14 kilo veren Meryem Uzerli: Yeniden aşka hazırım

Bir dönem 'tükenmişlik sendromu' yaşadığını dile getiren Meryem Uzerli 'eski hayatıma döndüm' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Muhteşem Yüzyıl dizisinde "Hürrem Sultan" karakteriyle ünlenen ve bir dönem sonra "tükenmişlik sendromu" gerekçesiyle diziden ayrılan Meryem Uzerli, "Eski hayatıma döndüm. Ünlü olmak gerçek hayat değil. Yeniden aşık olmaya hazırım" dedi.

ELLE dergisinin Ekim sayısı için röportaj veren Uzerli, ani bir karar ile Türkiye'den Berlin'e döndüğünde, nasıl bir hayata başladığını anlattı. 'Tükenmişlik sendromuna' sebebiyle diziden ayrılmasının ardından, kızının babası Can Ateş tarafından da terk edilen Uzerli, ülkeyi terk etme kararıyla gündeme gelmişti.

14 kilo veren Uzerli'nin ELLE dergisine verdiği röportaj şöyle: Türkiye'den Berlin’e döndüğünde nasıl bir hayata başladın? Bir süre, uzun bir süre kendimi dinledim. Zaten hamileydim. Evdeydim, bisiklete bindim, arkadaşlarımla buluştum. Normal şeyler.

Dinledim derken, kendini mi dinledin? Hayatınla ilgili sorular mı sordun? Kendime çok sorular sormadım aslında. Evde oturdum ve düşündüm. Hay Allah, bir sürü olay üst üste geldi... Hepsini kabul ettim. Ve bunları kabul ettiğim için de çok düşünemedim. Sadece her gün uyandım ve kendime “Bugün sana ne iyi gelecek?” diye sordum. Yürüyüş yaptım. Arada arkadaşlarımla buluştum. Aylarca süren hamilelik döneminde çok kendimle kaldım.

Zaten Türkiye’ye gelmeden önce kendi kendine bir hayatın vardı değil mi? Tabii ki vardı. Yani o yüzden alışkınsın, kendi başına olan bir insansın aslında. Evet aynen. Ben çok kalabalık bir ortam içinde olmadım. Tabii ki çok arkadaşım var ama...

Berlin’de eski hayatına döndün aslında. Aynen, eski hayatıma döndüm. Yeni bir ev buldum, taşındım. Daha aydınlık bir ev. Hemen hemen aynı semt, aynı yerde. Berlin’de kimse benimle ilgilenmiyor. İstanbul’a gelmeden önce nasıl bir hayatın vardı? Televizyonda işlerim vardı, tiyatro yaptım. Filmler çektim. Arkadaşlarımla ilgilendim.

Yani oyuncu olarak Almanya’da bir deneyimin vardı? Tabii, tiyatroda çalıştım ve de filmler çektim. Türkiye’ye gelip de birdenbire üne kavuştuğunda zorlandın mı? Yok zorlanmadım.

Nasıl hissettin? Diziyi çekmeye başladık. Ben alışkın olduğum gibi sokağa çıktım. Her yerde yürüyüşe çıkıyordum. Önce hiç kimse bana bakmadı. Dizi yayınlandıktan sonra her gün daha fazla kişi beni tanır oldu. Sadece bunu fark ettim. Tabii ki özgürlüğüm biraz daha kısıtlandı, bunu hissettim. Ama zaten bu, ünlü müyüm ünlü değil miyim, meselesi beni çok ilgilendirmiyor. O yüzden fazla zorlanmadım. Ben ünlü müyüm?

Bazı insanlar ünlü olmak için çabalar. Bu insanlar için ünlü olmak neden önemli, onu bilmek lazım. Mesela bir gün Bebek’te bir kafede otururken, bir çocuk geldi yanıma ve oyuncu olmak istediğini söyledi. Ve benim kadar ünlü olabilmek için ne yapabileceğini öğrenmek istedi. Ben de “Oyuncu mu, ünlü mü olmak istiyorsun?” diye sordum. Cevabı “Ben ünlü olmak istiyorum” oldu. “Bunun için sana bir yol gösteremem” dedim. Çünkü ben sadece oyuncu olmak istemiştim. Ünlü olmak değil. Benim için ünlü olmak önemli değil. Neredeyse bir senedir Berlin’de yaşıyorum. Kimse benimle ilgilenmiyor. Bazen Türk bir taksiciye denk gelirsem beni tanıyor. Fotoğraf çektirmek istiyor. O kadar.

Ve bu seni üzüyor mu? Yok. Böyle bir şey beni hayatta üzmez. Çok mutluyum. Ünlü olmak gerçek hayat değil. Tabii ki işimi yaptığım için mutluyum. İnsanlar işimi beğeniyor. Beni kişilik olarak seviyorlar. Galiba bendeki enerjiyi hissediyorlar. Benim kalbimi hissediyorlar. Dizide güçlü bir karakteri oynadım. Tabii ki güzel bir duygu. Çaba sarf ettim, çalıştım. Birisi işini beğendiğinde tabii ki sen de iyi hissedersin. Beni mutlu eden bu, ünlü olmak değil. Dün için yaşayan bir insan olmadığını söyleyebiliriz? Aynen.