Antalya'da denizanası tehlikesi

Antalya Körfezi’nde sayıları her geçen gün artan denizanalarına karşı önlem alınması gerektiği belirtildi. Tehlikeli türlerin körfezde sık görülmeye başlamasının ülke turizmi üzerinde olumsuz etki yapabileceğine dikkat çekildi.

DHA

Antalya İl Balıkçılık ve Su Ürünleri Koordinasyon Kurulu Toplantısı Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu başkanlığında gerçekleştirildi. İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde yapılan toplantıda Antalya Balıkçı Barınağı’nın son durumu, Akdeniz’de denizanası problemi masaya yatırıldı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Deniz Biyolojisi Müzesi Sorumlusu Dr. Elif Özgür Özbek, denizanası ihtimaline karşı tişörtle yüzebileceğini söyledi.Toplantıda konuşan Tarım İl Müdürü Ahmet Dallı, su ürünleri sektör çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Antalya’da Ç su ürünleri üretim tesisi bulunduğunu ifade eden Ahmet Dallı, 2014 yılında su ürünleri yetiştiriciliğine 1 milyon 19 bin TL’lik desteklemede bulunulacağını dile getirdi. Dallı, 724 geminin balıkçılık faaliyetinde bulunduğu Antalya’da 15 bin 4ü adet ’gerçek kişi avlanma ruhsat tezkeresi’ sahibi ile 3 bin 445 ’amatör balıkçı belgesi’ sahibi bulunduğunu aktardı.

Toplantı kapsamında Antalya Büyükşehir Belediyesi Deniz Biyolojisi Müzesi Sorumlusu Dr. Elif Özgür Özbek, Akdeniz’de denizanası problemi hakkında sunum yaptı. Antalya Körfezi’nde son dönemde 10 denizanası türüne sık rastlanır hale geldiğini anlatan Dr. Özbek, bunlar arasında 4 türün yakıcı özelliği olduğunu belirtti.

’Rhopilema Nomadica’ adlı çok yakıcı tür nedeniyle 2009 yılında Serik ve Alanya bölgesinde yoğun şikayetler geldiğini vurgulayan Dr. Özbek, ’Pelagia Noctiluca’ adlı denizanasının ise Akdeniz’deki en yakıcı tür olduğunu ve özellikle yaz aylarında kalıcı sürüler oluşturabildiğini söyledi.

Organik madde kirliliği, balık stoklarının azalması, iklim değişikliği ve su sıcaklığının artmasıyla beraber denizanası sayısında da ciddi artışlar meydana geldiğine dikkati çeken Dr. Özbek, "Denizanaları bizim sularımızda yok gibi algılansa da denizanalarının Antalya’dan uzak olmadığını görüyoruz" dedi.

Denizanalarının çoğalması nedeniyle birçok Avrupa ülkesinde turizmin olumsuz etkilendiğine vurgu yapan Dr. Özbek, Antalya’da da benzer bir sorun yaşanmaması ve tazminat davalarıyla karşı karşıya kalınmaması için sahillerde mutlaka bilgilendirme tabelalarına yer verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Denizanaları konusunda yapılması gereken en önemli çalışmanın bilinçlenme olduğunu aktaran Dr. Özbek, denizanasından korunmak için alınması gereken önlemlerden de bahsetti.

Özellikle çocuklar ve hassas cildi olan kişilerin hem güneş yanması hem de denizanası ihtimaline karşı tişörtle yüzebileceğine değinen Dr. Özbek, denizanası ile temas eden kişiye hemen yardım yapılması ve kişinin sudaysa derhal çıkarılması gerektiğini belirtti.Denizanası temasından sonra oluşan yanma, ağrı ve kızarıklık gibi etkileri azaltmak için

deniz suyunun kişinin dayanabileceği oranda ısıtılıp temas eden bölgeye uygulanabileceğini dile getiren Dr. Özbek, "Yanan yerin tatlı suyla yıkanması ilk tedbir olarak yanlış bir uygulama, soğuk suyla yıkama ve buz uygulama yanlıştır. Bunlar ağrı, acı, kızarıklık ve yanmayı artırır. Etkilenen bölge mümkün olduğunda hareket ettirilmemeli" diye konuştu.