Aysu Türkoğlu: 'Deniz benim için ev demek'

“Yürü, bu yol şeref zafer yolu/Karşında bekliyor seni tan yeri/ Yürü, atıl devir karanlığı/ Durma yürü, haydi ileri...” İleri Marşı eşliğinde Manş’ı geçerek, bu başarıyı gösteren en genç Türk sporcu olan Aysu Türkoğlu kendisini anlattı.

Deniz Ülkütekin

Aysu Türkoğlu henüz 21 yaşında Manş Denizi’ni geçerek birden ülkenin gündemine düştü. Sporda böyle başarılara özlem çeken milyonlar tarafından takdir edilen genç yüzücü artık tanınan bir isim. Ancak çok başarılı bir sporcu olmasının dışında  hakkında pek fazla bilgi yoktu.

Biz de kendisinden öğrenmek istedik. Karşımıza, sporda büyük hedefleri olan, denizi, doğayı çok seven, sosyal yaşantısına da kariyeri kadar önem veren bir genç çıktı.



- Manş Denizi'ni geçen en genç Türk sporcu oldunuz. Bu büyük başarıyı daha iyi anlayabilmek için sanırım açık su yüzme branşında Manş Denizi'ni geçmenin önemini daha iyi bilmemiz gerekiyor. Bize biraz anlatabilir misiniz bu simgesel önemi?

Açık suda çalıştıktan sonra herkes yüzebilir ama Manş’a gitmek oldukça zorlu bir süreçtir. “Açık suyun Everest’i” olarak anlatılır. Çünkü işin içinde sadece güç ve dayanıklılık değil zihinsel yeterlilik de gerekir. Bunların hepsinin birleşimi de bu simgesel önemi anlatır diye düşünüyorum. Ayrıca maddi olanaklar, sponsorluk da gerekli.

- Aileniz de denizle iç içe bir yaşam sürüyor. Bize ailenizden ve denizle olan ilişkinizden bahsedebilir misiniz?

Evet küçüklüğümden beri denizle iç içe büyüdüm. Bunun tabii ki Bodrumlu olmamla çok büyük bağlantısı var. Ancak insanın içinden de gelmesi gereken bir konu bence. En azından ben içimdeki sesi dinleyerek kendimi denizle buluşturuyorum. Babam emekli tekne imalatçısıdır ve küçüklüğümde tekne yapılan tersanelerine babamın yanına ziyarete gitmişliğim çoktur. Ayrıca ablam da yüzücü olduğu için onun da su ile ilişkisi her zaman iyidir.



- Babanız pandemi döneminde antrenmanlarınıza devam edebilmeniz için evinizin terasına bir portatif havuz yaptırmış. Bu havuzu sizden dinleyebilir miyiz?

Pandemide herkes gibi ben de yeterli spor yapamamaktan dolayı çok sıkılmıştım. Sosyal medyada portatif havuzların olduğunu gördüm ve babama gösterdim. Kendisi kısa bir sürede ölçümlerini aldı, hesaplamalarını yaptı ve bunu biz de yapabiliriz dedi. Ve sonuç ortada (gülüyor). Bana oldukça faydası oldu

- Dover'dan Cap Griz-Nez'e kadar tam 16 saat yüzdünüz. Yüzüşün en zorlu kısımları neresiydi? Karadan en uzak olduğunuz bölgede dalga yoğunluğu daha mı yıpratıcı oluyor? ya da karaya yaklaştıkça aşılması gereken bir zihinsel eşik mi ortaya çıkıyor?

Demin de dediğim gibi işin asıl aşılması gereken kısmı zihinsel bölümü. Siz ne kadar güçlü, hızlı veya dayanıklı olursanız olun aslında her şey kafada bitiyor. Bu yüzden geçişe başlamadan önce söylemiş olduğunuz eşiği zihninizde aşıp gelmiş olmanız gerek. En zorlu kısım ise tabii ki de yüzüşümün sonlarıydı. 



- Yüzme çok küçük yaşlarda başlanarak, yaşamdaki pek çok şeyden fedakarlık ederek, özveride bulunarak başarı yakalanan bir spor. Siz yüzmeye nasıl başladınız? Başarı için nelerden fedakarlık ettiniz?

Ben, bu spora yüzücü Ablam Aynur Türkoğlu’nu örnek alarak başladım. Her şeyden! fedakarlık yaparak ilerledim. Hafta sonları yaşıtlarım ve aileleri geç saatlere kadar uyuyup dinlenirken ben ve ailem yıllarca çok erken saatlerde kalkıp antrenmanlara yarışlara koşturduk. Yaşıtlarım sırf ders çalışırken, ben her ikisini de yapmaya çalıştım ama bundan hiç bir zaman pişmanlık duymadım, duymayacağım da. 

- Neden açık su yüzme branşını tercih ettiniz?

Çünkü olay denizde geçiyor (gülüyor). Denizde olmak beni hep mutlu eden bir durum olmuştur. Havuz yarışlarından sonra ilk açık su yarışmamda aslında bu yarışların benim için daha eğlenceli ve yüzdüğümü hissettiren bir branş olduğunu fark ettim ve sonrasında da böyle devam etti.



- Olimpiyatlarda yer alan maraton yüzme branşında yer alıyor musunuz? İlerisi için olimpik hedefleriniz var mı? Spor kariyerinizdeki diğer hedefleriniz neler?

Olimpiyatlarda yer almam için Türkiye de belli baraj sürelerini aşmam gerekiyor, ancak ben bu mesafeler için değil ultra maratonlar için antrenman yapıyorum. Diğer hedeflerime gelecek olursak şimdilik sürpriz kalsın diyeyim.

- Sosyal medya hesabınızdan takip edebildiğim kadarıyla hemen her an denizle iç içe bir yaşantınız var. Deniz sizin için nasıl bir anlam taşıyor?

Deniz benim için evi temsil eder hep. Doğduğum yer Bodrum ve her zaman denizle iç içe olmuşumdur. Kent dışına çıktığımda, Bodrum’a gelişimde pencereyi açar deniz kokusunu içime çekerim, öyle bir tutku işte.

DENİZ CANLILARINA ÜZÜLÜYORUM

- Günümüzde tüm denizler büyük bir kirlenme tehlikesiyle karşı karşıya. Müsilaj ve mikroplastik atıkları denizdeki canlı yaşamını tehdit ediyor. Zamanının büyük kısmı denizlerde geçen biri olarak bu konuda da söyleyecekleriniz vardır diye düşünüyorum.

Yüzüşüm sırasında da oldukça fazla sintine ve gemi atıklarıyla karşılaştım. Beni yüzerken bile bu kadar etkiliyorsa, yaşam alanları deniz olan canlıları kim bilir nasıl etkiliyordur. Onlar adına çok üzülüyorum. Ben üstüme düşenleri, kimliğimden öte doğayı ve çevreyi seven bir genç olarak elimden geldiğince yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Bu konudaki farkındalığı arttıracak her türlü alanda da olmaya hazırım.

İLERİ MARŞI GÜÇ VERDİ

- İleri Marşı size yüzüşünüz sırasında büyük güç kaynağı olmuş. Bu marşı ilk nereden duydunuz sizin için nasıl bir anlamı var?

İlk Dağ filminde duymuştum. Savaşa gidildiği sahnede fonda bu marş çalıyordu ve çok etkisinde kalmıştım. Ben de yüzerken bazı anlarda söylemiştim, ben savaşa gitmiyorum ama mental gücümün sınırlarını zorluyorum. Bir bakıma kendi düşüncelerimle yarıştım diyebiliriz.

GEZMEK VE RESİM

- Yoğun çalışma temponuz içinde sosyal yaşamınıza nasıl vakit ayırıyorsunuz? Neler yapmaktan hoşlanırsınız?

Normal yaşantımda da aslında yürüyüş yapmayı, sürekli aktif kalmayı seven biriyim. Arkadaşlarımla buluşacağım zaman genelde mekan ve programı ayarlayan ben oluyorum (gülüyor). bu durum da oldukça hoşuma gidiyor. Aynı zamanda resim yeteneğim de iyidir ve boş zaman buldukça resim yapıp bir şeyler karalamayı severim.