Kolin Grubu Yırca'da yüzlerce ağacı katletti... Köylüler isyan etti
Kolin Grubu Yırca'da yüzlerce ağacı katletti... Köylüler isyan etti
cumhuriyet.com.tr
Manisa'nın Soma İlçesi Yırca Köyü'nde termik santral yapamayan Kolin Grubu, Türkpiyale ve Kayrakaltı köyleri arasında belirlenen yeni yerde inşaat çalışlarına başladı.
Santral için hafriyat çalışmaları yapan şirketin, kilometrelerce uzunluğundaki enerji ve kömür nakil bantlarının ormandan geçmesiyle çam ağaçlarının kesilmesine, köylüler tepki gösterdi. Kesim ekiplerinin çalışmalarını engelleyip direnen köylüler, ağaçları için nöbete başladı. Onlara en büyük desteği ise baston yardımıyla yürüyebilen 83 yaşındaki Sabriye Akın ve 80 yaşındaki Selver Gül verdi.
Termik santral yapmak için Soma'nın Yırca Köyü'nü seçen Kolin Grubu, köylülere ait zeytinliklerin bulunduğu bölgeye, 7 Kasım 2014 tarihinde ağaç kesimi yapmak üzere iki otobüsle özel güvenlik görevlisi ile iş makinelerini gönderip, ağaç katliamı yaptı. Bölgede kesim yapılmaması için nöbet tutan köylülerin direnişine rağmen, arazideki toplam 6 bin 666 zeytin ağacı kesildi.
'Acele kamulaştırma' için yürütmeyi durdurma kararı veren Danıştay 6'ncı Dairesi, ardından da, Bakanlar Kurulu'nun bu kararını esastan iptal etti. Bunun yanı sıra ÇED olumlu kararına karşı da, Manisa İdare Mahkemesi iptal kararı verdi. Geçen yıl nisan ayında, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Danıştay 6'ncı Dairesi'nin Yırca kararını onadı.
YENİ ALAN DA SOMA'DAN BELİRLENDİ Danıştay'ın kesin kararının ardından Kolin firması, termik santrali yine Soma'nın Türkpiyale ve Kayrakaltı köyleri civarında zeytin ağacı bulunmayan araziye yapacağını açıkladı. Firma, bu açıklamanın ardından Türkpiyale ve Kayrakaltı mahalleleri arasındaki bölgede, vatandaşlardan arazi alımlarını tamamladı. Bu işlemin ardından da şirket, termik santral için ilk adımı attı. Projenin ilk ve en önemli ayağını oluşturan ÇED raporu için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurdu.
Ardından da, santralin kurulacağı alanda, hafriyat çalışmalarına başladı. Santralin arsasında fazla ağaç olmadığından herhangi bir sorun yaşanmadı. Ancak şirket Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan aldığı izinle maden bölgesinden kömürü santrale taşıyacak nakil bantları ile enerji nakil hattı için ormandan kilometrelerce uzanacak şerit açmaya başlayınca tepki ortaya çıktı.
KÖYLÜLER ÇAM AĞAÇLARI İÇİN EYLEMDE Bakanlıktan gerekli izinlerini alınmasıyla birlikte yaklaşık 20 kilometre uzunluğundaki kömür nakil bandı ve enerji hattı için, belirlenen güzergah Kozluören Köyü'ndeki vatandaşların itirazına neden oldu. Köylülerin girişimlerine rağmen planda değişiklik yapılmadı ve hattın köyün ormanlık alanının içinden geçmesine karar verildi. Geçen hafta da ormanda ağaçların kesimine başlandı. Orman Müdürlüğünün görevlendirdiği kişilerin, bazıları yüz yaşından büyük olan çam ağaçlarını kesmesi köylüleri isyan ettirdi. Köylüler, ormanlık alanda kesim ekiplerinin çalışmalarını engelledi.
Ardından da direniş için kesim yapılan alanda nöbete başladı. Olası gerginlikler için bölgede bulunan jandarma da, köylülere destek veren kişilerin kimliklerini kontrol etti. Köylüler ve onlara destek veren çevreciler, jandarmanın bu tutumunun yıldırma amacı taşıdığını ama desteklerinin süreceğini söyledi.
'BAŞKA GÜZERGAH VARDI, KOLAY OLANI SEÇTİLER' Soma'da 301 madencinin can verdiği maden faciasında oğlunu kaybeden ve nakil bantlarının geçtiği Kozluören Köyü'nde oturan İsmail Çolak, şirketin ve Orman Müdürlüğünün kolay olan yolu tercih edip ağaç kestiğini savundu. İsmail Çolak, "Başka güzergah da vardı. Hiç ormana girmeden ya da en az zararla kurtulunacak yerler de vardı. İsteseler yapabilirlerdi. Ama bunlar, kolay olanı seçtiler ve ağaçlara zarar verdiler. Biz sonuna kadar direneceğiz. Bu ağaçları korumaya, bedeli ne olursa olsun yemin ettik."
'KÖYÜMÜZ BATAKLIK OLACAK' Çam ağaçlarının kesilmesine karşı direnen köylülere en büyük desteği, aynı köyde oturan ve baston yardımıyla yürüyebilen Akın ile Selver Gül verdi. Sabriye Akın ve Selver Gül, ilerlemiş yaşlarına aldırış etmeden, kesilen ağaçların arasında hüzünle yürüdü. Çocukluk anılarını anlattı, kesilen ağaç kütüklerinin üzerine oturup, sonuna kadar direneceklerini söyledi. Direnişin sembolü haline gelen kadınlardan Selver Gül şöyle konuştu:
"Kesime rızamız yok, köyümüz bataklık olacak, meyve olmayacak, tepelerimiz çıplak kalacak. Çeşmeler kuruyacak, tarlalar ekilip biçilmeyecek. O durumda buralarda yaşanır mı? Çocukken buralarda hayvan güderdik. Bu ağaçlardan bazıları, benden önce dedelerimizden kalma ağaçlar. Biz kesilmelerini istemiyoruz, çıplak dağlarda yaşanır mı? Ben burada direneceğim."
'GELECEK NESİLLERİ DÜŞÜNÜP İSTEMİYORUM' Bastonlu eylemci Sabriye Akın da tepkisini şu sözlerle anlattı: "Buralarda doğduk. Burada tarlamız var, ekip biçtik. Şimdi kesilecek üzülüyorum. Şimdi bana diyorlar ki, '83 yaşındasın sağlamsın' ama dağlardan dolayı sağlamım, ama çamlardan dolayı sağlamım. Atatürk bile vasıta bulamamıştı, atıyla Türkiye'yi kazandı. Biz de toprağımıza sahip çıkacağız.
Benim gelecek nesillerim var, torunlarım var. Benim 'Yaşım bitti, dişim düştü' ama gelecek nesillerimi düşünüp istemiyorum, mücadele ederim. Dağarımız geniş, o adamlar da kazansın. Ama başka yerden geçirsinler. Topraklarımızı parayla aldılar ama ben toprağımı istiyorum."
TÜRKÜLÜ TEPKİ Sabriye Akın daha sonra, ağaç nöbeti sırasında çocukken dağlarda söylediği, 'Kadir Mevlam Senden Bir Dileğim Var' türküsünün bazı sözlerini şimdiki mücadelelerine göre değiştirip bir kez daha seslendirdi. Sabriye Akın "Kadir Mevlam Senden Bir Dileğim Var, Beni Muhannete Muhtaç Eyleme, Eğer Muhannete Muhtaç Eyersen, Kara toprağa yok eyle beni, Muhanetin kapısı, sineme bakar, Dağlarımız taşlarımız gidiyor, O da bize yeter, o da bize yeter" sözleriyle söyledi.
AĞAÇLARI KESEN DE AYNI KÖYDEN Köylülerin tepkisine neden olan ağaç kesimlerini yapanlardan Erol Çelik de aynı köyde oturuyor. Oğlunun da santrali yapan firmada çalıştığını söyleyen Erol Çelik şöyle dedi: "Bu alan köyümüzün, meramızın içinde. Üç beş kuruş kazanmak için yapıyordum. Köylüler, istedi durdurdum. Ama orman idaresinden iş aldım. Bana bu işi verdiler, yapacağım. Orman idaresi ne derse yapacağım. Benimki ekmek davası, kesim yaparsam evime ekmek parası götüreceğim. Benim de çocukluğum burada geçti. Ben kesmesem başkası gelip kesecek zaten."