Çevrenin ‘Kaç-Ak’ yılı
2014, doğaseverler açısından yıkımla sonuçlandı. Kaç-ak saray, çevreye karşı hukuksuzlukların simgesine dönüşürken, Validebağ’dan Yırca’ya ülkenin bir çok noktasında verilen mücadele ise umut oldu!
Hakan Dirik
Doğaseverler ve çevreciler açısından 2014 tam bir yıkım yılı oldu. Hukuk ayaklar altına alınarak Atatürk Orman Çiftliği’ne yapılan “kaç-ak saray” yıl içinde gelişen olumsuzlukların simgesine dönüşürken, Gezi direnişi sonucu oluşan duyarlılık, yurttaşların çevre katliamlarına daha fazla sesini çıkarmasına yol açtı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullanımındaki “kaç-ak saray” için ağaç katliamının yanı sıra yapılamayacağına ilişkin mahkeme kararları da görmezden gelindi. Üstelik, mahkeme kararlarının tanınmayacağı bizzat bin 150 odalı konutun kullanıcısı tarafından açıklandı.
Yine AKP hükümetinin “çılgın” diye nitelendirdiği 3. köprü, yeni havaalanı, İstanbul-İzmir otoyolu gibi projeler için doğada “geri dönülmez” tahribatlar yapıldı. Öyle ki, doğal ortamları bozulan yabani hayvanlardan domuzlar, çareyi kente inmekte buldu.
Son yılların baş konusu hidroelektrik santrallerine (HES) karşı verilen mücadeleye bu yıl rüzgar enerjisi santralları (RES) tehdidi de eklendi. Bu yatırımlar için özellikle SİT alanlarının seçilmesi ve yalnızca savaş gibi olağanüstü durumlarda verilen “acele kamulaştırma” kararlarının verilmesi dikkat çekti.
Altın başta olmak üzere maden lobisi bu yıl da boş durmadı ve özellikle Kazdağları, Çanakkale'nin kuzeyi, Karabiga, Kozak Yaylası, Karadeniz bölgesinin altını oymaya çalıştı. Bunun için Zeytin Yasası’nı değiştirmeye de çalıştılar, ancak girişim bir kez daha Meclis’te durdurulabildi.
Yıllardır gündemde olan Akkuyu’ya nükleer santral yapılması için ÇED olumlu kararı bu yıl Rusya Lideri Vilademir Putin’in Türkiye’ye gelişinde “jest olarak” verildi.
Caretta Caretta kaplumbağalarının üremek için geldiği dünyanın eşsiz plajlarından İztuzu, AKP’ye yakın kişilerin sahibi olduğu özel bir şirkete kiralandı. Gölcük Tabiat Parkı’na ikinci bir yol açmak Bolu Orman ve Su İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmada ağaç kesilmesi de bu yılın insanı acı acı gülümseten gelişmeleri arasında yerini aldı.
Çanakkale ve Muğla’nın yeni çevre düzeni planlarında, Bozcaada ve Datça gibi cennet yerleşimlerin imara açılmasına olanak sağlayan maddeler olduğu ortaya çıktı.
Yine Yalova’daki ağaç kesimi de hükümetin uygulamalarını eleştirenlerin cephesinde gedik açılmasına yol açtı. Hükümetin, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) yönetmeliğini değiştirerek yeni çevre katliamlarının önünü açması, yıl içinde çevre açısından yaşanan olumsuzlukların kaynağını ortaya çıkardı.
2014’te verilen çevre mücadeleleri de büyük yankı uyandırdı. Soma Yırca’da Kolin şirketi aracılığıyla yapılmak istenen termik santral için 6 binin üzerinde zeytin ağacı kesildi. Karşı çıkan köylüler yerlerde sürüklendi, şirketin özel güvenlikçileri tarafından kelepçelendi. Ancak Danıştay’dan alınan “termik santral yapılamaz” kararı, bölge için “şimdilik” kaydıyla önemli bir kazanım oldu.
Yırca’daki direnişle eşzamanlı olarak İstanbul’da Validebağ Korusu’nun korunması için nöbet tutuldu, mücadele verildi. Arhavi ve Cerattepe’deki mücadeleler de 2014’te zihinlerde yer etti.
HUKUKSUZLUK Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baran Bozoğlu, AOÇ’ye yapılan “kaç-aksaray”ın, hükümetin çevreye çarpık bakışının kanıtı olduğunu söyledi.
2014 yılını çevre açısından değerlendiren Bozoğlu, “2014, çevre sorunlarının azalmadığı, aksine çok daha fazla arttığı bir yıl oldu. Üstelik buna hukuksuzluk da eklendi. Mahkeme kararları uygulanmadı. Hatta yürütmenin başındaki kişiler, mahkeme kararlarını uygulamayacaklarını açıkça beyan etti.
Kaç-Ak saray bunun ispatıdır. Cumhurbaşkanı, Başbakan bizzat mahkeme kararlarını tanımayacaklarını söyledi. Çevreyi tahrip ederek kendilerine rant yaratmaya çalıştılar. Ancak Yırca’da, Arhavi’de, Validebağ’da olduğu gibi mücadelemiz sürecek” diye konuştu.