‘Bayram gelmiş neyime’
Nazmiye Şen, Bager Gemsiz, Sevda Kaya, Ömer İnan kimisi kör bir kurşunla kimisi ise patlayan bir bomba ile çocuğunu ya da annesini kaybetmiş isimler. Onlar bu bayrama üzüntülü ve buruk giriyorlar. Evlat acısını içlerinde yaşayan ve yaşlı gözlerle anlatan anneler,“Bayramlar çocuklar içindir, benim çocuğum yanımda yok” derken, yaşamlarının geri kalanında anne sevgisinden ayrı geçirecek olan çocuklar
Seyhan Avşar
Seyhan Avşar - Onlar ülkede patlayan bombalar ve kör kurşunlar nedeniyle bayrama anne ve evlat acısı ile girenlerden sadece bazıları. Kimisi daha kundakta, kimisi ilkokul çağında yetim kalmış. Her akşam evde anne sevgisini arıyorlar. Kimisi ise kapının birden açılacağını ve çocuğunun şen kahkahaları ile içeri gireceğini düşünüyor. Zaman geçiyor ne annesini arzulayan çocuğun annesi geri geliyor, ne de gözü kapıda bekleyen annenin yavrusu içeri giriyor. Cumhuriyet olarak biz de bayram öncesinde bu acılı ailelerle görüştük...
Nazmiye Şen, Bager Gemsiz, Sevda Kaya, Ömer İnan kimisi kör bir kurşunla kimisi ise patlayan bir bomba ile çocuğunu ya da annesini kaybetmiş isimler. Onlar bu bayrama üzüntülü ve buruk giriyorlar. Evlat acısını içlerinde yaşayan ve yaşlı gözlerle anlatan anneler,“Bayramlar çocuklar içindir, benim çocuğum yanımda yok” derken, yaşamlarının geri kalanında anne sevgisinden ayrı geçirecek olan çocuklar ise “Bayramı bize zehir ettiler. Annemizi ve onun kokusunu özlüyoruz. Onlar hiç annesiz geçen geceleri yaşadılar mı?” diye soruyorlar.
‘Bayram geliyor kızım yanımda yok’ Hasret Şen’in hikayesi Gezi Direnişi’nde ekmek almaya giderken kafasına atılan gaz kapsülünün başına isabet etmesi üzerine hayatını kaybeden Berkin Elvan’dan farksız değildi. Hasret’te 12 Ekim 2015 tarihinde ekmek almaya diye çıktığı evine bir daha geri dönemedi. Kobradan kafasına sıkılan kurşun sonucu yere yığılan Hasret’in 12 yaşındaki cansız bedenini saran annesinin çocuğunu hastaneye götürsünler diye ettiği feryat, günlerce içimizi acıttı. Hasret’in annesi Nazmiye Şen, ‘Bayram geliyor kızım yanımda yok’ diyerek anlatıyor içindekileri: “Benim en büyük çocuğum, bayramda yanımda olmayacak. 3,5 yaşındaki küçük kızım ablamı getirin diye ağlıyor. En zor şey bir annenin bayramda evladının mezarına gidecek olması. Psikolojim bozuldu. Tedavi görüyorum. Geçen zamana rağmen açılan bir soruşturma yok. İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduk. Acımızla bekliyoruz.” Nazmiye Şen, konuşurken ağlıyor, ağlatıyor...
‘Onun yokluğunda kimin elini öpeceğim’ Biri varki hepimizin zihinlerine sokak ortasındaki cansız bedeniyle kazındı. Herkes onu Taybet Ana diye tanıdı. Taybet Ana, Şırnak’ın Silopi ilçesinde 19 Aralık günü komşusundan evine dönerken vuruldu. 20 saat boyunca ambulans beklendi ama ambulans bir türlü gelmedi. Belki Taybet Ana vurulduğu ilk dakikada belki ambulansı beklerken hayata gözlerini yumdu. Cenazesi tüm çabalara rağmen 8 gün sokak ortasından kaldırılamadı. 57 yaşındaydı ve çocukları günlerce annelerinin cenazesine bakıp, onu yerden kaldıramamanın acısını yaşadı. Taybet Ana’nın oğlu Ömer İnan ölünce dahi bu dehşeti unutamayacağını belirterek, “Basın annemin cenazesinin 7 gün sokakta kaldığını söyledi. Annem 8 gün sokak ortasında kaldı. Diyeceksiniz ki ne fark eder arada birgün var. Biz bu ızdırabın birgün daha fazla yaşanması ne demek çok iyi biliyoruz. 40 yaşındayım. İlk kez annemsiz bayram geçireceğim. Onun yokluğunda kimin elini öpeceğim. Kaç yaşına gelirseniz gelin anne sevgisi değişmez” ifadelerini kullanıyor.
‘Bir daha eskisi gibi bayramlar yaşayamayız’ Aycan Kaya ise barış’ı haykırmak için arkadaşları ile İstanbul’dan çıktı yola. Yolculuk Ankara’da gerçekleşririlecek olan Barış Mitingi’ydi. İçindeki umutla, çocuklar ölmesin diye gittiği Barış Mitingi’nde hayatını kaybeden 102 kişiden sadece biriydi. Patlayan bir bomba ile geriye mücadelesini ve 3 çocuğunu bıraktı. Sevda Kaya annesinin ölümünü asla kabullenemeyecek çocuklardan birisi. Annesinin çok güzel bir kadın olduğunu söyleyerek, “Annem ekmeğini herkesle paylaşan bir insandı. İnsana insan olduğu için, hayvana masum oldukları için, ağaçlara, bitkilere sebze ve meyve verdikleri için değer veren bir kadındı. Ölüm kimseye yakışmaz anneme de hiç yakışmadı. Annemden daha önce hiç ayrı kalmamıştım. Bayram geldi ve bir daha eskisi gibi bayramlar yaşayamayacağız. Bayramları bizlere zehir ettiler. O kadar doluyum ki... İçimdeki acıyı nasıl anlatacağı mı bilmiyorum” diye konuşuyor.
Aycan Kaya gittiği okuma yazma kursunda tutmaya başladığı günlüğüne barışı ne kadar çok istediğine dair cümleler karalamış. Belkide kendisinden geriye kalan en anlamlı hatıra bu günlük...
‘Çocuklarım annelerinin öldürüldüğü eve girmek istemiyor’ Bir kör kurşun da Pınar Gemsiz’e isabet etti. Gemsiz, Sultangazi’de 17 Mayıs tarihinden polisin mahallede eylem yapan gençlere müdahalesi sırasında evinin balkonunda isabet eden kurşun ile hayatını kaybetti. Gemsiz’in 13 yaşındaki oğlu Bager’in gözyaşları cenaze boyunca dinmedi. 7 yaşındaki kızı Hunav cenaze kortejinin en önünde yer alırken henüz 3 aylık olan kızı Avşin ise babası Yaşar Gemsiz’in kucağında annesinin cenazesine tanıklık etti. Gemsiz ailesini ziyarete gittiğimde içimdeki hüzün katlanarak arttı. Bager ile kısa bir muhabbet etmeme rağmen annesinden konuşmak istemedi. Bager boğazına düğümlenen hıçkırık ile bana annesi ile çekilen bir resmini gösterdi. Yaşar Gemsiz, çocuklarım annelerinin vefatından sonra içlerine kapanıp, hırçınlaştılar diyerek yaşadıkları zorlu süreci şu sözler ile anlatıyor: “Çocuklarım annelerinin öldürüldüğü eve girmek istemiyor. Eşim öldüğün de kızım Avşin 3 aylıktı şimdi 5 aylık. Süt bağışında bulunan anneler karşılıyor beslenme ihtiyacını. Hem anne, hem baba olmaya çalışıyorum ama bir annenin yerini tutabilmem mümkün değil. Bayramı annesiz geçirecek çocuklarım.”