Gıda israfını engellemenin yolu teknolojik çözümlerden geçiyor
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, tarladan market ve sofraya kadar olan kısımda, yani lojistik, paketleme ve depolama sürecinde gıda israfını engellemenin yolunun teknolojiden geçtiğini söyledi.
AAİstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, İSTİB olarak gıda israfına yönelik yürüttükleri çalışmalar neticesinde elde ettikleri bulgulara ilişkin yaptığı açıklamada, israfın her aşamada önlenmesi gerektiğini belirtti.
Kopuz, "Tarladan market ve sofraya kadar olan kısımda, yani lojistik, paketleme ve depolama sürecinde gıda israfını engellemenin yolu teknolojiden geçiyor. Örneğin, domatesi naklederken küçük kasalar yerine, römorklara yığma olarak yüklerseniz büyük bir kayıp yaşarsınız. Ürün ömrünü uzatan paketleme teknolojileri kullanırsanız bu nedenle oluşan gıda kayıplarını engellersiniz. Depoları ileri teknolojilerle donatırsanız gıda kayıplarını azaltırsınız. Kısacası, gıda israfını ilk aşamada engellemenin yolu yüksek teknolojik yatırımlardan geçiyor" dedi.
Marketlerdeki israfın büyük oranda, iade sisteminden dolayı gerçekleştiğini aktaran Kopuz, "Marketler, raflarındaki veya depolarındaki gıdaları, son tüketim, hatta tavsiye edilen tüketim tarihi yaklaştığında üreticiye iade ediyor. Üstelik yüksek indirimle alabilmek için bu ürünleri satabileceklerinden fazla alabiliyorlar. Bu sistem, gıda israfını kaçınılmaz hale getiren bir kısır döngü doğuruyor. Gıda ürünlerinde iadenin engellenmesi veya en azından kısıtlanması için bir düzenleme yapılması bu konuda çözüm olacaktır" diye konuştu.
Sofradaki israfın engellenmesinin en zoru olduğunu belirten Kopuz, şunları kaydetti:
"Çünkü sofradaki israfın nedeni teknoloji ya da mevzuat sorunları değil, bilinç eksikliği. Borsa olarak yürüttüğümüz gıda israfını engelleme çalışmalarının önemli bir kısmını da bu bilincin oluşturulması çabaları oluşturuyor. Tarım ve Orman Bakanlığının 'Gıdanı Koru' kampanyasında da ana hedef kitle tüketiciler. Çünkü toplam gıda israfının yarıya yakını evlerde gerçekleşiyor. Bunun en önemli nedeniyse insanların yaptıkları israfın pek de farkında olmamaları. Hem bu farkındalığı oluşturmak hem de bir bilinç oluşturarak engellemek için çalışmalar yürütülüyor. Ancak bu uzun soluklu bir çalışma ve hızlı sonuç almak ne yazık ki mümkün olmuyor"
"GIDA ARZI VE TALEBİ ARASINDAKİ DENGE BOZULDUKÇA GIDA SORUNU KRİZE DÖNÜŞECEK"
Ali Kopuz, gıda israfına ilişkin 2018'de başlattıkları İSTİB Gıda İsrafının Engellenmesi Projesi ile çalışmalarını sistematik hale getirdiklerini aktararak, gıda israfının günümüz dünyasının trajik bir sorunu olduğunu vurguladı.
Nüfus ve dünyanın farklı bölgelerindeki refah artışı dolayısıyla gıda talebinde yükseliş olduğunu hatırlatan Kopuz, "Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2050 yılında yüzde 50 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacağını ifade ediyor. İklim değişikliği, toprak kalitesi ve tarımsal arazilerin azalması nedeniyle gıda üretiminde bir tehdit altındayız. Bu uzun vadeli sorunun yanında kuraklıklar, savaşlar ve salgınlar nedeniyle yaşadığımız dönemsel gıda krizlerine de maruz kalabiliyoruz. Sonuçta, bugün yaşadığımız gibi yüksek gıda enflasyonu tüm dünyayı etkisi altına alıyor" şeklinde konuştu.
Kopuz, gıdanın üçte birinin israf edildiğini belirterek, "Bu dünya ortalaması ve bizde de benzer bir tablo var. FAO verilerine göre, her yıl 1,3 milyon ton gıda çöpe gidiyor ve bunun en az yüzde 40'ı tüketilebilecek vasıflarda. Gıda israfı, refahla ilgili bir olgu. Sanayileşmiş ülkelerde israf edilen gıdanın çoğu sofradan israf, yani sofraya kadar ulaşmış gıdanın israfı. Sahraaltı Afrika'nın fakir ülkelerinde ise israfın çoğu, tarla ile sofra arasında yaşanıyor. Bunun nedeni ise lojistik ve depolama teknolojilerinin ilkelliği. Fakir ülkelerde sofraya ulaşan gıdanın çoğu tüketiliyor, zengin ülkelerde ise bir kısmı çöpe gidiyor" dedi.
Artan nüfusun teknoloji sayesinde şimdilik beslenebildiğini ancak gıda arzı ve talebi arasındaki denge bozuldukça gıda sorununun krize dönüşeceğini savunan Kopuz, gıda israfıyla ilgili verilerin, gelecekteki gıda krizi çözümünün israfın önlenmesinden geçtiğini gösterdiğini, gıdanın israf edilmesinin engellenmemesi halinde israf edilen gıdanın da bulunamayacağını söyledi.
"İFTAR SOFRALARINDA İSRAFA KARŞI DAHA DUYARLI OLUNMALI"
İSTİB Başkanı Kopuz, yaklaşan ramazan ayına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"İftar sofraları maalesef ramazan ayının anlamına çok aykırı bir hale gelebiliyor. Ramazanda hem nefsimizi terbiye etmek hem de Allah'ın verdiği nimetlerin değerinin farkına varıp şükretmek ve bu nimetleri bulamayanları daha iyi anlamak için oruç tutuyoruz. Bazı açık büfe iftar sofralarındaki manzaralar, ramazan ayının anlamından ne kadar uzaklaştığımızın göstergesi gibi. Büyük bir israf vesilesi haline gelmiş bir iftar sofrası ile orucumuzu açmak ne kadar doğru, alimlerin cevaplaması gereken bir soru. Ancak, Allah, A'raf Suresi 31. ayette açık bir şekilde belirtiyor; 'yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.' Bu nedenle lüks açık büfelerdeki iftarlar konusunda hem işletmelerin hem de Müslümanların duyarlı olması gerekiyor"
Gıda sektörünün gıda israfındaki payının en önemli nedenlerinin teknolojik yatırım eksiklikleri ve mevzuat sorunları olduğunu vurgulayan Kopuz, teknoloji yatırımları konusunda üyelerini bilinçlendirici ve bilgilendirici faaliyetlerde bulunduklarını, konuyla ilgili yatırım desteklerini, teknolojik gelişmeleri onlara duyurduklarını, rekabet avantajı sağlamaları için yapmaları gerekenleri anlattıklarını, eğitimler düzenlediklerini bildirdi.
Kopuz, "Gıda ürünlerinin iadesinin engellenmesi ya da en azından kısıtlanması için gerekli mevzuat değişikliklerinin yapılması için karar alıcılar nezdinde girişimlerde bulunuyoruz. Son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi ile ilgili etiket düzenlemeleri konusunda bazı sonuçlar da aldık ancak iade meselesi hakkındaki çalışmalarımız henüz neticelenmedi. İnşallah bu konuda da bir düzenleme gerçekleşirse tarla ile sofra arasındaki gıda israfının önemli bir kısmının engellenmesi mümkün olacak" dedi.