Evleri yok oluyor

Bugün Dünya Kutup Ayıları Günü. Ancak buzulların erimesi, yaşam alanlarını gittihçe daraltıyor. Bir şey yapılmazsa 80 yıl içinde nesillerinin tükeneceği öngörülüyor.

Ayça Ceylan

Ev denilince akan sular durur. Fiziksel sığınağımızdır. Uyuruz, besleniriz, eğleniriz, tembellik ederiz, sevdiklerimizi ağırlarız, kişisel sorgularımızı yaparız, güçleniriz ve daha birçok karmaşık duyguyu yaşarız. Maddesel anlam dünyasına ek olarak ev belki de 7 yaşından bir çocukluk anımız, kentimiz, sürekli mırıldandığımız bir şarkı, bir ağaç veya sevdiğimiz bir romandan bir cümle de olabilir. Kısacası ev her birimizin muhafaza etmek istediklerini yerleştiği bir anı deposudur. Dolayısıyla sanıyorum ki hiçbirimiz evlerimize zarar gelsin istemeyiz.



Bugün 27 Şubat, ikinci cemre suya düştü yavaş yavaş ilkbahar geliyor.  Bugün 27 Şubat, sizler bu satırları okurken buzul kütleleri incelmeye devam ediyor. Ne yazık ki küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle bazı türler öncelikli olarak etkilendi. Nesli tükenme tehdidi altında olan kutup ayıları da bu türlerden sadece biri. Evet bugün 27 Şubat, Dünya Kutup Ayıları Günü. 

Dünya Kutup Ayıları Günü, kutup ayılarının küçülen yaşam alanları ve türlerini tehdit eden unsurlar hakkında farkındalık yaratmak amacıyla kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan "Polar Bears International" aracılığıyla 2011 yılında ilk kez kutlanmaya başlandı. Alışık olduğumuz bazı kutlamalardan da bir hayli farklı! İstanbul’da sıklıkla aşina olduğumuz havai fişekler, araba kornaları, cinsiyetçi söylemler, gürültülü teknelerin yeri bugünde yok.

Peki nasıl farkındalık yaratılıyor ve ben nasıl dahil olabilirim derseniz:

- #polarbearday tweeti atmak
- Kutup ayılarının nasıl yaşadığı hakkında bilgi edinmek için videolar izlemek
- Kutup ayısı e-kartları yollamak
- Temsili olarak kutup ayısı evlat edinmek
- Kutup ayıları üzerine çalışmalar yürüten kuruluşlara bağışta bulunmak 

Nüfusları 26 bin civarında olan kutup ayıları arktik alanlar Kanada, Alaska, Norveç, Grönland ve Rusya’da yaşıyor. Buzulların erime hızında herhangi bir değişiklik olmazsa 2050 ve 2100 arasında neslinin tükenebileceği öngörülüyor. Büyük küçük etki demeden dünyamızın ısınmasına karşı hep beraber çaba sarf etmeliyiz. Karbon ayak izinin ısınmadaki rolü muazzam. Bu nedenle gelin siz de karbon ayak izini azaltmaya yönelik bir yaşama adım atın. 3 hafta önceki yazımda karbon ayak izimizi nasıl azaltabiliriz ile ilgili bazı önerilerde bulunmuştum. Bugün 27 Şubat, denemeye başlamak için güzel bir gün!

Beyaz tüylerinin altındaki siyah derileri, mavi dilleri, üç göz kapakları ile kutup ayıları bize bir kez daha doğanın dengesini hatırlıyor. Doğada her bir canlının ekosistem için vazgeçilmez görevleri vardır. Kutup ayıları ile hiçbir gönül bağı olmayanlarınız olabilir. Öte yandan buzulların erimesinin yıkıcı etkilerini hepimiz hissediyoruz. Dünya barındırdığı tüm canlılarla ve cansızlarla bir bütün. Bütün parçalarına ayrılırken, ”bize bir şey olmazcılık” ise bırakalım kimi siyasetçilerin demeçlerinde kalsın. Çünkü Dünya’da iyi veya kötü her ne oluyorsa hepimizi etkiler. İnsanlık doğanın üzerinde hakimiyet kurduğu yanılgısıyla daha fazla üretmeye ve daha fazla tüketmeye devam ederken, buzullar erir, okyanus akıntıları yön değiştirir, bulut hareketleri öngörülemez olur, toprak bizi besleyemez. An gelir anlarız ki yaraladığımız Dünya değil kendimizmişiz.


Ocak ayında rastladığım bir fotoğraf serisinden de bahsetmek isterim. Su altı ve vahşi yaşam fotoğrafçısı Dmitry Kokh tarafından çekilen fotoğraflarla ilk karşılaştığınızda sizi gerçeküstü bir evrene davet ediyor gibi. Terkedilmiş bir ada, evler, pencerelerden bakan ve etrafta dolaşan kutup ayıları. Rusya’nın kuzeydoğundaki Chukchi Denizi'nde bulunan Kolyuchin adasındaki terk edilmiş meteoroloji istasyonunun binalarını kendilerine yaşam alanı seçmelerinin nedeni de adanın etrafındaki deniz buzu oranıymış. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra terk edilen ve tekneyle baktığınızda tamamını görebildiğiniz bu küçük ada şimdilerde 20 kutup ayısının evi. Evlerinin ve evlerimizin üzerimize erimemesi dileğiyle! Çünkü sadece insan türü değil diğer türler de evlerini korumak ister.