2 bin 750 yıllık Urartu Nekropolü gün ışığına kavuştu

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Van'ın Çavuştepe Kalesi'nde başlattığı arkeolojik kazılardan Urartuların ölü gömme törenlerine ilişkin önemli verilere ulaşıldı.

DHA

At iskeletinin yaklaşık 2,5 metre doğusunda ise Çavuştepe Kalesi'nin bir yöneticisine veya önemli bir kişiye ait olduğu düşünülen bir mezara daha ulaşıldı. Yüzeyden 2,8 metre aşağıda olan bu toprak mezarda her ikisi de sol yanı üzerine yatırılmış vaziyette hoker tarzında yetişkin bir erkek ve bir kadın gömüsü ortaya çıkarıldı. Bireylerin yan yana konulmuş olması sebebiyle karı-koca olduğu düşünülüyor. Erkek iskeletinin yüz kısmı güneydoğuya, kadın iskeletinin yüz kısmının ise kuzeydoğuya baktığı görüldü. Ayrıca ayakları üzerine bronzdan sığ bir tepsi konulmuş kadın iskelet üzerinde bir bronz kemer ile bronz, gümüş ve altından çok sayıda takıya rastlandı. Erkek iskeleti üzerinde ise bronz bir kemer ile bir mühür bulundu. İlk gözlemler sonucunda yukarıda söz edilen at mezarının da bu aileye ait olduğu tahmin ediliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Van'ın Çavuştepe Kalesi'nde başlattığı arkeolojik kazılardan Urartuların ölü gömme törenlerine ilişkin önemli verilere ulaşıldı.

Bakanlığın izniyle Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında gerçekleştirilen kazılarda ulaşılan ve bir karı kocaya ait olduğu tahmin edilen insan iskeletlerinin bilimsel açıdan bir ilk olduğu belirtildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, son yıllarda definecilerin uğrak yeri olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Çavuştepe Kalesi'nde gerçekleştirilen kazılarda, Urartuların ölü gömme adetlerine ilişkin önemli verilere ulaşıldı. Bakanlığın nekropolü kurtarmak üzere başlattığı arkeolojik kazı çalışmalarında, bilimsel açıdan ilk niteliğinde bir karı kocanın gömülü olduğu ve oldukça zengin buluntularla birlikte ortaya çıkarılmış bir mezar da gün ışığına kavuştu.

Zengin buluntularla birlikte gün ışığına kavuşturulan Urartu mezarlarında, bu aileye ait olduğu tahmin edilen bir de at iskeleti bulundu. Urartu nekropollerinden çıkarılan ilk at mezarı olması ise bu buluntuyu kazıların en önemlisi yaptı. Son yıllarda definecilerin uğrak yeri haline gelen nekropolde gerçekleştirilen kaçak kazıların mezarlara büyük ölçüde zarar vermesi binlerce yıllık adetlerin izlerinin hızla yol olmasına neden oluyordu. Urartu dönemi insanlarının sosyal yaşantıları, dini inanışları ve ölü gömme adetleri hakkında bilgi edinmek ve definecilerden nekropolü kurtarmak üzere bakanlık tarafından başlatılan çalışmalarda iki farklı gömme geleneği tespit edildi. Bu geleneklerden ilki, ölülerin yakılarak (kremasyon) küllerinin bir çömleğin içine konuldukları Urne tipi gömü, ikincisi ise ölülerin toprağa, anne karnındaki duruş biçimi olan hoker tarzında yerleştirildiği toprak mezar (inhimasyon) tipi. Kazı alanının güneye bakan kısmında ve yüzeyin yaklaşık yarım metre altında ise büyük ölçüde kırık 8 adet Urne mezar ortaya çıkarıldı.

Mezarlıktaki ilk dönem gömülerinin bulunduğu tabakaya ait olduğu tespit edilen ve kazıların en önemli buluntusu olan at mezarından çıkartılan yetişkin at iskeletinin yakınında ise çok sayıda oksitlenmiş ve çok deforme olmuş demir kalıntılarıyla bronz çivilere rastlandı. Kalıntıların üzerindeki ilk gözlemlerin, bu buluntuların bir at arabasına ait olabileceği yönünde olduğu belirtilirken, at iskeletinden alınacak numunelerin analiz edilmesi sonucunda da atın yaşıyla cinsi tespit edilecek.