İşte AKP'nin çöküş nedenleri

AKP son dönemde baskıcı bir yönetim sergileyerek toplumu kutuplaştırmış ve kendisine oy veren partililere bile bu kadar da olmaz dedirtmişti. Erdoğan'ın tabanını bir bayrak altında toplama çabası ve Cumhurbaşkanlığı için verdiği yeminine de sadık kalmaması AKP'nin son dönemde gözle görülür şekilde oy kaybetmesine ve seçmenin 'biraz dur' demesine neden oldu.

cumhuriyet.com.tr

AKP son dönemde baskıcı bir yönetim sergileyerek toplumu kutuplaştırmış ve kendisine oy veren partililere bile bu kadar da olmaz dedirtmişti. Erdoğan'ın tabanını bir bayrak altında toplama çabası ve Cumhurbaşkanlığı için verdiği yeminine de sadık kalmaması AKP'nin son dönemde gözle görülür şekilde oy kaybetmesine ve seçmenin 'biraz dur' demesine neden oldu.

Erdoğan'ın kaçak olduğu tescillenen sarayı kamuoyunda büyük tartışmalara neden oldu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi 8 Haziran'da 'Demokratik ve Özgür Bir Türkiye'ye Uyanmak üzere' başlığıyla, Atatürk Orman Çiftliği'ne yapılan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili bugüne kadar yaptıkları maliyet açıklamalarını tablo halinde yayınladı. Saray'ın 1,3 milyarlık maliyeti Erdoğan'ın başını halen ağrıtmaya devam ediyor.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı "Ak Saray"da karşıladığı törende 16 Türk devletini temsilen yer alan askerlerin de Erdoğan'ın kibrini ön plana çıkaran görüntü olduğu konuşuldu ve bu tablo da sosyal medyada en çok konuşulan Saray görüntüsü oldu.

MİT TIR'ları haberini yapan ve kamuoyunu bilgilendirme görevini ifa eden Can Dündar da Erdoğan'ın hedefindeydi. Erdoğan canlı yayında Can Dündar'ı tehdit ederek 'onu öyle bırakmam' dedi. Erdoğan'ın bu tavrı bütün dünyada yankılandı. Can Dündar tehditlere boyun eğmedi. Ve MİT TIR'larına ve MİT mensuplarına müdahale görüntüleri de Cumhuriyet'te yayınlandı.

Diyanet'in 1 milyon TL'lik aracı kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez haberler sonrası Mercedes'i iade etti. Erdoğan buna kızarak daha iyi bir araba tahsis etti. Bazı bakanlar araba yetmez uçak verelim bile dedi.

Türkmenlere gittiği ve içinde ilaç olduğu iddia edilen MİT TIR'larında silah olduğu ortaya çıktı. Erdoğan ve Davutoğlu yalanladı. Kimi ÖSO'ya gidiyor dedi. Kimi Türkmenleri işaret etti ve son olarak silah var veya yok kimseyi ilgilendirmez noktasına kadar gelindi. Cumhuriyet'in ulaştığı görüntülerde MİT TIR'larında silah taşındığı kanıtlandı.

Seçimlere 1 gün kala HDP'nin Diyarbakır mitinginde trafoda patlama meydana geldi. Ogün alanda 3 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi de yaralandı.

Erdoğan kendi ülkesindeki gazetelere fırça atmakla yetinmemiş New York Times'a da “New York Times edep dışı bir yazı ile Erdoğan’ın Türkiye’sinde bunlar oluyor diye oradan göndermeyi yapmış, adeta ABD’ye talimat veriyor. ‘Niye duruyorsunuz’ diyor. Ya sen bir gazetesin haddini bileceksin. Bir defa sen bunu yazmakla böyle bir haberi yapmakla kendi özgürlük alanının dışına çıkmakla Türkiye’ye müdahale ediyorsun. Sen kimsin ya?" demişti.

Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sıfatını unutarak miting alanlarına çıktı. Miting alanlarında dini siyasete alet eden Erdoğan HDP'lilerin dinini de sorgulayarak HDP'ye oy verenleri de alenen aşağıladı.

İktidara yakın ve "Havuz" kanalı olarak adlandırılan A Haber'de latif Erdoğan, MHP Milletvekili Meral Akşener için çok ağır iftiralarda bulundu. Akşener iddiaların üzerine gidince Latif Erdoğan çark etti. AKP tabanından da bu çirkin iftiraya sesler yükseldi.

Melih Gökçek, Bülent Arınç kavgası da iktidarı son dönemde sarsan olaylardan bir tanesi olmuştu. Erdoğan'ı bazı konularda eleştiren ve bazı davranışlarını doğru bulmadığını söyleyen Arınç'a Melih Gökçek'ten paralelci suçlaması gelmiş. Bülent Arınç "Melih Gökçek Ankara'yı paralelcilere parsel parsel sattı" diyerek Gökçek'e ağır suçlamalar yöneltti.

Gezi Parkı Direnişinde evinden bakkala ekmek almaya giden 14 yaşındaki Berkin Elvan'a isabet eden gaz fişeği ufacık bir bedenin ölümüyle sonuçlanmış, Erdoğan acılı anneyi miting meydanlarında yuhalatmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tüm olumsuzluklara rağmen savunan gazeteciler ve Erdoğan'a çok yaklaşan isimler arasında kavga çıktı. Bu kavga medyaya da yansıdı. Yandaş kalemler birbirleri hakkında ağıza alınmayacak ithamlarda bulundu. Bu da iktidara olan güveni sarstı.

Ağrı'nın Diyadin ilçesinde çevre emniyeti alan güvenlik güçlerine teröristlerce ateş açıldığı iddia edildi. HDP bunun provokasyon olduğunu ve yaralı askerlerin bölge halkı tarafından kurtarıldığını söyledi. Hükümet bunu jet hızıyla yalanlamasına rağmen yurttaşların askerleri kurtarma görüntüleri internette yayıldı ve Hükümet yetkililerinin açıklamaları havada kaldı.

Davutoğlu CHP'nin asgari ücret vaadi için iş adamlarıyla görüşerek CHP'ye tepki verilmesini istedi.

Kötü giden ekonomi ve durdurulamayan doların yükselişi sonrasında Erdoğan faturayı Merkez Bankasına kesti. Öyle ki Erdoğan işi Merkez Bankası Başkanını hain ilan ettirmeye kadar getirdi. Bu kavga da Erdoğan ve AKP'ye güç kaybettiren bir faktör olarak görüldü.

Süleyman Şah Türbesi'nden çekilen hükümet bunu da büyük bir zafermiş gibi sundu.

Soma'yla beraber Türkiye'de acılar, feryatlar yükselirken ölen yakınlarını almaya gelen ve kurtarılma ümidiyle bekleyişlerini sürdüren yurttaşlar bugün Soma'ya gelen Başbakan Erdoğan'a isyan etti. Önce madende incelemlerde bulunanan Erdoğan gazetecilere açıklamalarda bulundu. Sokağa çıktığında ise öfkeli kalabalık tarafında 'istifa' protestolaryla karışılaştı. Protesto gösterileri sırasında özel kuvvetlere bağlı iki güvenlik görevlisi bir genci etkisiz hale getirdi. Bu sırada gence tekme atan isim ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdür Yardımcısı ve Müşaviri Yusuf Yerkel kameralara işte böyle yakalandı;

Başbakan Erdoğan Soma'da 301 madencinin ölümü sonrasında bölgeyi ziyaret etmiş kendisini protesto eden yurttaşa saldırarak yumruk atmış ve İsrail dölü demişti. bu görüntüler de kamuoyuneda haftalarca konuşuldu.

2013 Reyhanlı bombalı saldırıları, 11 Mayıs 2013'de Reyhanlı, Hatay'da düzenlenen iki ayrı bombalı saldırı. Saldırıda 52 kişi ölmüş, 146 kişi yaralanmıştır. Bombalı araçlarla düzenlenen bu saldırı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı terör eylemi olarak kayıtlara geçti. Bu saldırının müsebbipleri tam anlamıyla ortaya çıkarılamadı. Erdoğan bu saldırıdan sonra yine ayrıştırıcı bir konuşma yaparak ölenlerin sünni olduğunu iddia etti.

Gezi Parkı olaylarında çevreci bir grubun hassasiyetini görmezden gelen güvenlik güçleri son derece barışçıl başlayan gösterilere şafak vakti çok sert müdahale etti. Bundan sonra bu müdahaleye tepki olarak yurttaşlar sokaklara döküldü ve Türkiye'nin en büyük sivil itaatsizlik eylemi başladı. Çok sayıda kişi öldü binlerce kişi yaralandı.

Gezi Parkı Direnişi sırasında Kabataş'ta içki içildiği söylenmiş ama bu görüntüler kanıtlanamamıştı. Görüntüler elimizde denmesine rağmen görüntüler bir türlü çıkarılmadı ve bu olay üzerinden bir algı yönetimi oluşturuldu.

Kabataş'ta AKP'li Bahçelievler Belediye Başkanı'nın gelinine saldırıldığı ve deri giyimli yüzlerce kişi tarafından tacize uğradığı iddia edilmişti. Ancak görüntüler elimizde denilmesine rağmen bu da ortaya çıkmamış. ortaya çıkan görüntülerde böyle bir saldırının olmadığı anlaşılmıştı.

28 Aralık 2011 akşamı Türk Hava Kuvvetlerinin, Şırnak'ın Uludere ilçesi yakınlarındaki Irak topraklarında F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda 34 yurttaş hayatını kaybetti. Olaydan bir kişi yaralı olarak kurtuldu. Olayın sorumluları halen hesap vermedi.