Tarihin en ölümcül keskin nişancılarından biri: Nazi avcısı “Bayan Ölüm”
İkinci Dünya Savaşı’nın ismi pek bilinmeyen kahramanları son dönemde epey popülerlik kazandı. Bunların başında “Bayan Ölüm” lakaplı bir Sovyet keskin nişancısı geliyor.
Gerçek adı Lyudmila Pavlichenko olan keskin nişancı 1916’da bugünkü Ukrayna’da doğdu.
Çocukluğundan beri spora yatkınlığı olan Pavlichenko, ilk olarak çevresinde atıcılık yeteneğiyle övünen bir çocukla rekabet etmek adına eline tüfeği aldı ve o vakit, dönemin kadınlarının pek de rağbet etmediği atıcılık onun için büyük bir tutku haline geldi...
“Bayan Ölüm” o günlerde, edindiği bu tehlikeli hobinin kendisini sadece bir kaç ayda "309 düşman askeri öldürecek bir savaşçıya" dönüştüreceğini tahmin bile edemezdi.
Silahlarla geçirdiği vakit onu atıcılık kulüplerine sürükledi ve burada sertifikalar kazandı.
Pavlichenko, Kiev Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra keskin nişancı okuluna gitmeye karar verdi...
Alman diktatör Adolf Hitler, 1941 yılında Barbarossa harekatıyla Sovyetler Birliği’ni işgal edince Bayan Ölüm orduya yazılmaya karar verdi.
Cinsiyetinden ötürü komutanlar onun "hemşire" olması gerektiğini düşündüler. Ancak sahip olduğu sertifikaları görünce orduya cephede de katkı sağlayabileceğine hükmettiler.
Bu sayede Sovyetler Birliği’nin 25. Piyade Tümeni’nin "2000 kadın keskin nişancısından" biri olarak göreve başladı.
Savaşın sonunda bu 2000 kadından sadece 500’ü hayatta kalmıştı.
Barbarossa harekatının başında Sovyetler Birliği’nin lojistik sorunları Pavlichenko’nun da canını sıkmıştı. Cepheye sürüldüğünde kendisine tüfek dahi verilmemiş, sadece bir el bombasıyla düşmanın üzerine gönderilmişti.
Bayan Ölüm ancak vurulan bir yoldaşının Mosin-Nagant tüfeğini aldığında düşmanla hesaplaşmaya başlayabildi.
İşte, Bayan Ölüm lakaplı meşhur keskin nişancı Lyudmila Pavlichenko'nun kullandığı Mosin-Nagant'ın bir örneği...
Pavlichenko bu tüfekle, kendi değimiyle “er meydanına çıktı" ve orada kendini ispatlamayı başardı.
Sabahın erken saatlerinde cepheye gidiyor, düşmanına olabilecek en yakın noktada saatlerce yatıyordu. 15 saat kıpırdamadan yatabilmek inanılmaz bir kontrol gerektiriyordu. En ufak bir kıpırdama ölüm demekti.
Düşmanını vurmanın nasıl bir his olduğunu soranlara “avcının avını yakaladığı anla aynı” yanıtını verdi.
Pavlichenko, kısa sürede terfi üzerine terfi aldı. Onu büyük bir tehdit olarak gören Naziler kendi taraflarına geçmeleri için "rüşvet" bile teklif ettiler.
Lyudmila Pavlichenko savaşta 4 kez yaralandı. 1942’de yüzüne şarapnel parçası isabet edince emekli oldu ve dünyada çeşitli yerlere gidip anılarını anlatmaya başladı.
Kendisine yöneltilen, “neden kendini şişman gösteren kıyafetler giyiyorsun?” sorusuna “keşke bir hava bombardımanı deneyimleyebilseydin. Giyim tarzını pek umursamazdın” yanıtını verdi.
Pavlichenko, savaştan sonra Kiev Üniversitesine döndü ve bir tarihçi oldu.
1974 yılında kalp krizi geçirerek hayata veda etti.
Bayan Ölüm, bugün tarihin en ölümcül keskin nişancılarından biri olarak anılıyor...