5 milyon yıl önce oluşan Meke Gölü alarm veriyor
Konya Meke Gölü bilinçsiz tarım nedeniyle kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. Başta Meke olmak üzere doğal göllerin kurumasının önüne geçebilmek için modern sulama yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Mekke Gölü'nün, Türkiye'nin mavi nazar boncuğuyken kızıl alana dönüştüğünü belirten Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği (DOSDER) ile Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, "Havzada çok su isteyen mısır, ayçiçeği gibi bitkiler birçok yerde vahşi sulama ile sulanıyor. Çok sayıdaki kuyu ve bir türlü modern sulama yöntemlerinin geliştirilmemesi, havzada su kaynaklarını azaltırken, buna bağlı olarak nemin azalması ve sıcaklık artışı sonucu yağış azalmaları, gölün kurumasının ana nedenleri" dedi. Kesici, Meke ve diğer doğal göllerin kurumasının önüne geçmek için modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.
Dr. Erol Kesici, Türkiye'nin mavi nazar boncuğuyken kızıl alana dönüşen Meke Gölü'nün neden kuruduğunu açıkladı. Konya'nın Karapınar ilçesinde, Karapınar- Ereğli yolunun 7'nci kilometresindeki sapaktan 2 kilometre içeride olan Meke Gölü'nün adını 'Meke' su kuşundan aldığını belirten Dr. Erol Kesici, volkanik püskürme-patlamayla birlikte lav ve magmanın oluşturduğu, geniş, hafif kabarmış kraterlerin (yanardağ ağzı) suyla dolu ve sığ krater gölü olduğunu söyledi. Dr. Kesici, Meke Gölü'nün 1'inci derece Doğal Sit Alanı, Dünya Miras Listesi'nde yer alan RAMSAR alanı olduğunu kaydetti.
Meke Gölü'nün dünyanın çok az rastlanan jeolojik oluşum ve doğa güzelliği özelliklerini taşıdığını belirten Dr. Kesici, “Tektonik hareketler, volkanik patlamalar sonucunda günümüzden 5 milyon yıl önce oluşan 4 kilometre çapında çukur- çöküntü ve 9 bin yıl önce göl içerisinde ikinci bir volkanik patlama sonucu meydana gelen yükselmelerle krater adacıklar oluşmuş. Bu iki oluşumla ilginç bir görünüm alan göl, nazar boncuğuna benzemektedir" dedi.
Dr. Erol Kesici, milyonlarca yıl önce oluşan, dünyanın ender doğal yapılarından biri olan Meke Gölü'nün uzun yıllardır devam eden kuraklık, bilinçsiz tarım politikaları ve uyarılara rağmen bir türlü alınmayan önlemler nedeniyle kuruduğunu söyledi. Meke Gölü'nün 2010 yılında tamamen kuruduğuna dikkati çeken Dr. Kesici, “Konya havzasında suyun neredeyse yüzde 90'ı tarımda kullanılıyor. Bu suyun da yüzde 60'ı yeraltı su kaynaklarından karşılanıyor" diye konuştu.
Gölü besleyen nehir, dere gibi su kaynağı bulunmadığından gölün sadece yeraltı ve yağmur sularından beslendiğini ahlatan Dr. Kesici, “Havzada çok su isteyen mısır, ayçiçeği gibi bitkiler birçok yerde vahşi sulama ile sulanıyor. Çok sayıdaki kuyu ve bir türlü modern sulama yöntemlerinin geliştirilmemesi havzada su kaynaklarının azaltırken, buna bağlı olarak nemin azalması ve sıcaklık artışı sonucu yağış azalmaları, gölün kurumasının ana nedenleri" dedi.
Meke Gölü'nde suyun 1990'lı yıllarından itibaren giderek azalmaya başladığını, 2000'li yılların başında su seviyesinin 3-4 metreye düştüğünü dile getiren Dr. Kesici, “Göl alanı giderek küçülürken, batık ve kurumuş alanlar oluştu. Artan kirlilik ve su seviyesinin giderek azalmasıyla da çok ağır bir koku yayan bataklık alana dönüştü. 2010 yılının yaz aylarında da beyaz tuz kristallerinden oluşan beyaz tuzlu bataklığa dönüşürken, tamamen kuruyarak doğal göl olma özelliğini kaybetti" diye konuştu.
Meke Gölü'nün son 10 yıldır su birikintisiyle kaplı bir alan halinde olduğuna dikkat çeken Dr. Kesici, “Bu su birikintisi içerisindeki ilkel mikroorganizmalar ve volkanik küllerinin etkisiyle kızıl renkli toprağa dönüşerek, başka bir doğal güzelliği oluşturmak için adeta direnç gösteriyor. 5 milyon yıllık doğal göl, dünya ve ülkemiz coğrafyasından silineli 10 yılı geçti" dedi.
Dr. Kesici, doğal göllerin koruması için, oluşum ve hidrolojik özellikleri bilinerek ve göz önünde bulundurularak çevresel koşullarındaki değişimlerle ilgili önlemlerin alınmasının en önemli etken olduğunu söyledi. Dr. Kesici, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini de vurguladı.