İzlenmesi gereken 25 film

İzlenmesi gereken 25 film

cumhuriyet.com.tr

İnsan hakları, işçi sınıfı, kadın, LGBT, savaş üzerine mutlaka izlenmesi gerekn 25 filmi sizin için derledik. Şair ve efsane Mahmud Derviş’e çok özel, alışılmadık bir yönden bakıyor bu belgesel: Yapıtlarını etkileyen, âşık olduğu kadın açısından. 1964’te, askeri yönetim sırasında, Derviş Tamar Ben-Ami adında İsrailli Yahudi bir kadına âşık olur. İbranice yazışmaları ve aşk mektupları yıllarca Ben-Ami’de saklı kalır. Şiirleri, arşiv görüntüleri, özel röportajlar sayesinde Filistin halkının sözcüsü ve ulusal şairi kabul edilen Derviş’in iç dünyasını, sanatını ve sürgün günlerini daha iyi anlıyoruz.

İngiltere’de, eşcinsel (gay ve lezbiyenler) aktivistler, 1984 yazında Maden İşçileri Ulusal Birliği’nin düzenlediği en uzun grevde, madencilere yardım etmeye karar verirler. Ancak bu eşine az rastlanan girişim, İngiliz toplumundan farklı tepkiler alacaktır. Sınıf mücadelesinin birleştirici gücü filmin vurucu yanlarından biridir.

Michael Glawogger dijital çağda, teknolojik gelişmelerin ağır el işçiliğini ortadan mı kaldırdığını, yoksa sadece görünmez hale mi getirdiğini soruyor. Yönetmen bu sorunun yanıtını, dünyanın farklı yerlerinden beş işçi portresine odaklanarak vermeye çalışıyor. Ukrayna’daki madenciler, Endonezya’daki kükürt madencileri, Nijerya’daki kasaplar, Pakistan’daki gemi işçileri ve Çin’deki çelik işçilerini konu alan belgesel akademik alandaki tartışmaların aksine işçi sınıfının varlığını hâlâ koruduğunu gözler önüne seriyor.

Michael Glawogger'in kaleminden çıkan bir diğer belgesel ise fahişlerin hayatlarını ve yaşadığı zorlukları anlatıyor.üç ülke,üç dil ve din farklı farklı yaşamlar.

Otuz ikinci yaş günün gecesinde, kanlar içinde hastaneye kaldırılan Deniz’in, sıkça geçmişe döndüğü yoğun rehabilitasyon sürecinde, ruhundaki kilitli çekmeceler açılacak. Kız çocuk ve ergen cinselliğinin neresinden tutacağını bilemeyen aktör bir anne-babanın, kendi kompleksleri arasında kızlarının bedeninde ve ruhunda açtıkları yaralar ortaya çıkacak. Senaryosu gerçek olay ve kişilerden esinlenilerek M.Caner Alper tarafından kaleme alınan “Çekmeceler” kız çocuk cinselliğine korkusuz bakışla ele alıyor. Film kadın cinselliği ve toplumda kadına bakışı incelikli bir şekilde ele alıyor.

Beyaz yakalı işçilerin yaşadıklarını gözler önüne seren film Sandra isimli bir kadının işini geri alabilmek için iş arkadaşlarını ikna etmesi gerekmektedir. İkna etmek içinse sadece iki günü vardır...

Lübnan iç savaşının anlatıldığı filmde savaşın ağırlığını ve yaşanan tramvaları anlatıyor. Savaş koşullarında ve mezhep savaşları içinde kaybolan hayatların anlatıldığı film mutlaka izlenmesi gerekenler arasında.

Kadir hapishanedeki 20 yılın ardından tahliye olur ve emniyette çalışan Hamza'nın yardımıyla iş bulur. İstanbul'u saran büyük siyasi karmaşa atmosferi özellikle sokaklarda kendini göstermektedir. Kadir öçp toplayıcısı olarak girdiği bu paravan işin ardında aslında muhbir olarak çalışacaktır. Gecekondu mahallelerindeki çöpleri karıştırarak bomba ile ilgili malzemelerin olup olmadığını kontrol ederek ilgili mercilere bu bilgileri iletecektir. Kadir bir gün çalıştığı mahallelerden birinde kardeşi Ahmet ile karşılaşır. Belediyede çalışan Ahmet ile yeniden kardeşlik bağını kurmaya çalışsa da bu çabaları tek taraflı kalır. Ahmet'in bu halleri Kadir'i komplo teorileri üretmeye iter. İlk filmi Tepenin Ardı ile ses getiren Emin Alper'in yeni filminde başlıca rollerinde Mehmet Özgür, Berkay Ateş, Tülin Özen, Müfit Kayacan ve Ozan Akbaba bulunuyor

Hiç duyamadığınız ve konuşamadığınız bir dünya hayal edebiliyor musunuz? Bu filmde hiç konuşma yok. İşitme engelliler okulunda yaşanan hayatları ve dünyalarını görebilmeniz için bu filmde altyazı da yok. Filmin konusu ise Sergey isimli bir çocuğun denizcilik okuluna kaydolmasıyla başlar. Okuldaki ilk günüyle açılan film, Sergey'in öğrencilerin kendi aralarında kurduğu sert hiyerarşik düzenle tanışmasını ve zamanla bu düzenin bir parçası oluşunu ele alır. Öğrencilerden kurulu çetenin çeşitli suçlara bulaştığı bu düzende ilk sınavı geçen Sergey, artık bu zincirin bir üyesidir. Ancak beklenmedik bir şekilde diğer üyelerden birine aşık olması işleyişi derinden sarsacaktır.  Ukraynalı yönetmen Miroslav Slaboshpitsky'nin ilk uzun metrajlı yapıtı, sadece işaret dilinin kullanıldığı bir sessiz film. Filmin, çoğu ilk oyunculuk deneyimini gerçekleştiren yeni yüzlerden kurulu oyuncu kadrosunda, Grigoriy Fesenko, Yana Novikova, Rosa Babiy, Alexander Dsiadevich gibi isimler bulunuyor.

Hitler'in çocukluğu, gençliğini ve düşüncelerinin nasıl şekillendiğini anlatıyor. Tarihi bir belgesel niteliğinde olan bu film Hitler'le ilgili karanlıkta kalanları da gün ışığına çıkartıyor.

Drama İstanbul Film Atölyesi tarafından çekilen ikinci uzun metraj film olan "Küçük Kara Balıklar", Türkiye'de yaşayan Kürt toplumunun çocuklarına kamerasını çeviren bir yapım. Güneydoğu’daki Kürt çocuklarını merkeze alan film, ülke topraklarında yaşayan ve farklı din/mezhep/ırklara mensup bireylerin farklılıklarını tanımayı ve anlatmayı amaçlıyor...

Film, İran İslam Devrimiyle değişen hayatları, yaşıtlarına göre erken serpilmiş ve açık sözlü bir kız olan dokuz yaşındaki Marjane’nin gözünden anlatmaktadır. Filmde Şah'ın devrilmesine destek verilmesinin ardından, radikal İslamcı kesimin politik gücü elde etmesiyle beraber kişisel hakların daraltılması, kadınlara kara çarşaf giyme zorunluluğu, muhaliflerin susuturulması ve birçok kadının hapsedilmesi gibi olaylar işlenmektedir.

Ünlü Brezilyalı fotoğraf sanatçısı Sebastião Salgado hakkındaki bu belgesel, filmleri kadar fotoğraf çalışmalarıyla da tanınan usta yönetmen Wim Wenders ile Salgado’nun oğlu Juliano Ribeiro’nun imzasını taşıyor. Salgado’nun geçtiğimiz 40 yıl boyunca çektiği fotoğraf serilerinin hikâyesini perdeye taşıyan film, aynı zaman zarfında dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanmış sorunları da hatırlatıyor. Oscar adayı Toprağın Tuzu sadece benzersiz fotoğraflardan oluşan bir sergi değil, aynı zamanda bir baba-oğul hikâyesi. 

Ülke ve Özgürlük, Jim Allen'in yazdığı, filmlerinde işçi sınıfını konu edinmesi ile tanınan İngiltere'li yönetmen Ken Loach'un yönettiği 1995 yapımı film. Filmde Büyük Britanya Komünist Partisi'ne üye bir işsiz olan ve İspanya İç Savaşı'nda Cumhuriyetçilerin tarafında savaşa katılmaya karar veren David Carr'ın hikâyesi anlatılır. Ayrıca film İspanya İç Savaşı'na, Uluslararası Tugaylar aracılığıyla cumhuriyetçilere destek olmak üzere bizzat katılan George Orwell'ın burada yaşadıklarını kitaplaştırdığı Katalonya'ya Selam (Homage to Catalonia) adlı eserinde anlatılanlara geniş yer vermiştir. Film, FIPRESCI Uluslararası Eleştirmenler Ödülü ve Cannes Ekümenik Jüri Ödüllerinin sahibidir.

Thacher döneminde İrlanda halkına yönelik baskılar film haline getirilmiş. Hapishanedeki siyasi tutsakların mücadelesini anlatıyor. Bobby Sands’in insanlık dışı muamelelere maruz kalışı sert bir dille ele alınıyor. Mahkumların battaniye ve yıkanmama eylemleriyle ilerleyen direnişleri, altı hafta süren açlık grevi ile doruğa çıkıyor. Hayatı mücadele ile geçmiş Sands’ın kendi vücudunu yaşamının son savaş alanı olarak addetmesiyle yaşanan dramatik süreç muazzam bir etkileyicilikle gözler önüne seriliyor.

Öfkenin iliklere işlediği, dengenin her daim hassas olduğu bir toplumda, aşkların, nefretin ve intikam duygusunun hüküm sürdüğü birbirinden bağımsız bireylerin öykülerini taşıyor perdeye Asabiyim Ben... Satın alınan şereflerin gölgesinde, insanlar kanunlar karşısında çaresiz ve öfkeli olduğu bir dünyaya ait altı farklı hayat hikayesi dikiyor karşımıza. Yolsuzluğun ve yozlaşmışlığın hüküm sürdüğü bir ülkede,kana bulanan muhteşem düğünler, ölüme yürüyen danslar,telleri iyiden iyiye gevşeyen sinirler ve buyoldan çıkmışlığı tasvir eden "eğlenceli" öyküler! Arjantin yapımı "Hermanos y Detectives" dizisiyle tanınan Damian Szifron, tam 8 yıl aradan sonra Relatos Salvajes (Wild Tales) ile bu kez sinema dünyasına dönüş yapıyor. Film, Buenos Aires ve çevresinde yaşanan altı farklı hayat hikayesini beyazperdeye taşınıyor. 

Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan Ishaan çevresi ve ailesi tarafından tembel geri zekalı muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı okula verildikten sonra tanıştığı resim öğretmeni ile değişen hayatı ve başarısını anlatan bir film. Ishaan derslerinde başarısız, yaptığı işlerin çoğunda tutarsız bir çocuktur, yazı yazmayı ve okumayı 3.sınıfta olmasına rağmen öğrenememiştir, kitabı her açtığında kelimeler sanki dans ediyor gibi gelir ona. Bu başarısızlığın sonucunda içine kapanık ve karamsar bir ruh haline bürünür, mutluluğu ve özgürlüğü insanlardan uzaklaşmakta bulur. Annesinin ilgisine karşın babasının katı tutumu Ishaan'ın zihinsel dünyasında gidiş gelişler yaşamasına sebep olur. Tam her şeyden ümidini kesmişken resim öğretmeni Ishaan'ın hayatını tam anlamıyla değiştirir.

Kader, 2006'da Zeki Demirkubuz'un yönetmenliği yaptığı dram filmidir. Başrollerinde Vildan Atasever, Ufuk Bayraktar, Engin Akyürek, Müge Ulusoy ve Ozan Bilen oynamıştır. Kader "En iyi film" Altın Portakal ve Altın Lale Ödüllerini kazandı

ABD işgalinden sonra Irak-Türkiye sınırındaki Kürt Mülteci kampında mayın toplayarak hayatlarını sürdürmeye çalışan çocukları anlatan film.

Biri karpuzcunun, diğeri berberin yanında çırak olarak çalışan iki çocuğun köylerinde film oynatmak için verdiği mücadeleyi anlatan film, Naif, hüzünlü ama umut dolu, sıcak bir işlenişe sahip: Recep ve Mehmet sinemaya delicesine tutkundur. Gündüzleri kasabada çalışıp, geceleri köydeki evlerinin ahırında bir yandan derme - çatma bir film projeksiyon makinası yapmaya çalışırken, diğer yandan da hayatlarını tümden değiştirecek olan rejisörlük hayalleri kurmaktadırlar. İşin içine Recep'in kendisinden yaşça büyük olan Nihal'e aşkı da karışınca, hayatlarında derin izler bırakan unutulmaz bir yaz mevsimi yaşarlar.

10 yaşındaki Dana ve 6 yaşındaki Zana, doksanlı yılların başında Kuzey Irak’taki bir Kürt köyünde yaşayan iki kardeştir. Benzersiz hayal güçleri sayesinde yaşama tutunan iki öksüz kardeşin hayatı, köyde seyrettikleri Süpermen filminin ardından ilginç bir hal alır. Karşısına çıkan hiçbir güçlüğün yenemediği Süpermen’e hayran olan iki kafadar, ne pahasına olursan olsun gidip bu hiçbir şeyin yenemediği adamı bulmaya karar verirler. Nerede olduğunu bilmedikleri Amerika’ya ulaşmak üzere Michael Jackson adını verdikleri eşeklerine binerek yola koyulan iki kardeş, mayınlar, savaş ve türlü zorluklarla dolu bir yolculuğa çıkmak üzerelerdir.

İran'da sosyalist devrimin İslami karşı devrimle yenilmesiyle beraber hayat kadınlar için artık hiç kolay olmayacaktı. Bu film İran'da bir kadının recm edilişini anlatıyor.

Vecide Sudi Arabistan’ın başkenti olan Riyad kenti yakınlarında yaşayan 10 yaşında bir kız çocuğudur. Muhafazakar bir çevrede büyümesine rağmen, küçük Vecide eğlenceyi ve eğlenmeyi seven bir kız çocuğudur. Üstelik kendisine sunulan sınırları da hep zorlar. Arkadaşlarından Abdullah, onu kız olduğu için aşağılayıcı sözler söyler. Vecide bu duruma çok sinirlenir. Bir gün satılık bir yeşil bisiklet görür ve çok beğenir. Ve onunla hor gören Abdullah'ı bisiklet yarışında yenmeyi kafasına koyar. Ama annesi yaşadıkları toplumda bir kızın bisiklete binmesinin uygunsuz olacağına inanarak bisikleti almasına izin vermez. Vecide ise her şeye rağmen kendi parasını biriktirerek bisikleti almaya kararlıdır. Bir gün okulda ödülü olan Kur'an okuma yarışması düzenlenir ve Vecide yarışmayı kazanmak için kendisini adar. Birincilik ödülü 1000 riyaldir ve Vecide'nin hayaline bir adım daha yaklaşması için bu para yeterli bir miktardır. Tabii yarışmayı kazanmak için de zorlu bir mücadele vermesi gerekecektir

eşcinsel olduğu için 15 Temmuz 2008 tarihinde vurularak öldürülen Ahmet Yıldız'ın hikayesinden esinlenerek yazılan bir hikayeden uyarlanan film