Antalya'da 15 milyon yıllık deniz canlısı fosilleri bulundu

Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde Toros Dağları'ndaki 1600 rakımlı Sülek Yaylası'nda 15 milyon yıllık olduğu tahmin edilen taşlaşmış deniz canlısı fosilleri bulundu.

DHA

Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde Toros Dağları'ndaki 1600 rakımlı Sülek Yaylası'nda 15 milyon yıllık olduğu tahmin edilen taşlaşmış deniz canlısı fosilleri bulundu.

Manavgat'ta Bahçeşehir Okulları Anadolu Lisesi'nde coğrafya öğretmeni ve Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Anabilim Dalı yüksek lisans eğitimine devam eden 25 yaşındaki Bilgiday Harman, temmuz ve ağustos aylarında Toros Dağları'ndaki 1600 rakımlı Sülek ve 1950 rakımlı Göktepe yaylalarında arazi çalışmalarında bulundu. Çalışmalar sırasında Harman istiridye, su kaplumbağası, deniz kabuklusu, salyangoz, su yosunu ve mercanların taşlaşmış fosillerini buldu.

TOROS DAĞLARI HALEN YÜKSELİYOR Toros Dağları'nın oluşum sürecinin 35 milyon yıl öncesine uzandığını söyleyen öğretmen Bilgiday Harman, "Toros Dağları 2'nci Mezozoik zamanda üst oligosen döneminde oluşmuştur. Ülkemizde güneyden Arabistan levhası (tektonik tabaka, ana kara), kuzeyde ise Sibirya levhası sıkıştırıyor. Ülkemiz bu sıkışmaya daha fazla direnemeyip kıvrılarak yükselmeye başlıyor. Bu yükselme sırasında Toros Dağları oluşuyor. Alp- Himalaya dağ oluşumu olarak geçen, Avrupa'nın ortasında olan Alp Dağları'yla Hindistan'ın kuzeyinde bulunan Himalaya Dağları'yla Anadolu Toros Dağları aynı zamanda oluşmuştur. Hala da yükselmemiz devam ediyor. Çünkü hala Arabistan ve Sibirya levhalarının Anadolu Yarımadası'nı sıkıştırması devam ediyor" dedi.

'15 MİLYON YIL ÖNCESİNE AİT OLDUKLARINI TAHMİN EDİYORUM' Fosilleri Sülek Yaylası'nın doğu kesimlerinde yaptığı arazi gezisi çalışmaları esnasında bulduğunu belirten Harman, "Bu fosillere 1500- 2000 rakımlarda ya da 1000- 2000 rakımlarda özellikle aşınan bölgelerde rastlanıyor. Üzerleri toprakla kapanıp havayla temasları kesildiği için fosilleşiyorlar. Aşınımın fazla olduğu yerlerde yüzeye çıkmış oluyor fosiller ya da yol çalışması sırasında kazılan bölgelerde ortaya çıkabiliyor. Fosillerin yaşı konusunda kesin bir tarih vermem mümkün değil. Bu taşların kesin oluşum tarihlerini bilmek için bilimsel yöntemler kullanmamız gerekiyor. O bilimsel yöntemleri de üniversitelerimiz kullanıyor. Ancak Toros Dağları'nın oluşum sürecini dikkate aldığımızda en az 15 milyon yıl öncesine ait olduklarını tahmin ediyorum" diye konuştu.

'BİTKİ LİFLERİ ÇOK NET BELLİ' Taşlaşmış fosillerin bütün özelliklerini koruduğunu belirten Bilgiday Harman, bilgi sahibi olmayan ve dikkatli bir şekilde bakmayanların bu taşların fosil olduğunu anlamasının zor olduğunu vurguladı. Bulduğu büyük taşı ve üzerindeki fosilleri gösteren Bilgiday Harman, şöyle dedi: "Dikkatli bakmadığımız zaman normal bir taş zannedip, gelip geçiyoruz. Hatta birçok yaylada insanlar, orada ikamet eden kişiler bunlardan duvar bile örüyor. Fakat dikkatli şekilde baktığımızda üzerindeki mercanların, yosunların çok net şekilde belli olduğunu görüyoruz. Hala bitki lifleri çok net şekilde belli. Yani tam anlamıyla bir su yosunu, bir mercan burada tamamen kayalaşmış şekilde duruyor. Bu benim getirebildiğim bir parça. Bunun dışında çok büyük parçalar dağlarda mevcut."

DENİZ YILDIZI, KAPLUMBAĞA ÜZERİNDE FOSİLLEŞMİŞ Bulduğu en etkileyici fosillerden birinin kırmızı renkli deniz kabuğu olduğunu kaydeden Harman, fosiller arasında birbiriyle yapışık halde deniz yıldızı ve su kaplumbağası bulduğunu belirtti. Harman, "Deniz yıldızı çok net bir şekilde görüyoruz fakat deniz yıldızı bir taş üzerine değil bir su kaplumbağası üzerine yapışmış. Ters çevirdiğimiz zaman su kaplumbağasının iskeletini, fosilini, kalıntısını görüyorum. Bu da gösteriyor ki bu deniz yıldızı öldükten sonra bir su kaplumbağasının sırtına yapışmış ve bu şekilde fosilleşmiş" dedi.

OKULDA SERGİLENİYOR Şimdilik Bahçeşehir Okulları Manavgat Anadolu Lisesi'nde öğrencilerin incelemesi için sergilenen fosillerin, önümüzdeki günlerde muhafazalı bir şekilde sergilenmeye devam edeceğini belirten okul müdürü Harun Yılmaz, öğrencilere en iyi eğitimi verebilmeleri için öğretmenlerin kendini geliştirmeleri amacıyla bu tür akademik çalışmaları desteklediklerini vurguladı.