Mahidevran Hatun'un sırrını çözen mektup
BURSA’da, 14’üncü Yüzyıl'dan kalma olduğu sanılan ve 'Üç Hanım Kızlar' ve 'Saraylılar' türbelerinin sırrını, Fransa’dan gönderilen mektup çözdü.
cumhuriyet.com.tr
Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Mahidevran Hatun’un akrabası Melike d’Henin de Chimay, iki türbeyle ilgili Uludağ Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğan Yavaş'a Osmanlıca soy kütüğü ve Türkçe belgeleri gönderdi.
Yrd. Doç. Dr. Yavaş, belgeleri inceleyince yıllardır bilinmeyen gerçek ortaya çıktı. 'Saraylılar' türbesindekilerin Mahidevran Hatun’un iki ablası, 'Üç Hanım Kızlar' türbesinde yatanların da Kanuni Sultan Süleyman tarafından Konya’da boğdurulan Şehzade Mustafa’nın iki eşi ve eşlerinin yardımcıları oldukları anlaşıldı.
Soy kütüğü sayesinde Mahidevran Hatun'un da devrişme değil, Osmanlı paşasının kızı olduğu ortaya çıktı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkentlerinden biri olan Bursa’nın bünyesinde barındığı tarihi zenginlikler, son yıllarda yürütülen araştırmalar ve restorasyonlarla tek tek ortaya çıkarılıyor.
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından iki yıl önce başlatılan restorasyon çalışmaları sırasında Muradiye’deki mevcut türbelerde yatanların kimliklerinde de bazı tutarsızlıklar olduğu ortaya çıktı. Bu konuda Uludağ Üniversitesi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokolle bilimsel çalışma başlatıldı.
Bu çalışmaları yürüten Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğan Yavaş, külliye içindeki 'Saraylılar Türbesi' ile komşu paftada yer alan 'Üç Hanım Kızlar Türbesi'nde defnedilmiş olanların adlarının bugüne kadar bilinmediğini söyledi.
MAHİDEVRAN’IN AKRABASINDAN GELEN MEKTUP Yrd. Doç. Dr. Yavaş, bu meseleyi çözmek için bilim kurulu oluşturmak ve acilen sonuca ulaşmak yolunda planlamalar devam ederken ilgi çekici bir gelişme yaşandığını belirterek, şunları söyledi: "Fransa’da yaşayan ve Mahidevran Hatun’un akrabası olduğunu söyleyen Melike d’Henin de Chimay, bir yıl önce Bursa Vakıflar Bölge Müdürü Mürsel Sarı'yı arayarak, Saraylılar ve Üç Hanım Kızlar türbelerinde yatanların kimler olduğunu bildiğini ve elinde bu konu ile ilgili bazı belgelerin bulunduğunu söyledi...
Vakıflar Bölge Müdürü de Melike Hanımı bana yönlendirdi. Yazışmalarımız yıl boyunca devam etti. Melike Hanım ile yapılan ilk telefon konuşmamızda heyecanla kendisinin, Mahidevran Hatun’un ağabeyi Çerkes Bitu Mustafa Paşa’nın torunlarından olduğunu ifade ederek, dedesinin elinden çıkma, el yazısı ile bir de soy kütüğü sureti gönderdi. Bu soy kütüğünde, Çerkes İnal Sultan’dan başlayarak, 4 kuşak yer alıyordu. Dört kuşağın ardından İdar (Haydar) Mirza’nın oğlu Osmanlı Paşası Bîtû Mustafa ile kızları Karagöz Ahmed Paşa'nın eşi Fâtî Şâhî Devrân Akîle Hanım, Mâlâhurûb Mâhîdevrân (zevcehu Sultan Süleyman-ı Evvel) ve Buygûr Belkıs Hanım isimleri geçmektedir...
Saraylılar Türbesi’nde yatanların da büyük halası Mahidevran Hatun’un iki ablası Akile Hanım ve Buygur Belkıs Hanım olduğunu söyledi. Literatüre Üç Hanım Kızlar adıyla geçen türbede ise de Şehzade Mustafa’nın eşleri Fatma Handan ve Nurcihan Hatun’un yatmakta olduğunu ve yanlarındaki sandukalarda yatanların da hizmetçileri Ferhunde ve Leyla kalfaların olduğunu belirtti ve elindeki bazı belgeleri de yolladı."
DEVŞİRME DEĞİL, PAŞA KIZI Yrd. Doç. Dr. Yavaş, Osmanlıca soy kütüğünün yanı sıra 4 Eylül 1953 tarihli yeni harflerle yazılmış, Vakfılar Genel Müdürlüğü’nün aileye verdiği yanıtın önem taşıdığının altını çizerek şöyle devam etti: "Aile, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bu tarihte elindeki soy kütüğü ve belgelerle başvuruyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü de aileye gönderdiği resmi yazıda soy kütüğü ve türbede yatanların kimler olduğunu doğruluyor ama bu belge ailede kalıyor. Belgelerde ortaya çıkan bir başka gerçek ise bugüne kadar devşirme olduğu bilinen Mahidevran'ın ailesi ile ilgili gerçeklerdir. Mahidevran, soy kütüğüne göre Osmanlı Paşası Mustafa'nın kızıdır." Melike d’Henin de Chimay’ın gönderdiği iki vesikanın bilim alemini tatmin edici özellik taşıdığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yavaş, buna rağmen araştırmalarını başka belgeler üzerinde yoğunlaştırdığını da kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. Yavaş, Türklerin tarih yapmasına rağmen maalesef tarih yazamadığını da kaydederek, "Muradiye Külliyesi’ndeki hazirede yer alan çok sayıda mezarın hala kimlere ait olduğunu bilmiyoruz. Orhan Gazi ve Osman Gazi türbesinde de bilinmeyen çok sayıda tarihi şahsiyet var. Bunların da çok detaylı biçimde ortaya çıkarılması gerekiyor" dedi. 'Üç Hanım Kızlar Türbesi'nde Osmangazi Belediyesi tarafından restorasyonu yapıldıktan sonra konulan tabelada kimlerin gömülü olduğu bilgisi yer almıyor. Yrd. Doç. Dr. Yavaş, hem Saraylılar hem de Üç Hanım Kızlar türbelerindeki tabelaların yeni bilgiler ışığında değiştirileceğini söyledi.
MURADİYE KÜLLİYESİ 1299 yılında tarih sahnesine çıkarak 1923 yılına kadar varlığını sürdüren Osmanlı hanedanına ait en büyük türbe topluluğu, ilk başkent olan Bursa'da, Muradiye Külliyesi'nde yer alıyor. Külliyede toplam 13 türbeye hanedana mensup 40 kişinin defnedildiği biliniyor. Muradiye Cami'nin haziresine ilk olarak külliyenin kurucusu Sultan 2'nci Murat'ın Türbesi inşa edildi ve daha sonra 2'nci Selim devrine kadar, zaman içinde diğer türbeler de eklenerek burası bir hanedan kabristanı halini aldı.