Kurşunlar Hepimize / 4
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Metin Göktepe'nin ölümüyle ilgili soruşturması, 7 Şubat günü sonuçlandı. Müfettişler tarafından hazırlanan 38 sayfalık fezlekede 48 polisin yargılanması istendi. İlk duruşma 6 Şubat 1997 tarihinde, Afyon Kapalı Spor Salonu'nda yapıldı. 2000 yılında sonuçlanan davada sadece 6 polis az bir ceza alarak mahkûm oldu.
Evrensel Gazetesi İmtiyaz Sahibi Vedat Korkmaz, Valiliğe bir dilekçe vererek suç duyurusunda bulundu. Korkmaz dilekçesinde Metin Göktepe’nin görevli bulunduğu Alibeyköy’de polis tarafından keyfi olarak, yasalara aykırı bir biçimde gözaltına alındığını ve gözaltında polisler tarafından dövülerek öldürüldüğünü anlatarak, polisler hakkında soruşturma açılmasını istedi. Metin’in ağabeyi İbrahim Göktepe de, Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan’a ifade verdi ve Metin’in gözaltında polisler tarafından öldürüldüğünü belirterek, şikâyetçi olduğunu söyledi.
İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, gözaltına alınanlar arasında Göktepe’nin olmadığının kamera görüntülerinden de tespit edildiğini, listede isminin yer almadığını ileri sürdü. Gazetecilerin ısrarlı sorularına muhatap kalan dönemin Başbakanı Tansu Çiller; savcılık ve emniyet müdürlüğü, Metin’in gözaltına alındığını beyan etmiş olmasına karşın kendilerine gelen bilgilere göre gözaltı olayı olmadığını söyledi. İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan’ın ilk açıklaması da, “Polis kayıtlarına göre Göktepe gözaltına alınmamış” oldu. Aynı akşam katıldığı bir TV programında, Göktepe’nin gözaltına alınmadığı iddiasını yineleyen Ünüsan, “Bize gelen bilgiler duvardan düşerek öldüğü şeklinde” dedi.
Büyük tepki…
Metin Göktepe’nin ölüm haberini aldıktan sonra, Evrensel gazetesi ziyaretçi akınına uğradı. Gazeteye gelen çok sayıda gazeteci, sendikacı, aydın, kitle örgütü temsilcileri, de- mokratik kuruluş yöneticileri Metin Göktepe’nin ölümünden duydukları üzüntüyü ve başsağlığı mesajlarını aktarırken, devlet terörüne dikkat çektiler.
Suç duyurusu
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Ümraniye Cezaevi’nde ölen iki tutuklunun cenaze töreni sırasında 1000’in üzerinde kişinin gözaltına alınması ve Evrensel muhabiri Metin Göktepe’nin polis tarafından öldürülmesi ile ilgili olarak herkesi suç duyurusunda bulunmaya çağırdı.
Suç duyurusu kampanyasına sayısız kurum ve kuruluş ile binlerce kişi katıldı. Sendikacılar, kitle örgütü temsilcileri, gazeteciler, kamu emekçileri, öğrenciler, sanatçı ve yazarlar çağrıyı desteklediklerini açıkladılar. Suç duyurusunu destekleyenlerin sayısı kısa sürede on binleri buldu.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin öldürülmesiyle ilgili sorumluluğun, onun başına taşla veya copla vurup canını alan polisten önce, iki yıl önceki İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ile o zamanki İçişleri Bakanı Müsteşarı Bekir Aksoy ve Emniyet Müdürü Mehmet Ağar’a ait olduğunu vurguladı.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu açıklamasında, “Genç gazeteci Metin Göktepe’nin ister bilerek ve isteyerek, ister özel kasıt taşımayan bir hunharlık sonucu öldürülmüş olması, ülkemizde görev yapan gazetecilerin, sadece yasa tanımazların değil, yasaları egemen kılmakla görevli olanların da saldırı tehdidi altında bulunduğunu gösteren son ve vahim bir örnektir” dendi.
Soruşturma açılıyor…
Göktepe ailesinin, gazetecilerin, avukatların ve Evrensel gazetesinin ısrarlı çabalarıyla İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatmak zorunda kaldı. Göktepe’nin gözaltına alındığının tanık anlatımlarıyla ve raporlarla ispatlanması üzerine İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan, Metin Göktepe’nin gözaltında işkence sonucu öldürüldüğünü kabul etti ve “Başta Göktepe’nin annesi ve ailesi olmak üzere Türk basınından özür diliyorum” dedi.
17 Ocak günü, 350’nin üzerinde müdahil avukat, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek, İçişleri Bakanı Ünüsan, İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Bayrak, İstanbul Çevik Kuvvet Müdürü ve olay günü Eyüp ve Eyüp Spor Salonu’nda görev yapan polisler hakkında “kasten adam öldürmek, cürüm işlemek için memuriyetini kullanmak, cürüm işleyenleri saklamak, suç işlemeye tahrik, iş ve çalışma özgürlüğünü tahdit, kişi özgürlüğünden mahrum etmek ve memuriyet ve mevki nüfuzunu suiistimal etmek” suçlarından soruşturma açılmasını istedi.
‘Özrü kabul etmiyorum’
İçişleri Bakanı Ünüsan’ın Metin Göktepe’nin ailesinden ve basın camiasından devlet adına dilediği özür, Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe tarafından kabul edilmedi. Anne Göktepe, oğlunu öldürenlerin cezalandırılmasını isteyerek, “Yüreğim yanıyor. Bu iş sadece özür dilemekle olmaz, katillerin de cezalandırılmaları gerekir. Dilenen özürleri, katiller cezalandırılıncaya kadar kabul etmiyorum” dedi.
48 polise soruşturma…
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin soruşturması, 7 Şubat günü sonuçlandı. Müfettişler tarafından hazırlanan 38 sayfalık fezlekede 48 polisin yargılanması istendi. İlk duruşma 6 Şubat 1997 tarihinde, Afyon Kapalı Spor Salonu’nda yapıldı. 2000 yılında sonuçlanan davada sadece 6 polis az bir ceza alarak mahkûm oldu.
Tazminata mahkûm oldu
Göktepe’nin ailesi, İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nde İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı. Başvuruda, Fadime Göktepe için 500 milyon lira maddi, ayrıca anne ve kardeşler için 27 milyar lira manevi tazminat isteminde bulunuldu. İstanbul 2. İdare Mahkemesi de, yaptığı inceleme sonunda İçişleri Bakanlığı’nı anne Göktepe’ye 1 milyar 392 milyon 57 bin 183 lira maddi, tüm Göktepe ailesine toplam 8.5 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay’a başvurdu. Danıştay 10. Daire, yürütmeyi durdurma istemini reddetti. Ancak mahkeme tarafından hükmedilecek tazminat miktarının istemle sınırlı olması gereğinden hareket eden Danıştay, maddi tazminatın yasal faizleriyle birlikte 500 milyon olarak Fadime Göktepe’ye ödenmesine, manevi tazminat olarak 8.5 milyar liranın onanmasına karar verdi.
Dava AİHM’de
Göktepe Ailesi’nin vekillerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı başvuru ise halen sonuçlanmadı. Göktepe davası avukatları başvurularında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan adil yargılanma ve yaşam hakkının ihlal edildiğini, işkence yapıldığını kaydettiler.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Colani’nin arabası
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'