım işçileri
Mevsimlik tarım işçiliği bu sürecin de etkisiyle daha fazla insanı içeren ve daha fazla yoksulluk üreten bir mekanizma haline gelmiş halde.
cumhuriyet.com.tr
Cornell Üniversitesi Sosyololoji Profesörü Philip McMichael’in ifadesiyle dünyada, “şirketleşmiş gıda rejimi” dönemini yaşıyoruz; yani, insanlarının çoğunun topraklarından olması, bilge köylü tarımının büyük oranda kaybı, toplumun proleterleşmesi ve ekolojik yıkım pahasına uluslararası sermaye birikimine hız verildiği bir dönemdeyiz.
Mevsimlik tarım işçiliği bu sürecin de etkisiyle daha fazla insanı içeren ve daha fazla yoksulluk üreten bir mekanizma haline gelmiş haldedir.
Mevsimlik tarım emeğinin, Türkiye'de en çok sömürülen emek türlerinden biri olduğunu kanıtlayan sayısız araştırma mevcut. Türkiye’de mevsimlik işçiler, yetersiz ücretlerle ve sosyal güvenceleri olmaksızın zor koşullarda yaşamak ve çalışmak zorunda kalıyorlar.
Bu tür çalışma ve yaşam koşullarına en ağır maruz kalanlarsa yine kadınlar...
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından “tarımın feminizasyonu” kavramıyla ifade edilen tarımda kadın emeğinin yoğun kullanıldığı gerçeğine rağmen kadınların üretimdeki rolü “ücretsiz ev işçiliği” olarak değerlendirilerek görünmez kılınıyor ve kadınlar toplumsal cinsiyet rollerini benimsemek zorunda bırakılıyorlar.
Tarlada saatlerce çalışan kadınlar iş bitiminde, çocuk bakımından yemek yapmaya kadar ev işlerinin tümünü üstlenmek durumunda kalıyorlar. Bu durum, kadınların yoksulluğunu ve maruz kaldıkları emek sömürüsünü arttırıyor.
Tüm bunların sonucunda, mevsimlik işçilik örneğinde sıkça gündeme gelen “yoksulluğun feminizasyonu”nun, Türkiye'de hayati önem taşıyan ancak henüz çözüme kavuşturulmamış olan konular listesinin ilk sıralarında yer aldığını söyleyebiliriz.(Haber ve Fotoğraflar: Elçin Turan)