3 Saatte Tarihi Yarımada Turu

İstanbul’u İstanbul yapan, ona eşsiz siluetini bahşeden, neredeyse metrekare başına 1 tarihi eserin düştüğü yerdeyiz; tarihi yarımadadayız. Elbette ne saymakla ne de gezmekle biter bu güzel şehir. Biz de İstanbul’da yaşayıp, burayı bir türlü keşfetmeye vakit ayıramayan “yarımadalılara” sadece uzun metrajlı bir film süresinde aradan çıkarabilecekleri bir tur rehberi hazırladık.

cumhuriyet.com.tr

Elbette Topkapı Sarayı, Mısır Çarşısı, Süleymaniye Camii, Aya İrini Kilisesi gibi güzellikleri de bu listeye ekleyebilirsiniz.

Ancak sırf Topkapı Sarayı’nı gezmek bile en az 2 saat alacağı için, daha sade bir liste sunalım dedik. Keyifli geziler...

Ayasofya Müzesi: Bekleme Süresi: 15 dk. Gezi: 30 dk. Giriş Ücreti: 25 TL. MüzeKart’la giriş: Var. Kıyafet Zorunluluğu: Yok

Ayasofya Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. Ayasofya Bizans İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak katedral işlevi görmüştür.

Ayasofya, Fatih Sultan Mehmed’in 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. Fetihten hemen sonra yapı güçlendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı Dönemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını sürdürmüştür. Halen müzenin içinde hem Hıristiyanlar hem de Müslümanlar için ibadet edilecek özel alanlar mevcuttur. Ayasofya -> Sultanahmet (Yürüyerek): 5 dk

Sultanahmet Camii: Bekleme Süresi: Namaz vakitleri dışında bekleme süresi yok. Gezi: 15 dk. Giriş Ücreti: Ücretsiz. Kıyafet Zorunluluğu: Caminin içinde kadınların başını örtebileceği başörtüleri mevcut

Sultan Ahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında I. Ahmed tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak adlandırılır.

Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camiidir.

Hipodrom (At Meydanı Caddesi veya Sultanahmet Meydanı): Gezi: 25 dk. Giriş Ücreti: Ücretsiz. Kıyafet Zorunluluğu: Yok

Sultanahmet Meydanı İstanbul'un en önemli meydanlarından biridir. Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. “Hipodrom” At binenlerin, atların meydanı anlamına gelir. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi.

Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.

Yerebatan Sarnıcı: Gezi: 20 dk. Giriş Ücreti: 5 TL, MüzeKart: Yok. Kıyafet Zorunluluğu: Yok

İstanbul’un görkemli tarihsel yapılarından bir de Ayasofya’nın güneybatısında bulunan Bazilika Sarnıcı’dır. Bizans imparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar nedeniyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir.

Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılır. Yerebatan Sarnıcı->Kapalıçarşı (Yürüyerek): 20 dk

Kapalıçarşı: Gezi: Ort. 1 saat. Giriş Ücreti: Ücretsiz. Kıyafet Zorunluluğu: Yok Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde yarım milyona yakın insan barındırdığı söylenir. Kapalıçarşı'nın temeli 1461 yılında atılmıştır.

İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı, 17 han vardı. Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 15. yüzyıl'dan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline gelmiştir.

Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı idi. Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır.