Beslan Katliamı anısına 1500 kilometre pedal çevirdiler

Kuzey Osetya'dan 8 genç, tarihe 'Beslan Katliamı' olarak geçen terör saldırısını unutturmamak için öldürülen çocukların anısına bisikletleriyle 1500 km’lik bir yolculuğa çıktı ve Türkiye'ye geldi. Sanatçılar, geçtikleri kentlerde insanlığın utanç sayfaları arasında yer alan Beslan Katliamı anısına duvar resimleri yaptılar.

cumhuriyet.com.tr

<video:801991>

Kuzey Osetya'dan 8 genç, tarihe 'Beslan Katliamı' olarak geçen terör saldırısını unutturmamak için öldürülen çocukların anısına bisikletleriyle 1500 km’lik bir yolculuğa çıktı ve Türkiye'ye geldi. Sanatçılar, geçtikleri kentlerde insanlığın utanç sayfaları arasında yer alan Beslan Katliamı anısına duvar resimleri yaptılar.

2004 yılının Eylül ayında Kuzey Osetya-Alania Cumhuriyeti’ndeki Beslan kentinde, okulların ilk açıldığı gün Şamil Basaev liderliğindeki İnguş teröristlerin gerçekleştirdiği ilkokul baskını bir katliama dönüşmüş ve 186’sı bebek ve çocuk olmak üzere 334 kişi hayatını kaybetmiş 800’e yakın kişi de yaralanmıştı. Çocuk ve kadınların rehin alındığı bu olay tüm dünya tarafından dehşetle izlenmişti.

Bu trajedi tüm insanlığın olduğu gibi Türkiye'de yaşayan Osetlerin kalbinde de derin bir yara açtı.

Türkiye Osetleri Beslan'da katledilen çocuklar için her yıl yaptıkları anmaların ötesinde bu yıl kaybettikleri bu çocukların anısına, Alan Kültür ve Yardım Vakfı'nın öncülüğünde Osetlerin yoğun olduğu Yozgat’ın Poyrazlı, Boyalık ve Karabacak köylerinde ‘Beslan Melekleri Anıt Korusu’nu oluşturup 2500 fidan diktiler.

Tarihe Beslan Katliamı olarak geçen bu saldırıyı unutturmamak için Osetya’dan 8 genç sanatçı da, Beslan'da öldürülen çocukların anısına bisikletleriyle 1500 km’lik bir yolculuğa çıktı.

Kuzey Osetya’dan yola çıkan grup, Gürcistan üzerinden geçerek Karadeniz sahili boyunca pedal çevirdi ve günlerce süren zorlu bir yolculuğun ardından Yozgat'ın Oset köylerine ulaştılar.

Müzisyen, heykeltraş, ressamlardan oluşan 8 kişilik grup güzergâh boyunca yaptıkları grafitilerle hayatını kaybeden çocukları andı.

Bu gruba destek amaçlı olarak Türkiye'den katılan Serkan Canpolat ve Abdullah İlçin’le yola devam eden sanatçı gençler, Yozgat'ta fidan dikilen Oset köylerini köyleri ziyaret edip, ölen çocukların anısına Poyrazlı köyünde çizimini kendilerinin yaptığı bir anıt çeşmeyi bizzat çalışarak inşa ettiler.

Sanatçı gençler, 29 Temmuz’da Alan Kültür ve Yardım Vakfı’nın, Trump Alışveriş Merkezi'nde gerçekleştirdiği ‘Oset Kültür Festivali’nde kendilerine verilen plaketle onurlandırıldılar ve salonu tıklım tıklım dolduran Osetler tarafından da büyük alkış aldılar.

BESLAN KATLİAMI "2004 Yılının Eylül ayında Kuzey Osetya’daki Beslan kentinde, Şamil Basaev liderliğindeki cihadist grubun gerekleştirdiği İlkokul baskını bir katliama dönüşmüş ve 186’sı bebek ve çocuk olmak üzere 334 kişi hayatını kaybetmiş 800’e yakın kişi de yaralanmış ya da sakat kalmıştı.

Bu trajedi tüm insanlığın olduğu gibi Türkiye Osetlerinin kalbinde de derin bir yara açmıştı. Türkiye Osetleri her yıl yaptıkları anmaların ötesinde bu yıl kaybettikleri bu çocukların anısına bir Anıt - Koru oluşturdular: BESLAN MELEKLERİ ANIT-KORUSU.

Kente göç olgusunu yoğun bir şekilde yaşayan Türkiye Osetlerinin üç tane köyü kalmıştı. Bunlardan en büyüğü olan Poyrazlı Köyü’nde (Boğazlıyan-Yozgat) gerçekleştilen Bu Anıt-Koruyu 1989 yılında kurulan ve halen Türkiye Osetlerinin tek Vakfı olan ALAN KÜLTÜR ve YARDIM VAKFI öncülüğünde tüm Türkiye Osetleri elbirliği ile gerçekleştirdiler, projenin fikir babalığını da Ufuk Güneş yapmıştı.

Bu Anıt-Korunun haricinde yine Poyrazlı’da bir de “Beslan Hayrat Bahçesi” oluşturuldu yaklaşık 60 meyve ağacıyla herkes buradan dilediğince meyve yiyebilsin diye ölen çocukların anısına.

Bunlardan başka yine Poyrazlı’da ve diğer iki Oset köyünde ( Boyalık ve Karabacak - Sarıkaya / Yozgat ) üç ayrı “Beslan Hatıra Ormanı” da oluşturuldu binlerce çam ağacıyla.

Tüm bu faaliyetler sosyal medya ortamlarında paylaşıldıkça Osetya’da da heyecanla karşılandı: Ondokuzuncu asrın ortasında anavatanlarını terketmiş ve on yıllarca demir perdenin iki ayrı tarafında kalmış soydaşlarının acılarını paylaşmaları, başta Beslan Faciasını yaşayanlar olmak üzere, Osetya’daki herkesi çok duygulandırdı.

Bunlardan sekizi de Togoytı Albert önderliğindeki PORTAL’daki genç sanatçılardı: kimi ressam kimi heykeltraş kimi de müzisyen olan. PORTAL “Yaratıcı Laboratuarı Açık Sanat Alanı” Kuzey Kafkasya’da bu alanda açılan ilk çağdaş Sanat Mekanıdır.

Kuzey Osetya’nın Vladikavkas ( yerel ismi ile Zæwcıkæw ) kentinde bir kaç yıldır heyecan verici bir sanat ortamı oluşturan bu sanatçılar iki yıldır Ulusal Müze yapımı için ayrılan ancak ınşaat yıllardır donduğundan şehrin göbeğinde bir mezbeleliğe dönüşen bir alanı kullanıyorlardı ve burada pek çok sanat eseri, enstalasyon, konser, elsanatları fuarı, ulusal yemek yarışmaları, dans etkinlikleri gerçekleştirmişlerdi. Tüm bunlar gerçekleştirilirken bir yandan da kaybolmaya yüz tutan geleneksel Oset sanatları ve genel olarak Oset Kültürünü korumayı da kendilerine şiar edinmişlerdi.

Yeniden başlayacak olan ulusal müze inşaatı dolayısıyla bu alanın ellerinden alınmasının ardından yeni yerlerini oluşturma çabalarının yanısıra soydaşlarının yıllar önce yaptığı göçü bu kez “sanat göçü” olarak yapmaya karar verdiler ve bisikletleriyle toplam 4000 km yapmak üzere yola çıktılar. Güney Osetya Devleti ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye gelip yol boyu Oset Kültürünü yansıtan sanat eserleri yapmayı amaçladılar. Ancak Portal’ın Sanat Yolculuğu’nun ( #portalsbalc ) odak noktası bu yolculuğu yapma nedenleri olan Poyrazlı’daki Anıt-Koru’da inşa edecekleri Anıt-Çeşme idi.

3x3x2 metre boyutlarında düzensiz petekler şeklinde yapılacak bir kafes ve ortasındaki bir çeşmeden oluşacak bu eserde suya insanlar ulaşamayacak sadece kuşlar ulaşabilecek: o kuşlar, günlerce su içmeleri yasaklanıp bir çoğu ölmezden önce kendi idrarını içmek zorunda bırakılan çocukların ruhlarını temsil ediyor olsalar gerek, artık rahatsız edilmeden doya doya içebilsinler diye!

ZORLU YOLCULUK Bu sanat yolculuğu çok zorlu geçti doğrusu. 18 Haziran sabahı Vladikavkaz'dan yola çıkan grup, 18 Haziran gecesini Kazbek’da geçirmiş, yağmurlu ve zorlu doğa şartları altında 19 Haziran günü Kob üzerinden 2.196 rakım yüksekliğindeki Gudaviri'ye ulaşmıştı.

20 Haziran günü öğleden sonra Perival'e ulaşan grup 22 Haziran günü Tiflis'e, 27 Haziran’da ise Batum'a varmıştı. Ekip 4 Temmuz akşamı Türkiye'ye giriş yapmış, şiddetli yağmur altında seyahat ederek gece Rize’ye varmış ve konaklamışlar.

5 Temmuz günü de onlar için yine zorluklarla geçmiş. Yine şiddetli yağmur altında seyahat etmişler, bisikletlerinin lastikleri yarılmış ve büyük güçlüklerle Trabzon’a varmışlar. 8 Temmuz günü Giresun’a ve oradan da 9 Temmuz’da Ordu'ya varan grup 10 Temmuz’da Samsun’a doğru yola çıkmışlardı. Samsun'da onlara İstanbul'dan gelen iki Oset (Serkan Canpolat ve Abdullah İlçin) daha katıldı. 12 Temmuz’da Yozgat Poyrazlı Köyü’ne doğru yeniden pedal basmaya başladılar bu kez on kişi olarak.

Sadece Osetler değil tüm Kuzey Kafkasya kökenliler bu yolculuktan haberdar olunca heyecanlandılar. Samsun Birleşik Kafkasya Derneği, Kafkas adetlerine uygun olarak gençleri şehir girişinde karşıladılar ve sonrasında misafir ettiler. Onlar da Dernek binasına çok güzel bir duvar resmi işlediler.

Sanatçı gençlerin Türkiye yolculuğundan paylaşımlarını görmek için instagram.com/portalvl