İstanbul'a yakın tatil bölgeleri ile şehrin stresinden uzaklaşın
İstanbul'da yaşayan vatandaşlar, İstanbul'a yakın tatil yerlerini merak ediyor. Şehrin temposundan uzaklaşmak isteyenlerin kısa kaçamaklar için tercih ettikleri İstanbul'a yakın tatil yerlerinde pek çok farklı aktiviteyi gerçekleştirmek mümkün.
cumhuriyet.com.tr
İstanbul'da yaşayan vatandaşlar, İstanbul'a yakın tatil yerlerini merak ediyor. Şehrin temposundan uzaklaşmak isteyenlerin kısa kaçamaklar için tercih ettikleri İstanbul'a yakın tatil yerlerinde pek çok farklı aktiviteyi gerçekleştirmek mümkün.
Maşukiye Kocaeli'nin Kartepe ilçesine bağlı Maşukiye, Marmara Bölgesi'nin en önemli mesire yerlerinden biridir. Son yıllarda Kartepe'de kış turizminin de gelişmesiyle buralara ilgi artmıştır. Sapanca Gölü kıyısında Kartepe eteklerinde yer alan Maşukiye dört mevsim farklı güzellikler sunmaktadır. Genelikle tek günlük ziyaretlerde tercih edilen Maşukiye'ye gitmeniz halinde Kirazlı Yaylası, Aygır Deresi görmeniz gereken yerler arasındadır. Burada doğal güzelliğin tadını çıkarabilir, huzurlu bir ortamda trekking yapabilir, meraklıysanız doğa fotoğrafları çekebilirsiniz.
Sapanca İstanbul'a yakın tatil yerleri arasında en fazla tercih edilenlerden biri olarak dikkat çeken Sapanca, Sakarya ilinin batı sınırında yer almaktadır. Tarih boyunca Frigyalılar, Bitinyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar'ın yerleşim yeri olarak kullandığı Sapanca'da tarihi yapılardan örnekleri görmek mümkündür. Bizans döneminden kalma lahit ve mezar taşları, Vecihi Kapısı, Rahime Sultan Camii, Rüstempaşa Camii, Hasan Fehmi Paşa Camii, Camii Cedid görülebilecek tarihi yapılardandır. Sapanca Gölü kıyısında yer alan ilçe, yeşillikler içinde olması nedeniyle de ilgi görmektedir. Özellikle göl çevresinde turistik tesislerin sayısı giderek artmaktadır. Öte yandan Sapanca Yaylaları, Çiğdem Yaylası, Aygır Deresi, İstanbul Dere, Soğucak Yaylası gürültüden uzaklaşıp kafa dinlemek isteyenlerin tercih ettikleri yerler arasındadır.
Akyazı Tarihsel süreçte pek çok uygarlığın yerleşim yeri olarak kullandığı Akyazı, Sakarya iline bağlıdır. Bitinya, Makedonya, Roma, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı yönetimine geçen Akyazı'da tarihsel izlere rastlamanız mümkündür. İl merkezine 32 km uzaklıkta olan Akyazı'da ayrıca doğal güzelliğe sahip bir çok yer bulunmaktadır. Asar Tepe, Davlumbaz Yaylası, Acella Yaylası muhteşem bir manzaraya sahiptir. Yine doğal güzelliğiyle dikkat çeken Sülüklü Göl de Akyazı'dadır. Buraya yapacağınız ziyaretlerde trekking yapabilir, eşsiz manzarayı fotoğraflayabilirsiniz. Tarihin izlerini de görebileceğiniz Akyazı'da Emir Ali Türbesi, Üç Şehitler Türbesi, Yedi Kardeşler Türbesi ve başka tarihi kalıntılar görebileceğiniz tarihi eserler arasında yer almaktadır.
Göynük Bolu'nun ilçelerinden olan Göynük ciddi anlamda bir turizm potansiyeline sahiptir. Şeker fasulyesi, uğur marmelatı, tokalı örgüleri ve tahta oymacılığıyla ünlü olan Göynük, son yıllarda özellikle yerli turistleri misafir ediyor. Göynük, 20. yüzyıl başlarına ait eski Türk evleri bakımından zengin olan ilçe sahip olduğu 137 adet tarihî konut, 21 cami, türbe, çeşme, hamam, kule ve hazire olmak üzere toplam 158 adet sivil mimari eser bulunması sebebiyle Kentsel SİT Alanı ikan edilmiştir. Tarihsel süreç içerisinde Bebrikler, Bitinyalılar, Frigler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından yerleşim bölgesi olarak kullanılan Göynük'te pek çok tarihi yapıyı görmek mümkündür. Osmanlı ağaç oymacılığının en güzel örneklerini barındıran Fatih Sultan Mehmet tarafından hocası Akşemseddin için yaptırdığı türbe olan Akşemseddin Hazretleri Türbesi, Gazi Süleyman Paşa tarafından inşa edilen Gazi Süleyman Paşa Cami, Tabak Dede Türbesi, Ömer Sıkkın Türbesi, Cumhuriyet döneminin ilk kaymakamı Hurşit Bey tarafından 1923'te yaptırılan Zafer Kulesi, Bizans döneminden kalma anıt mezarlar ve kilise kalıntıları, Friglere ait kalıntılar ve yazılı kaya kitabe ile Osmanlı konakları Göynük ziyaretinde görülmesi gereken yerler arasındadır. Doğal güzellikleriyle de büyüleyen Göynük'te karaçam ormanları arasında huzur dolu bir yürüyüş yapmanız mümkün. Sünnet Gölü, Çubuk Gölü yine Göynük'te keyfini çıkarabileceğiniz doğal güzellikler arasında yer alıyor.
Poyrazköy Yine İstanbul'da, yine Beykoz'da ziyaret etmeniz gereken bir yer daha; Poyrazköy. Cenevizlilerin yerleşime açtığı, daha sonra ise Bizans ve Osmanlıların kontrolüne geçen İstanbul Boğazı'nın Anadolu Yakası'ndaki son köyü olan Poyrazköy, yüzmek isteyenlerin ve balık yemek isteyenlerin tercih ettikleri yerlerdendir. Kavacık'tan hareket eden 135 numaralı İETT otobüsüyle gidilebilen Poyrazköy'de doğayla iç içe kahvaltı edebilir, güzel bir manzara karşısında balık ziyafeti çekebilirsiniz. Kalmak isteyenler için bir kaç pansiyonun da bulunduğu köyde, yüzmek için Poyrazköy Plajı'nı tercih edebilirsiniz.
Kerpe Kandıra'nın 7 km uzağında yer alan Kerpe, dalgasız ve berrak koyuyla büyüleyici bir güzelliktedir. Kerpe'yi yukardan görmek isterseniz Babadağı'na çıkarak buradan eşşiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Kumcağız Plajı'nda ise denize girebilirsiniz.
Bağırganlı Kandıra'nın Bağırganlı Köyü de tatilciler tarafından ilgi gören yerler arasındadır. Koyların ve güzel kumsalların yer aldığı Bağırganlı huzur arayanların mutlaka uğraması gereken bir lokasyon olarak dikkat çekiyor.
Ağva İstanbul'un Şile ilçesine bağlı Ağva beldesi her mevsim farklı bir güzellik sunuyor. Tarihte de pek çok uygarlığın geçiş yeri olan Ağva, Latince'de "iki dere arasında kurulmuş köy" anlamına geliyor. Karadeniz'e dökülen Göksu ve Yeşilçay derelerinin arasında yer alan Ağva'da tatil yapmak tüm isteklerinize karşılık verecektir. Tarih boyunca Roma, Ceneviz, Bizans, Osmanlı, Hititler ve Frigler gibi medeniyetlerin yaşadığı Ağva'da bu medeniyetlerden kalan tarihi yapı ve kalıntıları görmeniz mümkün. Tarihe meraklıysanız Kalemköy hala tarihin izlerini taşıyor. Burada Hitit ve Frigler'den kalma kalıntıları, Bizans ve Roma mezarlarını görebilirsiniz. Yine tarihi dokusuyla dikkat çeken Hacıllı Köyü, Akçakese Köyü, Karamandere Köyü, Hasanlı Köyü, İsa Köy, Çataklı Köyü ve Yakuplu Köyü de Osmanlı döneminde buraya yerleşen Türkmenlerden izler taşıyor. İki nehir ortasına kurulan Ağva'da yeşilin içerisinde rahatlatıcı bir tatil yapmanız mümkün. Göksu ve Yeşilçay derelerinde kano ya da deniz bisikleti ile dolaşabilir, doğanın ortasında huzur bulabilirsiniz. Öte yandan denize girmek, yazın sıcağında kendini soğuk sulara bırakmak isteyenler de Ağva'da tatil yapmayı tercih edebilir. Burada Kilimli ve Kadırga Koyları denizcilerin uğraması gereken yerler arasında. Özellikle yaz günlerinde bu koylarda hem piknik yapabilir, hem de denizin tadını çıkarabilirsiniz. Ağva'da tatil yerlerini tercih etmeniz durumunda bisikletle gezebilir, nehir turlarına katılabilir, balık tutarak rahatlayabilir, fotoğraf makinenizi alarak eşsiz manzarayı fotoğraflayabilir, trekking yapabilir, bölgede yer alan mağaraları görebilirsiniz. Buraya gitmeniz halinde Saklı Gök ve Onbir Gölleri de ziyaret edebilirsiniz.
Kınalıada Prens Adaları arasında İstanbul'a en yakın olan ada Kınalı'dır. Bizans döneminde en fazla sürgün gönderilen ada olan Kınalıada'da sürgün hayatı yaşayanların en ünlüsü Romen Diyojen'dir. Yeşil alanı az olan Kınalıada, yine tarihi dokusu bakımından diğer adalardan zayıftır. Daha çok betonarme yapıların yer aldığı adada Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi ve Hristos Manastırı önemli tarihi yapılar arasındadır.
Burgazada Yine Prens Adalarından bir diğer olan Burgazada sakinlik arayanların tercih ettiği yerlerdendir. Ada üzerinde yer alan Bayrak Tepesi harika bir manzaraya sahiptir.Bu tepede Hristos Manastırı yer almaktadır. Evliya Çelebi'nin 17. yy'da yazdığına göre o dönem ada halkı çoğunlukla Rumlardan oluşmaktaydı. Çağdaş Türk edebiyatının en önemli hikayecilerinden biri olan Sait Faik Adasıyanı ömrünün bir bölümünü Burgazada'da geçirmiştir ve hikayelerinde Burgazada ve diğer adalar önemli yer tutmaktadır. Abasıyanık'ın evi şimdilerde Sait Faik Müzesi adıyla müze haline getirimiştir ve ziyaret edilebilmektedir. Çam ormanlarıyla kaplı adada yapılar tarihi bir dokuyu yansıtmaktadır. Birbirinden güzel ahşap köşkler genellikle Heybeliada ve Kaşık Adası manzarasına bakan sırtta inşa edilmiştir. 1928 yılında kurulan Burgazada Senatoryumu ve Aya Yani Kilisesi adanın görülmesi gereken yerleri arasındadır. Öte yandan denize girmek isteyenler Madam Martha Koyu, Kalpazankaya ya da Su Sporları Kulübü Plajı'ndan yararlanabilirler.
Heybeliada Prens Adalarından en yeşil olan ada Heybeliada'dır. Büyükada'nın ardından en kalabalık ve hareketli ikinci ada durumunda olan Heybeliada'da iskelenin devamında Deniz Lisesi yer almaktadır. Ardından Çam Limanı taraflarında ise Sanatoryum'u görmek mümkündür. Daha sakin olmasından ve tarihi yapıları barındırmasından dolayı tercih edilen Heybeliada'da Bizans döneminden kalma Kamariotissa Kilisesi yer almaktadır. Bu kilise dört yapraklı yonca modeline göre inşa edilmilştir. Ayrıca Heybeliada'da Aya Yorgi Manastırı ve Çam Limanı'nın batı ucunda Aya Spridon Manastırı (Terk-i Dünya ya da Tarik-i Dünya olarak da bilinmektedir.) bulunmaktadır. Çam Limanı yolunda bisikletlerinizle Aya Spridon'a ulaşmanız mümkündür. Burada güzel manzaranın tadını çıkarabilir, sessizlikte kendinizle baş başa kalabilirsiniz. Adanın diğer tepesinde ise Ayia Trias Manastırı ve Rum Ortodoks Ruhban Okulu vardır. Ruhban Okulu adanın en dikkat çeken yapılarının başında gelmektedir. Ortodoks Rum dini yapılarının yanı sıra 1940'lı yıllarda yapılmış olan Beth Yaakov Sinagogu da Heybeliada'da yer almaktadır. Kuzey kıyısında da Hidiv ailesinden Sait Halim’in kardeşi Abbas Halim Paşa’nın konağı hala ayaktadır. Bu yapı aynı zamanda Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın da yaşadığı yerdir. Ayrıca İsmet İnönü'nün evi de bu adadadır. Bugün müze olarak kullanılan ev, döneminde yazlık olarak kullanılmış, İnönü vefatına kadar burada kalmıştır. Heybeliada'da bulunan Süslü Mezar da ziyaretçilerin ilgi gösterdikleri yerlerden biridir. Ayrıca denize girmek isteyenler isteyenlerin de tercih ettiği Heybeliada'da; Çam Limanı, Sadık Bey Plajı, Değirmenburnu Piknik Alanı yüzülebilecek alanlar arasındadır.
Büyükada Cumhuriyet sonrasında varlıklı kesimin sayfiye yeri olarak kullanmaya başladığı Büyükada, İstanbul'da yaşayanların günü birlik ziyaret ettikleri yerler arasında başı çekmektedir. Göze hoş gelen tarihi mimarisi, yeşil ve mavinin bir arada olduğu adada tarihe meraklıların mutlaka görmesi gereken yapılar bulunmaktadır. Büyükada'nın en yüksek tepesinde 1715'te inşa edilen Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır. 1905'te ise Aya Yorgi Kilisesi inşa edilmiştir. Tepede yer almasından dolayı buranın manzarası hayran bırakacak cinstendir. Yine bölgede bir çok kilise ve manastır kalıntısına rastlamak mümkündür. Öte yandan adanın bir diğer önemli yapısı ise İsa Tepesi'nde bulunan Rum Yetimhanesi'dir. Dünyanın en büyük ahşap monoblok yapılarından biri olan Rum Yetimhanesi bugün harap durumdadır. İçeriye girmeniz mümkün olmasa da, gidildiğinde görülmesi gereken yerlerdendir ve mimarisiyle kendisine hayran bırakmaktadır. Ayrıca İsa Tepesi'nde Hristos Manastırı ve Kilisesi de bulunmaktadır. Kumsal semtinde ise Büyükada'da yaşayan küçük Ortodoks cemaatin ayinlerini yaptığı Ayios Dimitrios Kilisesi yer alıyor. Kiliselerin yanı sıra Ada Cami Sokağı'nda yer alan ve II. Abdülhamit tarafından yaptırılan Hamidiye Camii, mimari açıdan batı etkisinde inşa edilmiştir ve ada ziyaretinde görülmesi gereken yerlerdendir. Kızıl Ordu'nun kurucusu ve bolşevik siyasetçi Lev Troçki, Stalin tarafından SSCB'den sürgün edilmesinin ardından 1929-1933 yılları arasında Nizam Mahallesi'ndeki evde yaşamıştır. Ayrıca edebiyatımızın önemli isimlerinden Reşat Nuri Gültekin'in Maden Mahallesi'nde yer alan evi de Büyükada'yı ziyaret edenlerin ilgi gösterdiği yerler arasındadır. Yine Aya Nikola Mevkii'nde yer alan Adalar Müzesi ziyaret edilebilecek alanlardandır. Denize girmek isteyenlerin de tercih ettiği alanlardan olan Büyükada'da; Eskibağ, Halik Koyu, Prenses Koyu, Yörükali, Nakibey, Kumsal ve Aya Nikola Plajları yüzmek için uygundur.
Marmara Adası Gökçeada'nın ardından Türkiye'nin ikinci büyük adası olan Marmara Adası, Balıkesir'e bağlıdır. İstanbul'dan 2,5 saat, Erdek'ten ise 1 saat 45 dakika mesafede olan ada özellikle yaz aylarında ilgi görüyor. Deniz turizmi terch eden vatandaşların uğrak yerlerinden biri olan Marmara Adası, Antik çağda Miletoslular tarafından kuruldu. Daha sonra Roma, Bizans ve Osmanlı yönetimine giren Marmara Adası, doğal güzelliğiyle dikkat çekmektedir. Ada etrafında çok sayıda plaj bulunmaktadır. Kole Plajı, Çınarlı Plajı, Şifalı Su Plajı, Mestenağa Plajı, Manastır Plajı ve Aba Plajı en çok rağbet gören plajlardandır. Aba Plajı diğer kumul plajların aksine çakıl taşları ile doludur ve merkezi gören güzel bir manzarası vardır. Ayrıca akıntı diğer koylara oranla daha kuvvetli olduğu için genellikle suyu derin ve soğuktur. Bir başka değişik plaj ise Şifalı Su Plajı'dır. Dağdan inen içimlik suyun denize dökülmesi ile denizin kıyılarını daha soğuk hale getiren bu suyun şifalı olduğuna inanılır. Etrafı doğal kayalar ile örtülü olan bu plaj bu nedenle turistik bakımdan değerli hale gelmiştir. Ayrıca kano ve tekne kiralanarak adanın birbirine yakın olan bu plajları deniz yoluyla dolaşılabilir.
Avşa Balıkesir'in Marmara ilçesine bağlı bir yerleşim yeri olan Avşa Adası, deniz otobüsüyle İstanbul'a 2,5 saat, Erdek'e ise 1 saat 50 dakika uzaklıktadır. İlkel topluluklardan bu yana yerleşim için tercih edilen yerler arasındaki Avşa, Ortaçağ boyunca bir sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Özellikle deniz turizmi için tercih edilen Avşa Adası koyları ile meşhur bir bölgedir. Tertemiz doğası ve düşük nem oranı ile bilinen Avşa özellikle astim ve bronşit hastaları tarafından da tercih edilmektedir. Yüzmek için Avşa'da Çınar Koyu, Altınkum Koyu ya da Tavşanlı Plajı'nı tercih edebilirsiniz. Günün 24 saatinde canlı bir yaşan olan adada geceleri dışarı çıkacaklar için pek çok seçenek bulunmaktadır. Çiftlik Mevkisi buraya gidenlerin uğradığı yerler arasındadır. Deniz kenarında denizin sahili aşındırması sonucunda oluşan kiremit mezalıklar bulunmaktadır. Yine Manastır Mevkisi'nde denizin dört metre derinliğinde küpler yer almaktadır. Hatta bu küplerde iskeletler bile bulunmaktadır. Bu civarda Roma ve Bizans dönemine ait çok sayıda kalıntı vardır. Denizin altından çıkan kral taçları ve küpeler de bu eserlerden bazılarıdır. Tarihe meraklı olanlar Avşa Adası ziyaretlerinde Türkeli Köyü'nde bulunan manastırı ve Yiğitler Köyü'nde Ali Dede Türbesi'ni görebilirler.
Taraklı Sakarya'nın güneydoğusunda yer alan Taraklı, Türkiye'de 2016 itibariyle 11 tane bulunan "Sakin Kent" unvanına sahip ilçeler arasında yer almaktadır. Özellikle kültür turizmi yapmak ve Anadolu'nun güzelliklerini keşfetmek isteyenlerin tercih edebileceği yerlerden biri olan Taraklı'da önemli tarihi yapılar bulunmaktadır. Arnavut kaldırımlı, buram buram tarih kokan Taraklı sokaklarında dolaşmak dinlenmek isteyenlere iyi bir fırsat olacaktır. Bol bol fotoğraf çekebileceğiniz Taraklı'da Tarihi Han, Tarihi Hamam, 7 asırlık çınar ağacı, Hisar, su değirmeni, Taraklı evleri, Yunus Paşa Camii görülebilecek tarihi değerler arasındadır.
Mudanya Bursa'nın Mudanya ilçesi İstanbul'a yakın yerlerde tatil yapmak isteyenlerin gözde mekanları arasında yer alıyor. Milattan önce Myrlea adıyla Kolofonlular tarafından kurulan Mudanya tarihte pek çok kez işgale uğramıştır. Makedonya Hükümdarı V. Filip tarafından yıkılan Mudanya, Apameia adıyla yeniden inşa edilmiş ancak bu şehirde işgale uğramıştır. 1321 tarihinde Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Zeytincilik faaliyetleriyle ünlü olan Mudanya, Marmara Bölgesi'nin en güzel turistik yerleri arasındadır. Yeşil doğasıyla beğeni toplayan ilçe, İstanbul'a feribotla sadece 75 dakika mesafededir. Bölgede en çok dikkat çeken yerlerin başında Rum Mahallesi gelmektedir. İtalyan mühendis Piçiretu tarafından tasarlanan bu bölge ziyaretçilerini adeta tarihte bir yolculuğa çıkarmaktadır. Rengarek mahalleleri denize açılan Mudanya'da fotoğraf makinenizle pek çok güzel fotoğraf çekmeniz mümkündür. Yine görülebilecek tarihi yapılar arasında Apostoloi Kilisesi, Kemerli Kilise, Kapanca Limanı, Dereköy Kilisesi, Zeytinbağı Fatih Camii, Aya Yani Manastırı, Mitareke Evi, yer almaktadır. Buraya ziyaretinizde Triye'yi de görmeden geçmemeniz gerekir. Cumbalı evleri, salaş restoranları ile Trilye sizlere huzurlu bir ortam sunacaktır.
Polonezköy İstanbul'un Beykoz ilçesinde bulunan bir köy olan Polonezköy, Osmanlı döneminde 1830 Polonya Ayaklanması sonrasında Polonyalı sürgünlerin siyasi lideri Prens Adam Czartoryski tarafından 1842'de kuruldu. 1830'lu yıllarda Saint Benoit Lisesi'nin Lazarist rahipleri tarafından çiftlik olarak kullanılan bölge Czajkowski tarafından satın alındı ve Adampol adıyla kuruldu. Önceleri çiftçilik, hayvancılık ve ormancılıkla meşgul olan bölgede II. Dünya Savaşı öncesinden itibaren turizm hareketliliği başladı. Zamanla bir tatil köyüne dönüşen Polonezköy bu süreçte önemli isimleri misafir etmiştir. Bunlar arasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Macar piyanist Franz Liszt, Fransız yazar Gustave Flaubert, Çek yazar Karel Droz, Papa 23. Jan ve Polonya eski Dışişleri Bakanı Adam Rapacki yer almaktadır. Polonezköy'de yapılacak pek çok etkinlik vardır. Zofia Rızı Anı Evi, Polonezköy Kültür Evi, Ağaç Oyma Heykel Sergisi, Meryem Ana Kilisesi, Polonezköy Mezarlığı görülmeye değerdir. Yine burada doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Bisikletle dolaşmayı sevenler için Türkiye'de ilk olan BMX parkurunda bisikletinizle eğlenceli zaman geçirebilirsiniz. Eğer Haziran ayında Polonezköy'ü ziyaret edecekseniz, geleneksel Polonezköy Kiraz Festivali'ne katılabilirsiniz. Bu festival aynı zamanda Türkiye-Polonya arasındaki tarihsel bağları kuvvetlendiren aktiviteler arasındadır. Polonezköy Kiraz Festivali süresince Polonya'dan gelen folklor ekiplerinin gösterileri, çeşitli kültürel aktiviteler, sergiler, konserler ve köy kilisesinin bahçesinde resitaller düzenlenmektedir.
Mudurnu Bolu'nun ilçesi olan Mudurnu, kültür turizmi açısından kıymetli bir tatil yeridir. Yeşilin ortasında yer alan Mudurnu'da çok sayıda tarihi yapıya rastlamak mümkündür. 165 adet ev ve 8 Cami, çeşme ve hamam olmak üzere toplam 173 adet mimari değeri yüksek yapı nedeniyle Mudurnu "Kentsel Sit Alanı" ilan edilmiştir. Tarihi konaklarda oda kiralamanın mümkün olduğu Mudurnu, sağlık turizmi için de tercih edilmektedir. Kültür turizmi tercih edenlerin Mudurnu'yu ziyaretlerinde Kanuni Sultan Süleyman Cami, Yıldırım Beyazid Cami, Armutçular Konağı, Keyvanlar Konağı, Osmanlı döneminden kalma başka konaklar ve hamamları mutlaka görmesi gerekmektedir. Yine Demirciler Çarşısında eskilerin el işlerinden örnekleri görmek mümkündür. Sağlık turizmi için Mudurnu'ya gidenler ise Babas Kaplıcası'nı Sarot Kaplıcası'nı, ziyaret edebilir. Babas Kaplıcası'nın metabolizma hastalıkları ile diyabetlilere iyi gelmektedir. Güzel doğasında huzur bulmak isteyenler Şehriman Tepesi, Karamurat Gölü, Sülüklügöl, Akkayalar Travertenlerini ziyaret edebilir, doğal güzellikleri fotoğraflayabilir.
Anadolukavağı İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı turistik bir semt olan Anadolu kavağı'na 15A numaralı İETT otobüsleri ve Sarıyer'den Şehir Hatları motorlarıyla ulaşılabiliyor. Günü birlikçiler tarafından şehrin gürültüsünden uzaklaşmak için tercih edilen Anadolukavağı, sahildeki güzel boğaz manzarası, yemyeşil tepeleri ile dikkat çekiyor. Buraya ziyaretinizde sessiz ve tertemiz deniz havasını içinize çekebilir, sahilde balık yiyebilir, çay içerek huzurun tadını çıkarabilirsiniz. Yine Anadolukavağı ziyaretinizde Yoros Kalesi'ni mutlaka ziyaret edin. Yaklaşık 800 yıllık olan bu kalenin konumundan kenti yukarıdan seyredebilirsiniz. Ayrıca yaz sezonu boyunca, cumartesi günleri Bostancı'dan kalkan, Mehtap Gezisi adı verilen, akşam 20:00 'de Anadolu Kavağı'na gelip, 22:00'de geri dönen, canlı müzikli bir sefer yapılmaktadır.
Rumelikavağı Sarıyer'in keyifli semtlerinden biri olan Rumelikavağı midyesi ve inciri ile meşhurdur. Sarıyer ile Rumelifeneri arasında yer alan Rumelikavağı'nda balık ve midye lokantalarının ziyaretçiler tarafından mutlaka deneyimlenmesi gerekir. Bu semt midyesinin yanı sıra güzel plajları da meşhurdur. İstanbul'da günü birlik yüzmeye gidenlerin tercihleri arasında yer alan Rumelikavağı'nda Altınkum, Elmaskum, Askeri ve Aile Plajı yüzebileceğiniz yerler arasındadır. Sarıyer'den 25A numaralı İETT otobüsleriyle ulaşılabilen Rumelikavağı'na gittiğinizde Bizans döneminden kalma çınar ağacını da otobüs durağının yanında görebilirsiniz. Yine burada uğrak yerlerden biri de Telli Baba Türbesi'dir.
Garipçe Yine Sarıyer'e bağlı bir balıkçı köyü olan Garipçe, Garipçe Burnunda yer almaktadır. Hacıosman metro durağından kalkan 150 numaralı İETT otobüsleri ile ulaşılabilen Garipçe Köyü, İstanbul içindeki pek çok yer gibi genellikle tek günlük ziyaret edilen yerler arasındadır. Kahvaltı yapmak ve balık restoranlarında balık yemek için gidebileceğiniz Garipçe, gerçek bir köy havasındadır. Kesinlikle kafa dinlemek için gidilmesi gereken yerler arasına üst sıradan yer verilebilecek Garipçe'de sahilde oturup, hırçın dalgaların sesini dinleyebilirsiniz.
Riva İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı olan Riva, Riva Deresinin Karadeniz'e döküldüğü yerde yer almaktadır. Yaz aylarında İstanbulluların denize girmek için tercih ettiği bölgeler arasında yer alan Riva'ya Beykoz'dan hareket eden 137 numaralı İETT otobüsüyle ulaşmak mümkündür. Bir çok plaj ve mesire alanının bulunduğu Riva'nın açıklarında üzerinde yerleşim bulunmayan Karadeniz'in Eşek Adası ve Soğan Adası bulunmaktadır. Riva'da en fazla tercih edilen plajlar Riva Plajı ve Elmasburnu Plajı'dır. Ayrıca Su Ürünleri Plajı da yüzmek için tercih edilebilecek plajlardandır. Tarihi yapılan yer aldığı Riva'yı ziyaret etmeniz halinde Cenevizliler döneminden kalma olduğu tahmin edilen Riva Kalesi'ni görebilirsiniz. Ayrıca Riva Deresi'nde tekne kiralayarak bir gezinti yapabilirsiniz.
Sarısu Kandıra'nın dikkat çeken kasabalarından bir diğeri olan Sarısu, ormanlarla kaplı saklı bir cennet gibidir. İsmini Sarısu Deresinden alan belde özellikle kamp yapmak ve balık tutmak için son derecek idealdir.
Kefken Temiz denizi, yeşil doğasıyla huzuru arayanların tercih ettiği yerler arasında bulunan Kandıra'nın Kefken kasabası özellikle İstanbul'a yakınlığından dolayı İstanbulluların tercih ettiği yerlerin başında gelmektedir. Temiz sahili ve plajları, doğal oluşumları ile dikkat çeken Kefken'de en fazla ziyaretçi çeken bölge Pembe Kayalar'dır. Gündoğumu ve batımında eşsiz bir görüntü oluşturan Pembe Kayalar'ın yanı sıra Kefken Adası da görülmesi gereken yerler arasındadır. Tekne ile 5 dakika mesafede bulunan Kefken Adası, Karadeniz'de insanların yaşadığı ve tarihi kalıntılara sahip olan tek adadır. Ada sit alanı kabul edilmesinden dolayı ziyarete kapalı olsa da, uzaktan görmesi bile keyif vericidir. Adada tarihi bir deniz feneri, Cenevizlilerden kalma bir kale ve su kuyuları bulunmaktadır. Kefken'de Cebeci Sahili'nde ve Kovanağzı Koyu'nda denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Kandıra Kocaeli'nin ilçesi olan Kandıra, kentin sanayisi gelişmeyen tek ilçesidir. Karadeniz'e açılan vadinin yamaçlarındaki düzlükte kurulan Kandıra, özellikle Karadeniz kıyısındaki sahil kasabaları ile ciddi bir turizm potansiyeline sahiptir. Kefken, Kerpe, Bağırganlı, Kumcağız, Cebeci, Seyrek, Sarısu, Pınarlı gibi sahil kasabaları özellikle yakın yerlerden gelen ziyaretçilerin tercihleri arasındadır.
Kilyos (Kumköy) Resmi adı Kumköy olan ancak halk arasında Kilyos olarak anılan bölge İstanbul'un Sarıyer ilçesine bağlıdır. Tarihinn eski çağlarından bu yana ilgi gören yerlerden biri olan Kilyos, küçük bir balıkçı köyü olarak rağbet görmüş ancak Roma İmparatorluğu döneminde gelişim göstermiştir. Yine denizcilikle uğraşanların Bizans döneminde de ilgisini çeken yerler arasında yer alan Kilyos'ta bir süre Cenevizliler de hakimiyet sürmüştür. Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'nda denize girmenin güçleşmesiyle tatilcilerin Kilyos'a ilgisi artmıştır. Özellikle hafta sonlarında İstanbul'da yaşayanların ilgi gösterdiği Kilyos'ta tarihi yapılara da rastlamak mümkündür. Buraya gitmeniz durumunda Cenevizliler döneminden kalma Kilyos Kalesi'ni görebilirsiniz. Ayrıca İstanbul'un fethi anısına dikildiği rivayet edilen büyük çınar ağacını ad Kilyos'ta tatil yapmaya gittiğinizde görebilirsiniz. Kilyos'ta denize Baykuş Plajı ya da Kilyos Halk Plajı'nda girebilirsiniz.
İğneada Kırklareli'nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesi Karadeniz sahilinde yer almaktadır. 20 km boyunca uzanan tertemiz sahiliyle dikkat çeken İğneada, doğal güzellikleriyle dikkat çekerken, huzurlu bir tatil yapmak isteyenler tarafından tercih edilmektedir. Koruma altındaki Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü, Ramana adlarıyla anılan yedi gölün ve longoz ormanlarının yer aldığı beldede, Beğendik Köyü, Limanköy, Bulanık Dere Longozu, Hamam Gölü Longozu, Saka Gölü Longozu, Bulanık Meşe Ormanı, İğneada Ormanı ve İğneada Feneri mutlaka görülmelidir. Yine İğneada Limanı'na giderek burada vakit geçirebilir, buradaki cafe ve restoranlarda taze balıkları tadabilirsiniz. Yine İğneada ziyaretiniz sırasında yakın mesafedeki Vize'de bulunan Pınarhisar Kalesi ve Balkaya Köyü de gezilebilir.
Kıyıköy İstanbul'a yakın tatil yerleri arasında dikkat çeken yerlerden biri de Kıyıköy. Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı bir sahil kasabası olan Kıyıköy, tarihi yapıları ve doğal güzelliğiyle dikkat çekmektedir. Etrafı ormanlarla çevrili olan Kıyıköy'den Pabuçdere ve Kazandere Karadeniz'e dökülür. Antik Çağ'da kurulan ve Salmydessos olarak anılan Kıyıköy'de pek çok tarihi yapıyı ziyaret edebilirsiniz. Dünyanın en eski taş oyma, kaya manastırları arasında yer alan Aya Nikola Manastırı, İmparator VI. Justinyen döneminde yapılan surlar, Kıyıköy Kalesi, geç dönem Osmanlı eserleri arasında yer alan ve kiliseden camiye dönüştürülen Kıyıköy Cami, yine geç dönem Osmanlı mimarileri arasındaki Kıyıköy Liman Hamamı burada yer almaktadır. Ayrıca doğal güzellikleri görmek isteyenler Kasatura Tabiat Koruma Bölgesini, Kıyıköy Mağarasını, Aşıklar Tepesini, Kazandere ve Pabuçdere'yi ziyaret edebilir, yine yeşilin tadını çıkarabilir. Denize girmek isteyenler ise Belediye Plajını, Selvez Koyunu,Poliçe Koyunu, Kastro Sahilini, Panayır İskelesi Koyunu, tercih edebilirler. Saray yolu üzerinden sapılan orman içi yollarla ulaşılan Kastro Koyu ise Tekirdağ il sınırlarında olmasına rağmen, Kıyıköy’e yakınlığından dolayı ziyaret edilebilir yerler arasındadır.
Akçakoca İstanbul'a yakın tatil yerleri arasında tercih edilebilecek lokasyonlardan biri de Akçakoca'dır. Düzce'nin ilçesi olan Akçakoca, Karadeniz sahil şeridinde yer almaktadır. Doğal güzellikleriyle dikkat çeken ilçe ciddi anlamda turist çekmektedir. Hem İstanbul'a hem de Ankara'ya yakın tatil yerleri arasında yer alan Akçakoca'ya Bursa ve Zonguldak'tan da yerli turist gelmektedir. Akçakoca yeşil doğasının yanı sıra temiz denizi ile de tatilcilerin tercih sebepleri arasında yer almaktadır. Tarihi yerleşim yerlerinden biri olan Akçakoca'da Trak kabilelerinden kalma kalıntılar bulunmaktadır. Roma ve Bizans döneminde de önemli bir liman kenti ve ticaret merkezi konumunda olan Akçakoca, daha sonra Cenevizlilerin eline geçti. 1323 yılında ise Türk toprağı haline geldi. Buraya gitmeyi tercih etmeniz halinde Hemşin Köyü'nde bulunan 150 yıllık Hemşin Cami'yi ziyaret edebilir, Cenevizlilerden kalma Ceneviz Kalesi'ni görebilirsiniz. Akçakoca sağlık turizmi açısından da tercih edilmektedir. Bölgede mağralar vardır ancak özellikle Fakıllı Mağarası en çok ziyaret edilen mağara olarak dikkat çeker. 350 metresi ziyarete açık olan Fakıllı Mağarası, damlataş bakımından oldukça zengindir ve astım, nefes darlığı gibi rahatsızlıkları bulunanlar tarafından ziyaret edilmektedir. Doğal güzellikleriyle dikkat çeken Akçakoca'da Samandere Şelalesi, Kurugöl Kanyonu, Aktaş Şelalesi'ni gezebilirsiniz. Ayrıca ilginç mimarisiyle dikkat çeken Merkez Camii ve Çınar Caddesi görülmesi gereken yerler arasındadır. Akçakoca'ya gidip denize girmek isterseniz Melenağzı Plajı, Karaburun Plajı, Çayağzı Plajı, Çuhallı Plajı, Edilli Plajı, Değirmenağzı Plajı, Çınar Plajı, Kale Plajı, Limoncuk Plajı, Kalkın Plajı ve Kadınlar Plajı'nı tercih edebilirsiniz. Düzce'nin Akçakoca'nın ilçesine Temmuz ayında tatil yapacak olanlar Parlayan Kent Akçakoca Kültür ve Sanat Festivali'ne katılabilir. Giderek daha iyi organize edilen bu festivalde yerel sanatçıları dinleme fırsatını bulabilirsiniz.
Şile İstanbul'a yakın tatil yerleri ile şehrin temposundan uzaklaşın İstanbul'un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Şile'nin geçmişi cilalı taş devrine kadar dayanmaktadır. Çok sayıda mağaranın bulunduğu Şile, o dönem insanlara doğal korunaklı alanlar sağlamaktaydı. Tarih boyunca pek çok kez istilaya uğrayan Şile'de tarihin izlerini bugün hala görmeniz mümkün. Bitinler, Hititler, Roma, Osmanlı, Bizans döneminden izler görmeniz mümkün. Tarihe meraklılar Şile'de tatil yaparken burada bulunan Şile Kalesi, Şile Feneri, Şile evleri, Sarıkavak Kalesi, Heciz Kalesi, Hanımsuyu Çeşmesi, Osmanlı Hamamı, kilise kalıntısı, vaftiz yeri, ve lahit mezarları ziyaret edebilir. Deniz turizmi için de oldukça güzel plajlara sahip olan Şile'de denize girmek isterseniz Ağlayan Kaya Plajı, Ayazma Plajı, Kumbaba Plajı tercih edebileceğiniz yerler arasında olmalı. Daha önce de bahsettiğimiz gibi Şile'de tarih öncesine ait bulgular mevcut ve bölgede çok sayıda mağara bulunması da bunu doğrular nitelikte. Burada tatile giderseniz Ocaklıada, Tersane, Akşam Güneşi, Tavanlı, Feneraltı Mağaralarını görebilirsiniz. Şile'nin doğal eşsiz doğası da tatil için burayı tercih etme nedeniniz olabilir. Kumsal ve plajların yanı sıra burada Değirmençayırı Şelalesi, Hacıllı Şelalesi, Onbir Göller Vadisi, Kumbaba Tepesi, Ağlayan Kayalar gezilebilecek yerler arasındadır. Eğer Şile'ye Temmuz ayının sonunda giderseniz, her yıl geleneksel olarak kutlanan Şile Bezi Kültür ve Sanat Festivali'ne katılabilirsiniz. Her yıl Temmuz ayının son haftasında düzenlenen etkinliğe sanatçılar ve modacılar da katılmaktadır. Yine buraya gittiğinizde Şile bezinden yapılmış giyisiler satın alabilirsiniz. Böylece sıcak havada serin serin dolaşabilirsiniz.