Bakan Dinçer'den TEKEL açıklaması
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer günlerdir eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerinin merakla beklediği açıklamayı yaptı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, özelleştirilen kamu işletmelerinde çalışan işçilerin, kıdem ve ihbar tazminatlarına ek olarak ''iş kaybı'' tazminatlarının da ödenerek iş sözleşmelerinin sona erdiğini hatırlattı.
''Bu çerçevede 1992'den 2003 yılına kadar 14 bin işçinin kapı önüne bırakıldığını'' ifade eden Dinçer, bugün 4/C uygulamalarını eleştiren sendika ve konfederasyon başkanlarının talebiyle Bakanlar Kurulu'nun 2004'de aldığı kararla 1992'den itibaren özelleştirme nedeniyle işsiz kalan tüm işçilerin 4/C kapsamına alınarak istihdam edildiğini anlattı.
Dinçer, bu şekilde şimdiye dek 17 bin 774 işçinin 4/C kapsamına alındığını, diğer kuruluşlarda çalışanlarla birlikte bu sayının 19 bin 436 olduğunu belirtti.
Bir süredir Ankara'da eylem yapan TEKEL işçileriyle ilgili de bilgi veren Dinçer, bu işçilerin çalıştığı işletmelerin 2001'de Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde özelleştirme kapsamına alındığını ifade etti. Söz konusu şirketin, 2003'de özelleştirme ihalesine çıkılan alkollü içkiler alanında faaliyet gösteren ortaklığının 2004'de yatırımcıya devredildiğini, 2008'de tekrar ihaleye çıkılan sigara şirketinin ise aynı yıl yatırımcıya devredildiğini anlatan Dinçer, üretim yapılmayan kuruluştaki işlemlerin geçen yılın haziran ayında tamamlandığını belirtti.
Dinçer, İzmir ve Diyarbakır'dakiler hariç şu anda kuruluşta yapılacak iş bulunmadığını söyledi. Buna rağmen kuruluşta çalışan 10 bin 757 işçiye maaş ve ücret karşılığı 40 milyon TL ödendiğini bildiren Dinçer, TEKEL işçilerinin de 4/C kapsamına alınmasıyla bu statüde çalışan işçi sayısının toplam 30 bin 357 kişiye ulaşacağını açıkladı.
Geçici personelin aylıklarında yapılan artış ve çalışma sürelerinin 11 aya çıkarılmasıyla, geçen yıla göre, ilköğretim mezunlarına yüzde 29.1, lise mezunlarına yüzde 27.3, üniversite mezunlarına ise yüzde 25.7 oranında daha fazla ödeme yapılacağını ifade eden Dinçer, TEKEL işçilerine yapılan ek ödemenin kamuya toplam maliyetinin 30 milyon 570 bin TL, tüm 4/C'liler ile 2010'da uygulanacak diğer artışların toplam maliyetinin ise 84 milyon 256 bin TL olduğunu söyledi.
Dinçer, ''bu işçilerin istihdamının devam ettirileceğini, hiçbir işçinin kendi istemedikçe özelleştirme nedeniyle devlet tarafından kapının önüne konulmayacağını'' ifade etti.
"İşlerine sahip çıksınlar"
''TEKEL işçileri 4/C'li olmak istemiyor. Mevcut haklarıyla herhangi bir kuruma yerleştirilmekten yanalar. Sonuçta bu gerçekleşmemiş oluyor'' denilmesi üzerine, Dinçer, konuyu bir pazarlık süreci olarak görmediklerini, bunu kamuoyunun sağduyusuna ve anlayışına bırakacaklarını bildirdi.
Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çünkü TEKEL işçilerinin durumu, bundan takriben birkaç yıl önce, onlara ev sahipliği yapan sendikamızın talebiyle 4/C kapsamına alınmaları istenen özelleştirme işçilerine benzemektedir. Dolayısıyla sadece TEKEL işçilerinden ibaret de bir uygulamamız yok. Bu açıdan bakıldığında biz mevcut yöntemlerimizi değiştirmeyi düşünmüyor, sadece şartlarını iyileştirerek istihdamlarını sağlamaya çalışıyoruz.''
Bir kriz sürecinden geçildiğini, ülkenin şu anda en önemli krizlerinden ve sosyal sorunlarından birinin işsizlik olduğunu anlatan Dinçer, ''2008'in ekim ayından itibaren hızla artan işsizlik oranlarımız, biliyorsunuz yüzde 14'e yakındır. Şu anda, daha da önemlisi sadece kriz döneminde sadece 1.5 milyona yakın insanımız işsiz kalmıştır. Hükümetimiz şu anda mevcut şartlarını zorlayarak bu insanlarımıza da istihdam imkanı vermektedir. Dolayısıyla biz onların çalışma şartlarını iyileştirerek, maaşlarında artışlar sağlayarak meseleyi sağduyuyla ve anlayışla karşılamalarını ve işlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz'' diye konuştu.
Dinçer, ''İlgili sendikalarla bir görüşme olup olmadığı, açıklanan rakamlara tavırlarının ne olduğu?'' sorusuna karşılık, ''bunu bir pazarlık sürecinde iyileştirme olarak yapmadıklarını'' yineledi.
20 bine yakın 4/C'li çalışanın çalışma sürelerinin 11 aya çıkarılması ve şartlarının iyileştirilmesi talebi olduğunu kaydeden Dinçer, bu talepleri de göz önüne alarak ve TEKEL işçilerinin de taleplerini değerlendirerek karar verdiklerini, herhangi bir kesimle görüşerek bunu yapmadıklarını söyledi. Dinçer, ''Bizim bütün beklentimiz, bu iyileştirmelerden ve bir ay daha artırarak sunduğumuz olumlu şartlardan sonra işçilerimizin bununla yetinmeleri ve bizi anlayışla karşılamalarıdır'' dedi.
"Devlet bir bütün olarak algılandığında..."
Bakan Dinçer, ''İşçiler bunu da yeterli görmez eylemlerine devam ederse tavrınız ne olacak?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Bir konuyu değerlendirirken o konuyu toplumun diğer boyutlarından, diğer kesimlerinden, devlet bir bütün sistem olarak algılandığında diğer alt sistem ve ögelerinden bağımsız değerlendirmemek gerekir. Şayet, şu an son zamanlarda yapılan çalışmaları göz önünde bulunduracak olursanız, hükümetimiz krize rağmen bütün imkanlarını zorlayarak şartları iyileştirmeye çalışmaktadır. Nitekim hepiniz şahit oldunuz, beklenen enflasyon oranı yaklaşık yüzde 5.53 olmasına rağmen 2010 yılı için asgari ücreti yüzde 9.74 artırarak neredeyse 2 katına yakın bir artış sağladı. Tabii, bu yeterli mi... Eğer bunu tartışırsak başka faktörler devreye girecek, yeterli olmayacağını hep beraber düşüneceğiz. Ama bunları düşünürken onun karşılığı olan kaynakları, ülkenin ekonomik yapısını, gelir gider oranlarını hesap etmek zorundayız.''
Dinçer, ''Yüzde 29'a yakın bir artış oranının kabul edilebilir bir artış oranı olduğunu ve işçilerimizin de bundan sonra eylemlerine son vermelerini beklediğimizi ifade ediyorum'' dedi.
Bir gazetecinin, ''İşçilerin yaşadıkları yerden farklı bir bölgede istihdam edilmelerine de itirazlarının olduğunu'' söylemesi üzerine, Dinçer, ''Ben bu sorunuza bir soruyla cevap vermek istiyorum. Bir yerde istihdam sağlamak, oradaki ihtiyaçla çok yakından ilgili bir şeydir. Şayet orada istihdam için bir ihtiyaç söz konusu değilse, orada boş yatıyor ve maaş bekliyor olmanın bir manası olabilir mi?'' diye sordu.
Dinçer, bir başka soru üzerine, bu kapsamdaki TEKEL işçilerinin sayısının 10 bin 857 olduğunu, ancak şu anda kurumda yaklaşık 12 bin 500 civarında kişi çalıştığını, bunların bir kısmının devlet memuru statüsünde bulunduğunu söyledi.
Maaş durumu
Bu işçilerin 4/C statüsüne geçmeden önce ortalama brüt 3 bin 500, net 2 bin 200 TL maaş aldıklarını bildiren Dinçer, bundan daha düşük ya da daha yüksek alan işçiler olduğunu belirtti.
''Tekel işçileri ile 4/C'ye geçmeleri konusunda 1 yıl önce bir mutabakat sağlandığı iddiası doğru mudur?'' sorusuna karşılık ise Dinçer, süreç hakkında bilgi verirken şöyle konuştu:
''Hükümetin yaptığı bütün uygulamalar, herhangi bir özelleştirme olması veya tasfiye yapılması halinde işçinin tercihine bırakmış olmasıdır durumu. Çünkü özelleştirme yapıldığında hükümet kararla birlikte yatırımı devralan özel işletmeye işçilerin çalıştırılması konusunda da bir takım şartlar öne sürmektedir. Nitekim şu anda eylemde bulunan işçilerimize de özelleştirme yapılan, şirketin devredildiği özel yatırımcıya da bu konuda birtakım şartlar koşulmuştur ve o firma işçilerimize yüzde 10 maaş artışı ve 3 yıl iş garantisi vermek şartıyla kendilerinde çalışmayı teklif etmiştir. Ancak maalesef o dönemde şu andaki eylemdeki işçilerimiz özel işletmeye geçmeyi tercih etmemişler ve kendilerine özel işletmeye geçilmemesi halinde 4/C kapsamında kamuda istihdam edilecekleri bilgisi verildiği için 4/C kapsamında kalmayı tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Bir yıl önce. Dolayısıyla bu süreç aslında karşılıklı mutabakatla yürütülmüş bir süreç olarak algılanmalıdır.''
Bakan Dinçer, ''İşçiler çalışırken 2 bin 200 TL aldığını söylediniz. Şimdi 800 TL'ye düşüyor. Sizce haklı değiller mi? Bu kadar maaş alırken bir anda 800'e düşüyor. Aradaki kaybı ve özlük haklarını da kaybettiklerini göz önüne alırsak, 18 gündür Ankara'da eylem yapmaları bir hak arayışı değil mi?'' soru üzerine ise Dinçer, ''Eğer hakkı tarif edeceksek ben size bir hak tarifi yapmak isterim. Bu işçi arkadaşlarımız kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını ve ek olarak iş kaybı tazminatlarını aldıktan sonra işsiz kalacaklardı. Devlet kendi şartlarında yeniden işe alıyor. Dolayısıyla hakkı tarif edeceksek bu perspektiften bakmakta yarar görüyorum'' diye konuştu.
''Aynı şartlarda başka kamu kurumlarında çalışma imkanları yok mu?'' sorusuna, Dinçer, ''Şu anda o şartlarda kamuda çalışan kamu işçisi yok ve ihtiyaç da yok. İhtiyaç olmadığında ve şartlarınızın buna elvermediğinde yapılacak şeyi ben size doğrusu soruyorum. Bu açıdan bakıldığında yeni bir istihdam yarattığımızı gözden kaçırmamak gerekiyor. Daha da önemlisi aslında bu şartlarda çalışacak ülkemizde çok sayıda insanın olduğunu görmek gerektiği kanaatini taşıyorum'' karşılığını verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt