Dünyayı bekleyen 10 tehlike

Dünya Ekonomik Forumu'nun 700 uzmana danışarak hazırladığı 2014 Küresel Risk Raporu yayımlandı. Ntv'nin haberine göre raporda dünyayı bu yıl tehdit edebilecek 10 büyük riske dikkat çekildi.

Mali krizler: Listenin birinci sırasında dünya için kilit önem taşıyan ekonomilerde meydana gelebilecek mali krizler yer aldı. Büyük bir ekonomide gerçekleşecek bir mali krizin diğer ülkelere yayılabileceği uyarısında bulunuldu.

Yüksek işsizlik: Dünyayı tehdit eden risklerin ikinci sırasında yüksek işsizlik geliyor. Gelişen piyasalarda genç işsizliğin yüzde 50'lere ulaştığına vurgu yapıldı.

Su krizi: Kısıtlı su kaynaklarının yanlış kullanılması ve bu kaynaklar için süren rekabet, olası bir su krizi riskini artırıyor.

Yüksek gelir adaletsizliği: Toplumsal risklerle yakından bağdaştırılan gelir adaletsizliği konusunun en çok endişe yaratan konulardan biri olduğuna dikkat çekildi.

İklim değişikliğine uyum: Hükümetler ve şirketler sera gazı salınımını azaltarak iklim değişikliğini yavaşlatmaya çalışsa da, asıl sorunun iklim değişikliğine uyum sağlamak olduğu belirtildi. Gelişmiş ülkeler bu değişikliğe ayak uydururken, gelişen ekonomilerin sıkıntı çektiği ifade edildi.

Kasırgaların artması: Küresel risk raporunda, gittikçe sıklaşan sel ve kasırga gibi felaketlerin gıda kaynakları ve toplumsal güven üzerinde tehdit oluşturduğu belirtildi.

Küresel yönetim başarısızlığı: Raporda, küresel çaptaki kurum ve sözleşmelerin güçsüz kalarak ulusal siyasi çıkarlarla çatışmasının, küresel riskleri çözmek için ortak irade sergilenmesini zorlaştırdığına dikkat çekildi.

Gıda krizi: Dünyadaki en büyük toplumsal risklerden biri olan gıda riskinin iklim değişikliğiyle birlikte daha da ciddi hale geldiği belirtildi.

Finansal kurumların çökmesi: Raporda, küresel bankaların varlık kalitelerine dair endişelerin sürmesinin, Lehman Brothers'ın çöküşüne benzer bir riskin devam etmesine neden olduğu kaydedildi.

Siyasi ve toplumsal istikrarsızlık: Listenin 10'uncu sırasında devlet sistemleri nedeniyle kritik konumda olan ülkelerin vatandaşlarının gözünde ciddi bir güven erozyonuna uğrayabileceği belirtildi. Bunun devletlerin çökmesine, iç çatışmalara ve savaşa yol açabileceği ifade edildi.