İşçi sınıfının unutulmaz lideri Kemal Türkler

İşçi sınıfının unutulmaz lideri Kemal Türkler katledilmesinin üzerinden 36 yıl geçti.

cumhuriyet.com.tr

12 Eylül’e doğru giden süreçte önemli bir dönüm noktası olan Kemal Türkler suikasti, aynı zamanda Türkiye işçi sınıfı mücadelesine karşı faşist baskı ve terörün ne boyutlara varacağının da göstergesiydi. 12 Eylül faşist darbesine doğru giderken, faşist cuntanın ana eksenin işçi sınıfı düşmanlığı olduğunun net kanıtı Kemal Türkler’in öldürülmesiyle başlayan süreçte yatmaktaydı. Kemal Türkler sadece bir sendikacı değil, aynı zamanda bir işçi sınıfı önderiydi. Türkiye işçi sınıfının dalgalı, kesintili mücadele tarihindeki portrelerine baktığımızda Kemal Türkler’in ayrı bir yeri bulunuyor. “46 sendikacılar kuşağı” olarak adlandırılan ve 60-80 arasında damga vuracak işçi sınıfı mücadelelerinin öncü kuşağını oluşturan mayalanmanın ilk öğrencilerindendi Türkler. Bu kuşağın ilk yetiştirdiği işçi sınıfı önderi olarak Türkler, katledildiği güne kadar işçi sınıfı davasının kararlı bir savunucusu, militan bir eylemcisi olmuştu.

Günümüze ışık tutan bir mücadele yaşamı olan Türkler, işçiliğe pek isteyerek başlamamıştı. İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’nde okurken geçimini sağlamak için başladığı dönemin büyük fabrikalarından olan Emayetaş fabrikasında 4 yıl birfiil çalıştı. Bu dönemde İstanbul Demir ve Madeni Eşya Sendikaları’na üye olan Türkler, işyeri temsilcisi seçildi. İşyerinde yaşanan uyuşmazlık sonucunda işten atılan Türkler, daha sonra hukuki mücadele ile işe iade hakkı kazandı. Çok istediği hukuk fakültesini maddi nedenlerle devam edemeyen Türkler 1952 yılından itibaren “profesyonel sendikacılık” yapmaya başladı.

Özellikle 1950’li yıllarda sendikalarla Demokrat Parti arasındaki organik ilişki Türkler’in de dahil olduğu mücadeleci bir sendikacılık anlayışına sahip sendikacılar kuşağını da etkilemişti. Aziz Çelik’in aktarımına göre 1959 yılında doğrudan dönemin Başbakanı Adnan Menderes’e mektup yazan Türkler, 27 Maysıs sonrası Menderes hükümetinin uygulamalarına karşı sert bir tutum takındı. Bu durum pek çoklarının “rüzgar nereden esiyorsa oraya doğru yönelme” olarak okunabilecek olsa da, esas olarak gelişmekte işçi sınıfı mücadelesi ile alakalıydı. Türkiye işçi sınıfı hareketi 1960 sonrasında asla eskisi gibi olmamış ve mücadeleci sendikal anlayış hızla sınıf sendikacılığı çizgisine doğru yaklaştı ve sosyalist görüş hakim hale geldi.

Kemal Türkler asıl olarak 1961 yılından sonra etkin bir rol oynamaya başladı. Önce Saraçhane mitingi, ardından 1963 yılındaki Kavel direnişi Maden-İş sendikasını öne çıkartmış ve Türkler Türk-İş’in geleneksel Amerikancı sendikal anlayışı ile ters düşer hale gelmişti. 1961 yılında 12 sendikacı ile “işçi sınıfının siyasal alanda temsilcisi olması gerektiği iddiasıyla” Türkiye İşçi Partisi’nin kurulmasının ardından siyasal alana da giren Türkler, Parti’nin kurucusu olmasına karşın hiçbir zaman Parti’de etkin bir faaliyet göstermedi. Öte yandan Parti’nin kapatıldığı 1971’e kadar GYK üyesi olarak bulunmayı sürdürdü.

1966 yılında yaşanan Paşabahçe grevi sonrasında Türk-İş içinde yaşanan kriz DİSK’in kuruluşuna yol açmıştı. DİSK, Türkiye işçi sınıfı hareketinin o dönemki ileri çıkışı, Amerikancı sarı sendikal anlayışın terk edilişinin göstergesiydi. Kemal Türkler DİSK’in kurucu başkanı olarak görev almış ve DİSK’in ilk 10 yıllık dönemine damgasını vurmuştu. Özellikle bu dönemde 15-16 Haziran direnişi, DGM direnişi, MESS grevi ve irili ufaklı onlarca grevi örgütleyen DİSK, işçi sınıfı hareketini zaman zaman kesintiye de uğrasa artan bir ivmeyle büyütmüştü. Tüm siyasal eksikliklerine karşın ise Türkler bu dönemin baş mimarlarındandı. 1974 sonrası özellikle dönemin TKP MK üyesi olan İbrahim Güzelce’nin DİSK Genel Sekreterliği’nde aktif faaliyet yürütmesinin ardından Kemal Türkler’de CHP ve TKP arasında bir çizgiye yerleşti. Milliyetçi Cephe’nin kurulmasının ardından TKP’nin öncülüğünü yaptığı Ulusal Demokratik Cephe fikriyatı o dönem DİSK tarafından dile getirilmiş ve Kemal Türkler bu cephenin çağrıcısı olmuştu.

DGM eylemleri sonrası Maden-İş üyesi işçiler Bununla birlikte Kemal Türkler 1974-77 arasında DİSK’te artan TKP etkinliğine karşın TKP üyesi olduğuna dair hiçbir iz bulunamamıştır. Dönemin tanıklarının ifadelerine göre Türkler hiçbir zaman TKP üyesi olmamış ancak yakın bir çizgi izlemiştir. 1976 yılında Taksim’de kutlanan 1 Mayıs’ın ardından, 1977 yılında da 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını sağlayan Türkler, 34 kişinin katledildiği 77 1 Mayısından sonra adım adım DİSK’ten tasfiye edildi. DİSK’in 6.Kongresinde Genel Başkanlığı kaybeden Türkler, ölümüne kadar Maden-İş sendikasının başında kaldı. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kurucu Başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 36. yılında anılıyor. İşçi sınıfının unutulmaz önderi Türkler, 22 Temmuz 1980 günü İstanbul Merter’de, sabah evinden çıkıp sendikaya gitmek üzere arabasına binerken kurşunlanarak katledilmişti. (Kaynak: ilerihaber)