Bir hüzün var ama...
Bu gözlerimi yaşartan lohusa depresyonu mu yoksa annelik hüznü mü?
Dilşad ÇelebiDoğumdan sonraki iki hafta öylesine sık hüzünleniyor ve öylesine çok ağlıyordum ki “lohusa depresyonu” yaşıyor olmalıydım. Ruh durumum mutludan üzgüne hızla değişiyor, bir an göreve hazır olmadığım için ağlıyor, ardından yeni bir anne olarak yaptığım işle gurur duyuyordum. Beynim gerçekçi yanının düğmesini kapatmış, neredeyse ikinci bir ergenlik furyasına girmiştim. Kendimi çok yorgun hissediyordum ve bebeğim dışında hemen her şeye karşı kızgın ve üzgündüm.
“Ben yeterli bir anne değildim, çocuğum aç kalacaktı, sütüm yetmeyecekti, çocuğum beni sevmeyecekti, ben daha kendim çocuktum ki keşke annemin koynunda olsaydım” ve bunun gibi nice can sıkıcı düşünce geçiyordu aklımdan. Neyse ki Uzay’a olan ilgimi zerre etkilemiyordu bu durum, hatta onun için daha ne yapabilirim diye durmadan ağlayarak kendimi ve çevremdekileri yıpratıyordum. Önceden okuduğum için az da olsa hazırlıklıydım bu yaygın yaşanan duruma. Yine de yaygın olması işleri kolaylaştırmıyordu. İşin ilginç yanı, tam iki hafta sonra, bıçakla kesilir gibi ağlamalarımın bitmesiydi. O zaman anladım ki aslında “lohusa depresyonu” değil “annelik hüznü” yaşamıştım.
Tıpkı benim de yanılsadığım gibi “lohusa depresyonu” (doğum sonrası depresyon - post-partum depression) ve “annelik hüznü” diye çevirebileceğimiz “baby blues” sıkça karıştırılıyor. Belirtilerin ortaya çıktığı zaman dilimi genellikle ayırt edici etken: “Baby blues” doğumdan bir iki gün sonra başlayıp on dört gün içinde kaybolurken “lohusa depresyonu” doğumdan sonraki üç ay içinde ortaya çıkıp bir yıl kadar sürebiliyor.
Kadınların yüzde 10-13'ünde görülen “lohusa depresyonu”, “majör depresyon”la büyük benzerlik gösteriyor ve saldırganlık, suçluluk, ilgisizlik, aşırı stres ve olası bebekten ayrılma duygularını içeriyor. Bebekle anne arasındaki bağı hiç etkilemeyen “baby blues”un ise yalnızca hüzün ve biraz öfke gibi belirtileri var. Neredeyse kadınların yüzde 80’inde görülüyor.
HORMONLARIN ETKİSİ
Nedeni büyük oranda hormonlar. Hamilelik hormonlarının kesilmesi, doğumdan sonra görülen değişken ruh durumunun varsayılan en geçerli nedeni. Hamilelikte mutluluk aşılayan hormonların doğumda aniden çekilmesi yeni anneyi depresyona yatkın hale getirebiliyor. Ayrıca gebelikteki düşük “tiroid” seviyesini de doğum sonrası depresyonla ilişkilendirilen çalışmalar var. Bu duruma bir de uykusuzluk, yorgunluk, deneyimsizlik de eklenince yeni annelerin hüznünü anlamamak mümkün değil.
Anne bebek arasındaki bağı etkilediği için “lohusa depresyonu” gerçekten de çok zor olmalı ve ne yazık ki bebeğin geleceğini de şekillendirebiliyor. Çünkü annelerinden dokunma ve okşama davranışlarını sık sık gören maymunların ve farelerin büyüdüklerinde kendi çocuklarına karşı daha sevgi dolu, anne olarak daha az gergin oldukları bulunmuş. Ne yazık ki tam tersi durum da geçerli oluyor. Neyse ki “lohusa depresyonu”, “baby blues” kadar yaygın değil.
İki hafta sonra kendiliğinden geçen “baby blues”un tersine, önlem alınmadığında bir yılı bulan “lohusa depresyonu”ndan kurtulmak için uygulanabilecek en iyi çözüm bol bol emzirmek. Çünkü emzirirken salgılanan oksitosin hormonu depresyonla mücadelede büyük rol oynuyor. O yetersizlik hissiyle emzirmekten çekinebilirsiniz ama yeni anne olarak size önerim yılmadan emzirin.
Emzirmenin yanı sıra spor yapmak, kendinize zaman ayırmak, dinlenmek, DHA gibi omega-3 yağ asitlerini barındıran deniz ürünleri tüketmek lohusa depresyonuyla baş etmenin diğer yolları. Yeni annenin çevresine de büyük sorumluluk düşüyor doğal olarak. Kendinizi bunalmış hissettiğiniz her an çevrenizle dertleşmeye çalışın. Ben henüz doğum yapmadan eşimi “aman dikkat edelim, böyle bir durum varmış” diye uyardığım için tüm psikolojik iniş çıkışlarımda büyük destek oldu. Hep nasıl iyi bir anne olduğumu vurguladı durdu. Belki çok basit bir cümleydi ama bazen basit cümleler hayat kurtarır.
Neyse ki iki haftada atlattık. Ne zaman bunalsam kendime bunun yaşamımda bir, hadi bilemedin iki kez deneyimleyebileceğim çok özel bir durum olduğunu hatırlattım. Uykusuzluk ve yorgunluk zordu ama bebeğimin o dönemlerini doyasıya yaşamama engel olmadı. Çünkü size hem iyi hem de kötü bir haberim var: Gerçekten de hemen büyüyüveriyorlar.
Brunton PJ, Russell JA (2008) The expectant brain: Adapting for motherhood. Nat Rev Neurosci, 9(1): 11-25.
Caldji C, Tannenbaum B, Sharma S ve ark. (1998) Maternal care during infancy regulates the development of neural systems mediating the expression of fearfulness in the rat. Proc Natl Acad Sci U S A, 95(9): 5335-5340.
Pedersen, C. A., Johnson, J. L., Silva, S., Bunevicius, R., Meltzer-Brody, S., Hamer, R. M., & Leserman, J. (2007). Antenatal thyroid correlates of postpartum depression. Psychoneuroendocrinology, 32(3), 235-245.