Fransız silahıyla bitişik ateş... Böyle girdiler
Emniyet kaynakları, savcı Selim Kiraz’ın ölümüne neden olan mermilerin, saldırganların kullandığı 7.65 mm çapındaki Fransız silahından çıktığını açıkladı. Savcıyı rehin alan saldırganlar, pazarlıklar olumsuz sonuçlanınca Kiraz’ı bitişik ateşle başından vurdular.
Canan Coşkun/Cumhuriyet
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı odasında rehin alan DHKP-C’lilerin Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne giriş yaptığı ve savcının odasının bulunduğu koridorda bulundukları dakikalara ait fotoğrafları ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, savcı Kiraz’ın öldürülmesiyle ilgili bir basın açıklaması ve saldırganların adliyedeki görüntülerini yayımladı. Görüntülerde Şafak Yayla’nın saat 11.28’de İstanbul Adliyesi’ne C kapısından giriş yaptığı, 11.29’da da adliyenin C kapısında bulunan avukat girişinden elinde avukat cüppesiyle, kimlik göstererek geçiş yaptığı görüldü.
Ayrı ayrı girdiler... Yayla daha sonra 11.31’de adliyenin 1. bodrum katında güvenlik kamerasına takılıyor. Yayla’nın ardından Bahtiyar Doğruyol da 11.41’de adliyenin 3. katında görülüyor. Ardından 11.46’da Doğruyol ile Yayla zemin kat D Blok’ta buluşup aynı katta bulunan Asliye ceza mahkemelerinin bulunduğu bölümde İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin önündeki banklarda beklerken görüntüleniyor. Bu bekleyişin ardından saat 12.22’de Yayla ve Doğruyol ellerinde avukat cübbeleriyle 6. kat A2 blokta savcı Kiraz’ın odasına giriş yaparken güvenlik kamerasına takılıyorlar.
Savcılıktan açıklama... İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu imzasıyla yayımlanan açıklamada ise savcının şehit edilmesiyle ilgili yazılı, görsel ve sosyal medyada savcının polislerle öldürüldüğü, teröristlerin içeriye bombalarla girdikleri, içeride bomba patlattıkları, savcının otopsisinin yapılmadığı haberlerinin eksik, maksatlı ve yanlı yayınlar olduğu iddia edildi. Açıklamada “İstanbul Baro Başkanı Sayın Ümit Kocasakal, avukat Şükriye Erden ve özellikle Sami Elvan’ın teröristlerle iletişimleri sağlanmış, uzun görüşmelere rağmen teslim olmamışlardır” denildi.
Tanrıkulu’ya suçlama... Açıklamada, “Teröristlerin görüşmek istediği Avukat Sezgin Tanrıkulu kendisine ilk ulaşıldığında adliyeye geleceğini belirtmesine rağmen adliyeye gelmediği gibi kendisine ulaşılmak istendiğinde telefonlara çıkmamıştır” denildi. Tanrıkulu ise açıklamaya tapki göstererek “Başsavcının sözlerinin aksine ben sadece ‘bir avukat’ değilim ve siyasi bir kimliğe sahibim. Benden bir talep varsa bu konuda muhatabım hükümettir” dedi.
Başına bitişik ateş... Açıklamada, saldırganların suçta kullandıkları 7.65 mm çaplı Fransız model tabanca ve bu silaha ait çok sayıda boş kovan dolu mermi ile ölü olarak etkisiz hale getirildiği aktarılarak, şöyle denildi: “Şehit cumhuriyet savcımızın 1 Nisan 2015 saat 01.30’da Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisi sonucu yapılan elde edilen bilgilere göre savcımızın başına bitişik atış olacak şekilde silahla ateş edildiği, ateş edilen silahın ise teröristlerin kullandığı 7.65 çaplı silah olduğu, teröristlerin yanlarındaki çantada bomba olabileceği düşüncesiyle fünye ile kontrollü patlatıldığı, çantada bomba bulunmadığı tespit edilmiştir.”
6. katta ne oldu?.. Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan DHKP-C’li Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’la görüşen heyette yer alan avukatlar Şükriye Erden ve Ebru Timtik, saldırganların ilk bomba patlatıldıktan sonra marş söylemeye devam ettiklerini belirtti. Polis kaynakları Kiraz’ın saldırganların silahından çıkan kurşunla öldürüldüğünü iddia etti.
“Aydın ve Timtik’in görüşmelere dair notları, Halkın Hukuk Bürosu’nun dünkü açıklamasında yer aldı. Açıklamada, 8 saatlik müzakerede yaşananlar şu şekilde aktarıldı: Eylemciler, rehin alınan savcı ile görüştüklerini, savcının kendilerine bir isim ve iki sicil numarası bildirdiğini, bu isimlerin yayımlanarak suçlarını itiraf etmelerini istediler. Polisler bu talebi mümkün görmeyerek, açıklamayı avukatların yapmasını önerdi. Avukatların yanında bir emniyet müdürünün de olması halinde bu öneriyi kabul edebileceklerini söyleyen eylemciler, bunun dışında bir şey konuşmayacaklarını söylediler. Polisler, açıklamaya emniyet müdürünün katılmasının mümkün olmadığını söyledi.
Son görüşme... Eylemci telefonu “son görüşme” diyerek açtı, cevabı dinledikten sonra telefon kapandı. Hemen akabinde çok sayıda seri silah sesi duyuldu. İlk bombanın patlamasının ardından kısa süreli bir sessizlik oldu. Sonra içeriden yeniden silah sesi ve marş sesi duyulmaya başladı. Makineli tüfek olarak algıladığımız silahtan atışlar oldu. Ve sonra ikinci bomba patladı. Yaşanan iki taraflı çatışmaydı. Silah sesleri kesildikten sonra son olarak birkaç el silah sesi duyuldu.”
Polise ‘siyasi’ emir... Görüşmeleri sürdüren polislerin kendilerine çok sınırlı bir hareket alanı tanıyan siyasi emirlerle hareket ettikleri yolundaki gözlemimizi de sizlerle paylaşıyoruz.”
Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol, savcı Kiraz’ın odasının bulunduğu koridorda ilerlerken ve savcının odasına girerken görülüyor.