Sofranız size özel olsun

Yılbaşını en anlamlı ve mutlu kılan geleneklerin başında kalabalık sofralar geliyor. Siz de sofranızı anlamlı kılmak için yaratıcı tasarımlar ve farklı yemek tariflerini kullanabilirsiniz.

cumhuriyet.com.tr

Sene sonu yaklaşırken, biten seneyi güzel sonlandırmak adına hepimizin ritüelleri oluyor. Seneyi sağlıkla ve sevdiklerimizle tamamlamış olmak bile yeni yılı kutlamayı anlamlı hale getiriyor. Kendimize dönüp bu seneki dönüşümümüzü gözlemlerken, yeni sene için kendimize yüklediğimiz misyonlar ve hayallerimizle heyecan dolu oluyoruz. Aslında takvimdeki yapraklar değişirken sevdiklerimizle bu dönüşümü paylaşmak insana umut veren. Bu noktada sofraların birleştirici gücü yeni yılı güzel karşılamanın, bir arada oluşun yeri.

SOFRANIN PÜF NOKTALARI

Yılbaşı sofralarında aslında biten seneyi uğurluyor, gelen seneyi kutluyoruz ama en önemlisi de değer verdiğimiz insanlarla bir araya geliyoruz. Bu geceyi kendi tarzınıza göre tasarlamak için biraz etraflıca bakalım dilerseniz…

Güzel bir geceyi tasarlarken ilk adım masanızın düzeni. Sofranızı kurarken elinizdeki malzemelerden hangilerini kullanacağınız ise karar vermeniz gereken ilk detay. Bu malzemeler masa örtüsü, runner, amerikan servis, supla, mum ve şamdanlar olabilir. Eğlenceli olan görsellerden bakıp aynısını yapmaktan ziyade beğendiğiniz kadarını alıp kreatif yanınızı konuşturmak! Bu işi yaparken ne kadar keyif alırsanız sonuç da o kadar güzel oluyor…

Instagram: @melikesarikatipoglu

Aslında bu işin bir kuralı yok. Belki klasik bir yılbaşı sofrasının kırmızı masa örtüsü ve şamdanları, belki runner’ın üstüne yerleştirdiğiniz minik vazolarda çiçek ve yapraklar sizi yansıtan yılbaşı masası olacak. Veya rüstik ve minimal bir sofrada Iskandinav renk notalarıyla modern bir görünüm yakalayacaksınız. Bunun için çok azı yeterli aslında, masa örtüsü kullanmadan, ortaya nötr tonlarda bir runner üstüne birbirinindin farklı cam vazolar ve mumluklarla bu havayı yakalamak mümkün!

Son zamanlarda yapmayı en sevdiğim düzen çam ve okaliptüs dallarını doğal bir runner olarak kullanmak. Dalların arasına yerleştireceğiniz tekli şamdan ve kısa mumlarla da masanıza şıklık katabilirsiniz. Çam ve okaliptüs yapraklarını çiçekçinizden isteyebilirsiniz, eğer aranız iyi ise size bunları hediye edecektir.

Sofra tarzınız ne olursa olsa sofranızın ortasına yerleştireceğiniz minik vazolardaki canlı çiçekler herkesin yüzünü gülümseteceğine eminim! Masanın ortasına kondurduğunuz runnerın üstüne, yerleştireceğiniz mumlar ve şamdanlar ise sofranızın sıcaklığı olacaktır.

Masa düzenini özenli kılan detaylardan bir tanesi de peçetelikler. Çatal bıçak takımınıza uygun renkteki peçeteliklerle uyum yakalamak mümkün. Eğer peçeteliğiniz yoksa evdeki herhangi bir iple taze biberiye yapraklarının uçlarını birbirine bağlayarak çam dallarını andıran doğal peçete yüzüğü elde etmek mümkün. Veya kırmızı peçetelerinizi gelişi güzel düğüm yaparak şık ve eforsuz bir görüntü yakalayabilirsiniz.

YEMEK ÖNERİLERİ

Sofraların şıklığı kadar önemli olan bir diğer konu elbette yemekler!. Ben senede bir kez soframa konuk ettiğim hindiyi bu sene aşçılık okulunda öğrendiğim formülle portakallı sos ve iç pilavla hazırlama düşüncesindeyim. Ama yılbaşında illa hindi yapılacak diye bir kural yok. Yılbaşı sofranızda bir konsept belirleyip o konsepte uygun tatlar yaratabilirsiniz. Bu uzak doğu lezzetleri, Türk çilingir sofrası, Fas mutfağı veya İtalyan menüsü olabilir. Farklılık yaratmak her daim eğlenceli olmuştur.

Eğer klasiklerden gitme düşüncesindeyseniz başlangıçta içinizi ısıtacak mevsime uygun balkabağı çorbası hazırlayabilirsiniz. Çorbanızı içini oyacağınız minik bal kabaklarında servis etmek bu çorbaya bambaşka bir görsellik katacaktır..

Benim özel günlerde hazırlamayı sevdiğim bir diğer güzellik ise dev peynir tabakları. Bu tabakları ister antika görünümlü tepside isterseniz ahşap sunumlu, hatta ahşap kesme tahtası üstüne hazırlayabilirsiniz. Dilediğiniz peynir ve şarküterileri tabağınıza bir ressam edasıyla yerleştirilen, boşluklara ufak kaselerde reçel ve zeytinler, kuruyemiş ve meyveler iliştirebilirsiniz.

PORTAKALLI HİNDİ ROSTO

MALZEMELER:

  • 1 Adet bütün Hindi
  • 3 adet soğan
  • 3-4 adet havuç
  • 2 baş sarımsak
  • 150 gr. tereyağı
  • 2 yemek kaşığı Domates Salçası
  • 100 ml soya sos
  • 1 büyük portakalın suyu (100ml)
  • Biberiye
  • Tuz Karabiber
  • Zeytinyağı

Oda sıcaklığındaki tereyağı ve biberiyeyi karıştırıp hindinin derisinin altına, elinizle açarak sürün. 250 derecede önceden ısıtılmış fırında derisi kızarana kadar 15 dakika mühürleyin. O esnada portakal suyu, soya sos ve domates salçasını karıştırıp bir sos yapın, havuç ve soğanları kabaca doğrayın. Hindiyi fırından çıkardıktan sonra karışımını üstüne dökün. Hindinin bulunduğu tepsiye kabaca doğranmış soğan havuç ve aş sarımsakları ikiye kesip tepsiye koyun. Portakaldan kalan son suları da sebzelerinin üstüne sıkıp portakalın kabuklarını sebzelerin yanına koyun. Daha sonra fırın tepsisinin üzerini bir folyo kapatın. Biraz arada mesafe olsun ki içerde hava akımı olsun. Fırına gönderdiğiniz hindiyi 2.5 - 3 saat kadar 180 derecede pişirin. Üstü nar gibi kızaracak içi de sulu kalacak. Piştiğini anlamak için göğüs kısmına bıçak batırıp çektiğinizde içinden su gelmiyorsa hindiniz pişmiş demektir. En son tepsideki sebzeleri biraz su ile karıştırıp blender ile çekerek püre yada sos haline getirin. Hafif yanık sebzelerin kokusu ve portakalın aroması hindinize hem lezzet katacak hem de ıslaklık.

İÇ PİLAV

MALZEMELER

  • 1 buçuk bardak Pirinç baldo
  • 90 gr. Tereyağ yaklaşık 4-5 yemek kaşığı
  • 1 adet soğan yemeklik doğranmış
  • 95 gr. Çiğ badem Badem
  • 20 gr. Çam Fıstığı
  • 1 tatlı kaşığıYenibahar
  • 1 tatlı kaşığıŞeker
  • 1 çay kaşığıTarçın
  • Tuz Karabiber
  • 40g Kuş üzümü
  • 2 + 1/4 kemik suyu ve su karışık.
  • Üstünü süslemek için nar

Öncelikle pirinci, çiğ bademi ve kuş üzümünü sıcak suda, su soğuyana kadar bekletin. Pirinçlerini bir süzgüden geçirip ve uzun uzun soğuk suyla yıkayın ki nişastası güzelce çıksın. Çiğ bademlerin kabuğunu soyun, kuş üzümlerini süzün. Bir pilav tenceresine tereyağı ekleyin, biraz eriyince içine soğanları atın ve pembeleşene kadar kavurun. Ardından, fıstık ve bademleri ekleyip birlikle kavurmaya devam edin. Ardından pirinçleri, baharatları ve kuş üzümünü ekleyip uzun uzun, güzelce kokular çıkana kadar kavurun. Ben aslında pilavın su ölçüsünü göz kararı yapıyorum. Pirinçlerin üstünü 1 parmak geçecek kadar su koymak yeterli oluyor. Ama ölçü vermem gerekirse 1 bardak pirinç için 1 buçuk bardak su diyebilirim. Bu su tavuk, et veya normal su olabilir. Suyum kaynamaya başlayınca ocağın altını kıstım ve tenceremin kapağını kapattım. Pilav tencereleri cam kapaklı olduklarından, kulplarından tutup salladığınızda hiç bir şey hareket etmiyorsa pilavınız olmuş demektir. O zaman ocağın altını kapatıp, hızlıca temiz bir mutfak havlusu veya kağıt havlu yerleştirip kapağını tekrar kapatın. Bu sefer 20 dakika kapağı hiç açmadan demleyin. Ben süslemek için üstüne en son nar taneleri serptim.