Boğaziçi'nde mezuniyet törenine damgasını vuran pankartlar

BOĞAZİÇİ Üniversitesi'nden bu yıl mezun olan 1.526'sı lisans, 430'u yüksek lisans ve doktora olmak üzere toplam 1.959 öğrenci, Uçaksavar Spor Tesisleri'nde düzenlenen törenle diplomalarını aldı. Mezuniyet törenine yine öğrencilerin pankartları damgasını vurdu.

Kapalı tribünde "İş cinayeti her yerde; fabrikada, madende, plazada, üniversitede" yazılı pankart asılırken, mezunların da tören geçişi sırasında "Halkız biz yeniden doğarız ölümlerde", "Kaza değil cinayet", "Durmadan düşünüyorum; ne kadar çok öldük yaşamak için Robovski, Gezi, Lice, Soma'da", "Yap işlet devret babacım", "İşletmeyi sıfırladık babacım"...

"301 (?) insanın bir avuç ettiği ülkede, 1 Reza kaç matematikçi eder?", "Çapulculuk genetiğimizde var", "Kızlı erkekli mezun oluyoruz", "Biz egoyu sizden iyi biliriz", "Devletin açtığı yaraları psikologlar saramaz", "Sayılmayız parmak ile tükenmeyiz kırmak ile" şeklinde döviz ve pankartlar taşıması dikkat çekti.

"GİRDİĞİNİZ ORTAMLARDA FARK YARATACAKSINIZ" Törenin açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, "Geçtiğimiz yıl Soma başta olmak üzere ülkemizde büyük kayıplar verdiğimiz, bu kayıpların acısını en derinden yüreğimizde hissettiğimiz bir yıl oldu...

Eminim ki hepinizin ortak umudu, böyle yılların, bu acılara neden olan olayların yaşanmaması. Bu yaşananlar bize çok önemli, çok temel bir kavramı, değer kavramını yeniden ve derinlemesine düşünmemiz gerektiğini gösterdi. İnanıyorum ki siz de bundan sonra nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, burada edindiğiniz değerleri de yanınıza götüreceksiniz.....

Bu okulda deneyimlediğiniz, paylaştığınız değerleri çoğaltacak, yayacak ve böylelikle girdiğiniz ortamlarda fark yaratacaksınız" dedi.

Mezunlar adına konuşan Gizem Özdemir, "Daha bir yıl öncesinde bir ağaç için başlayan Gezi Parkı direnişinde kaybettiğimiz arkadaşlarımızın acısını kalbimizde taşırken, bu yıl da Soma'da yüzlerce insanımızı kaybetmenin acısı buna eklendi. Bugün biliyoruz ki bu tip toplumsal olaylar kader değildir. Ve yapılabilecek tek şey de üzülmek değildir....

Biz hayatımız boyunca mevcut durumu daha iyiye nasıl ulaştırabileceğimize odaklaşarak, böyle toplumsal faciaların oluşmasını engellemek için elimizden geleni yapıyor olacağız" dedi.