Aratos: Laikliğin ve aydınlanmanın savunucusu...

26 Ocak 2020 Pazar

“Ben Tarsus’ta bir ateş yaktım. Aydınlanma ateşi. İçinden geçtiğimiz karanlık süreçte insanlar bir arayış içerisinde. Bu karanlığın içinde, Aratos olarak yaktığımız ateşin ışığını görenler bizimle iletişime geçtiler. Aratos dergisi olarak yaptığımız şey, bu ülkenin aydınlık geleceği adına, umudumuzu, gücümüzü büyütmek için ateşimizi paylaşmak oldu...” 

Tarsus’ta ateşi yakan kişinin adı Uğur Pişmanlık. Onu eskiden beri tanısam da, bu sayfaya taşımama neden olan şey bu gördüğünüz Türkiye haritası... 15 kentte açılmış Aratos Felsefe Okulları’nı gösteren harita... Her kentteki okulun, o kentle ilişkili özgün adı var. Aratos’un kurucusu olduğu bu okullarda 30 üniversiteden 60 akademisyen gönüllü olarak ders veriyor. 

Dünden bugüne

17 yıldır “Aratos” adıyla yayımladığı kültür, sanat ve felsefe dergisinin yanı sıra 2011’de önce Aratos Felsefe Okulu’nu, ardından yine Tarsus’ta aileden kalma küçük evde Aratos Kültür ve Sanat Evi’ni kuruyor Uğur. (Bu arada Aratos’un antik çağda yaşamış Tarsuslu filozof, şair, matematikçi ve gökbilimci olduğunu anımsatayım.)  

Uğur, çocukluğunu ve ilk gençliğini kitap okuyarak geçirdikten sonra kendi deyişiyle “Sosyalizmle tanışma sürecinin başlangıcında Politzer’in ‘Felsefenin Temel İlkeleri’ ile felsefeye yönelmiş”... 


“Antik Çağ’da Tarsus’ta çok sayıda felsefe okulu varmış ve bu kentte yetişmiş, sonradan Atina, Roma ve İskenderiye’de hocalık yapmış filozoflar var. Neden günümüz formatına uygun bir felsefe okulu olmasın düşüncesiyle yola çıktık” diyor... 

“12 Eylül darbesinin başlattığı gerici süreci, liberal ANAP’ın tarikatları meşrulaştırma girişimi izledi. Sonrasında da iktidarlarla cemaat ve tarikatların cirit attığı bir ülkeye döndük. 2011 yılında Tarsus’ta kurduğumuz Aratos Felsefe Okulu, gericiliğin karanlığına karşı bir aydınlanma çabasıdır” diyor.

Malum, ülkemizde sırtını gerici iktidarlara dayamış bol miktarda cemaat ve tarikatların vakıfları, dernekleri, tekkeleri, medreseleri var. Uğur ve arkadaşları bunlara karşı aydınlanma mücadelesini sürdürüyor. 

Felsefe olmazsa olmaz

Uğur’u dinliyorum: “Felsefe olmadan aydınlanma olmaz. Kültür, sanat, edebiyat toplumla bağ kurmanın, toplumu geliştirmenin araçlarıdır ancak burada sorumluluk öncelikle felsefeye düşer. Çünkü felsefe içinde yaşadığımız hayatı ve gerçekliği yorumlar ve bir görüş ortaya koyar... Felsefenin çağrısı aydınlanmayı işaret ediyor. Toplumdaki ahlak yitimi, yozlaşmaya karşı, bilgi, ahlak, erdem gibi değerlerin insanların ya da insanlığın kendisi ile yüzleşmesi için yeniden gündeme taşınması ancak felsefe aracılığıyla gerçekleşebilir.”

“Anadolu’nun çeşitli kent, köy ve kasabalarında da bizim gibi çabalar içinde olan küçüklü büyüklü ateşler yandığını biliyorum. Belki Aratos olarak kurduğumuz felsefe okullarıyla biraz da yaygın bir yapı olduk ama biliyorum ki, üniversitelerin dışındaki aydınlanma çabaları daha da artacak. Akademi dışı ama bilimden ve bilim insanlarından ve sanatçılardan beslenen aydınlanmanın direnç noktaları, Türkiye’deki aydın çabalarına taşradan hiç de azımsanmayacak bir katkı. Belki Anadolu’da örgütlenen Kuvayi Milliyeler gibi.”

Belki şaşacaksınız ama ticari hiçbir amaçları yok. Sanat evindeki etkinlikler ücretsiz. Masrafları Uğur emekli maaşıyla karşılıyor. Zaman zaman dostların katkıları oluyor.

Gazetemiz yazarlarından, bilim insanı Profesör Örsan Öymen’in yıllardır felsefe alanındaki çalışmalarını ve Assos’taki çalışmaları bilirdim. (Yaşı kaç olursa olsun o benim için hem küçük Örsan Öymen olacak, yani eşi benzeri bulunmayan arkadaşım gazeteci Örsan’ın oğlu...)  

Şimdi de Uğur Pişmanlık ve Aratoscuları tanımak bana nasıl umut verdi, anlatamam... Böyle insanlar oldukça bu ülkeden umut kesilmez. (Röportajın devamı web sitemizde.) 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları