Bugün şair ceketli çocuğun herkesi hüzne boğduğu gün...
Bugün şair ceketli çocuğun herkesi hüzne boğduğu gün... 7 Kasım 1971'de doğan Kazım Koyuncu aramızdan ayrılalı 9 yıl oldu.
cumhuriyet.com.tr
Bugün şair ceketli çocuğun herkesi hüzne boğduğu gün... 7 Kasım 1971'de doğan Kazım Koyuncu aramızdan ayrılalı 9 yıl oldu.
Geleneksel Karadeniz müziğiyle Rock'n'Roll'u sentezleyerek kendi tarzını yaratan Laz müzisyen, 34 yaşında hayatını kaybetti. Ama ismi ve şarkıları hala gönüllerde yaşıyor.
7 Kasım 1971'de Artvin'de dünyaya gelen Koyuncu'nun çocukluğu, "üstadım" dediği, Kemençeci Yaşar lakabı ile tanınan Yaşar Turna'nın yanında türkü dinleyerek geçen sanatçı, İstanbul'a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başladı.
Koyuncu, öğrencisi olduğu İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden siyasi nedenlerle ayrılmak durumunda kaldı. 1992 yılında profesyonel müzik hayatına atıldı.
Sanatçı kişiliğiyle olduğu kadar siyasi duruşuyla da dikkat çeken Koyuncu kendisi şu sözlerle tanımlıyordu:
"Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan çekinmem."
1992'de henüz 20 yaşında iken Ali Elver le "Dinmeyen" adlı özgün müzik grubunu kurdu ve profesyonel müzik hayatı başladı. Zamanla Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrılmışsa da rock'tan kopamadı ve geleneksel Laz halk müziğini rock tabanlı yorumlamaya başladı.
1993’te Mehmedali Barış Beşli ile birlikte Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) adlı rock müzik grubunu kurdu. Lazca rock yapma iddiası ile yola çıkan ve 1995'te Va Mişkunan (Bilmiyoruz), 1998'de de İgzas (Gidiyor) adlı albümleri yaparak bu iddialarını da gerçekleştiren grup, sınırlı sayıda (yalnızca 130 adet) basılmış bir konser albümü (Bruxel Live) çıkardıktan sonra 1999 yılında dağıldı.
2001’de Viya! adlı ilk solo albümünü çıkardıktan sonra Kanal D televizyonunda yayınlanan, başrolünü Şevval Sam'ın oynadığı popüler TV dizisi Gülbeyaz'ın müziklerini yapınca yurt çapında tanındı.
Kazım Koyuncu, o tarihten sonra müziğe tek başına devam etti ve Salkım Söğüt adlı projelerin ikincisinde 3 şarkıyla yer aldı.
Gülbeyaz dizisinin başrol oyuncusu Şevval Sam, bu albümde “Ben Seni Sevduğumi” türküsünü seslendirirken ikili “Gelevera Deresi” türküsü ile de düet yaptı. Hayde, Kazım Koyuncu'yu Karadenizlilerle daha sıkı buluşturan bir albüm oldu. Müthiş bir tempoyla hem Türkiye'nin her bölgesinde hem de yurtdışında konserden konsere koştu.
Koyuncu, daha sonra Kemal Sahir Gürel ile birlikte Sultan Makamı adlı televizyon dizisinin müziklerini hazırladı.
Karadeniz müziğinin güçlü temsilcilerinden Fuat Saka, Volkan Konak ve Bayar Şahin ile birlikte düzenledikleri, büyük ilgi gören Hey Gidi Karadeniz konserler dizisinin de öncülüğünü yaptı, Nisan 2004'te çıkardığı ikinci solo albümü Hayde ile popülaritesini artırdı.
Genç şarkıcıya, 2004 yılında kanser teşhisi kondu. Müziğinden ve direncinden vazgeçmeyen Koyuncu, kemoterapi tedavisi sırasında 4 Şubat 2005'te Taksim'de hayranlarına hastalığını unutturduğu muhteşem bir konser verdi. Konserlerinde “Ha Kanser Ha Konser” diye esprili yapmaktan hiç vazgeçmedi.
Çok sevdiği saçlarının gördüğü ilaç tedavisi nedeniyle dökülmesini beklemeden kendisi kestirdi. Grubundaki bütün dostları da aynı şekilde saçlarını kestirerek yüreklerinin Kazım ile birlikte olduğunu gösterdi.
Laz müzisyen, 25 Haziran 2005 yılında, akciğer kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde 34 yaşında hayatını kaybetti. Koyuncu, 26 Haziran günü Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı törenle gözyaşları içinde memleketi Hopa’ya uğurlandı.
Binlerce kişi Kazım’ı taşıyan aracın arkasından Taksim’e kadar yürüdü, sloganlar hiç kesilmedi. Aynı akşam Kazım’ı Trabzon Havaalanı’ndan alan Karadenizliler doğduğu Hopa’ya doğru arkasından büyük bir konvoy oluşturdu.
Koyuncu'nun cenazesi, 27 Haziran'da doğduğu köy olan Müzisyenin cenazesi memleketine götürülürken, Trabzon ve Rize’nin ilçelerinden geçtiği sırada, hemşerileri balkonlardan, pencerelerden ‘İsyankar Çocuk’larına el sallayarak veda etti. Pançol'da fındık ağaçlarının çevrelediği köy mezarlığında ebedi istirahatgahına konuldu.