En iyi 10 efsanevi yer
En iyi 10 mitolojik yer
cumhuriyet.com.tr
Altın şehirler, süt ve bal vadileri... Tarih boyunca, masalsı-mitolojik diyarlar ya da kimsenin görmediği efsanevi yerler hakkında çok şey söylendi. Bazı kaşifler ve birçok macerasever bu yerleri aramaya gitti fakat hiçbiri başarılı olamadı hatta bazıları geri bile dönemedi. İşte o 10 efsanevi mitolojik yer.
El Dorado Kayıp altın şehir, Güney Amerikalı bir kabile reisinin vücüduna altın tozu dökerek, altın kaplı bir adama dönüşmesinden doğan İspanyol kökenli bir efsanedir. Mit, bu ritüelin söylentilerle harmanlanıp ağızdan ağıza yayılarak, söz konusu kabile resinin şehrinin altın kaplı olduğu düşüncesine kadar ulaştı.
Ünlü kaşif Gonzalo Pizarro And Dağları’nda karşılaştığı Muiska yerlilerinden edindiği duyumların ardından, Francisco Orellana ile birlikte 1541 yılında Quito’dan yola çıkarak Amazon Nehri’nin havzasına kadar hiç bulamıyacakları mistik yeri aradı. Orellano, Rio Napo Nehri’ni Amazon Nehri’ne kadar takip ederek, koca nehri boydan boya aşan ilk Avrupalı oldu. Sonra da El Dorado ünlü oldu.
Shangri-La Hikayeye göre Shangri-La, ancak karlarla kaplı, Tibet dağlarındaki bir geçitten geçilerek ulaşılan, huzur dolu, harika bir cennettir. Bu ülkenin insanları dışarı çıkmadıkları sürece ortalama yaşam süreleri on yıllar yerine yüz yıllar ile ölçülüyordu fakat ülkeyi terk ettikleri takdirde bir kaç dakika içinde aniden yaşlanıp, ölüyorlardı.
Hikayeye göre kahraman bu acı gerçeği, 100 yaşındaki harika sevgilisi Shangri-La'dan dışarı çıkarttığı anda öğrenir. Geçitten geçip gerçek dünyaya adım attıkları anda 100 yaşındaki güzel sevgilisi yere yığılır ve toz olur. James Hilton "Lost Horizon" adlı filminde bu hikayeyi işlemiştir.
Thule Thule İskandinav mitolojisine göre, İskandinavya ve İzlanda arasında bir yerde. Bu kent, çok uzaktaki bir kuzey enlemine denk düştüğünden güneş ışığı almıyor, sadece ay ışığını görüyordu. Ama 4. yüzyılda bir Yunan yorumcuya göre, burası buzulla kaplı bir cennetti. Thule'un mavi boyalı insanları buzulların içinde imkansız görünse de kendi balını, ve meyvelerini yetiştiriyordu.
Adına bazı eserlerde "Tile" olarak da rastlanan bu buzla kaplı toprakların üzerindeki bal ve meyve cennetini hala arayan insanlar var. Ama bazılarına göre Thule sadece Norveç'in eski ismi. Kim bilir belki de tam şu anda, Thule'un mavi renkli insanları kendi adalarında meyvelerini yetiştirmeye devam ediyorlardır. Ama onları hala bulamadık.
ockaigne 14. yüzyılın başlarına tarihlendirilen bu edebi öyküde Cockaigne'in Cennet'ten bile daha güzel olduğu vurgulanır. Buna göre Cockaigne’de kızarmış kazlar ne kadar leziz olduklarını bağıra bağıra havada uçuşurlar. Nehirlerden yağ, süt, bal, şarap akar ve şehvetli rahipler işveli rahibeler kırlarda kovalarlar.
Burada kavga, acı ve ölüm yoktur. Her zaman gündüzdür ve asla gece olmaz. İnsanlar istedikleri şeyden istedikleri kadar alabilirler, çünkü doyana kadar yemek en doğal haktır. Cockaigne’de zaman ve mekân sınırlaması yoktur.
Quivira Qurivira (Khyber Halkının Ülkesi) El Dorado efsanesine benzer, ancak birkaç bu altın şehirden bin kilometre daha kuzeydedir. İspanyol kaşifler bu efsayi duyduktan sonra 1540 yıllarında, burayı bulmak için yola çıktı. Ancak altın bulmayı umdukları yerde ne yazık ki, buldukları sadece bakır ve demir oldu.
Quivira tam konumu çeşitli devletler Kansas dahil, bu iddia ile, kurulmuştur olmamıştı. Ama bu sadece yakıt efsane ve Quivira edebiyat ve adı pek çok eser yer aldı, diğer şeyler arasında, bir bağ için kullanılır olmuştur. Quivira'nın tam konumu hiçbir eserde tam olarak anlatılmaz, Kansas'ın da dahil olduğu bir alanda olduğu rivayet edilir.
Ütopya Utopia aslında Shangri-La efsanesine benzeyen bir kurgu çalışmaıydı ama yıllar içinde mitolojide de inşa edildi. Thomas More'un 1516 yılında yayınladığı "Ütopya" isimli romanında, bir ada olarak ortaya çıkan efsanevi yer, tarım ve hoşgörü etrafında huzurla yaşayan bir toplumun kendiydi.
Fikir ele alındığından beri farklı boyutlarla "Ütopya" hep karşımıza çıkar. Dünyaca ünlü "Avatar" filminde bile ele alınan aslında bakir yağmur ormanlarında barış ve huzur içinde yaşayan bir halkın ütopyasıydı.
Agarta Dünyanın çekirdeğinde bulunduğu söylenen efsanevi bir şehir Agarta. Rivayetler yıllar yılı dillerde dolandı ancak bilim insanları tabii ki dünyanın en sıcak katmanında keyifli bir yaşamın münkün olmadığı görüşünde. Bir girişi bulunmayan efsanevi yer altı şehrinin şu anki ismi, 19. yüzyılda Fransız medyum Alexandre Saint-Yves tarafından konuldu.
Ama diğer bir inanışa göre bu yeraltı şehri bir Tibet gizli toplumunun yeraltı organizyonu. Bazı maceraseverler Tibet'in mağaralarında bu şehri aramaya halen devam ediyor.
Aztlan Bir sonraki mitolojik mekan, Aztek halkının efsanevi vatanı. Modern Meksika çevresinde bir yere denk düştüğü inanılan mekan, "Beyazlık" ya da "Balıkçılların Ülkesi" anlamına geliyor. Efsaneye göre Aztek halkı 15. ve 16. yüzyılda Meksika'da bir imparatorluk kurdular. Ancak bu imparatorluk Hernân Cortes'in İspanyol Seferi sonunda, ancak yüz yıl yaşadıktan sonra yıkıldı.
Meksika efsanelerinde Azteklerin kenti, kahraman geçmişi ve yabancı istilasının trajedisini temsil edecek biçimde hayal gücünde idealleştirilmiştir. İstiladan sonra göç eden halk, ayrıldıkları bölgenin cennet gibi bir kent olduğunu anlatır. Ancak Aztlan, belirli bir coğrafi mekândan çok Aztekler'in yarattığı bir efsanedir ve burayı bulma çabaları hep başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Camelot Camelot, Kral Arthur efsanesiyle ilişkilendirilen ünlü kale ve saray. Arthur'un erken dönemdeki hikâyelerinde adı geçmeyen Camelot, ilk kez 12. yüzyıl Fransız şövalyelik efsanelerinde ortaya çıktı. Zaman içinde Arthur diyarının fantastik başkenti ve sembolü haline dönüştü. Hikayeler, Camelot'un Britanya'da bir yer olduğunu anlatırken, bazen de gerçek şehirlerle ilişkilendiriyor.
Fakat tam konumunu açığa çıkarılamıyor.15. yüzyıldan beri "gerçek" Camelot'un tam olarak nerede olduğuna dair çeşitli savlar öne sürüldü. Çağdaş araştırmacıların çoğu Camelot'un tamamıyla kurgusal bir yer olduğu ve coğrafyasının romantik yazarlar için çok uygun olduğu görüşünü paylaşıyorlar.
Atlantis Atlantis, "Atlas'ın adası", Platon'un Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği efsanevi batık bir kıta ve uygarlık. Platon'a göre Atlantis, "Herkül Sütunları'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın birçok kısmını fetheden ve MÖ 9500 yıllarında Atina'yı fethetmeye çalışan, ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır.
Bazı akademisyenler Platon'un hikayeyi Thera yanardağ patlaması veya Truva Savaşı'ndaki bazı öğelerle oluşturduğunu savunurken, bazıları ise MÖ 373'te gerçekleşen Helike'nin yıkımı veya MÖ 415-413 yılları arasında gerçekleşen Atina'nın başarısız Sicilya işgali gibi olaylardan esinlendiğini savunurlar.