Zafer Arapkirli

Kutup mu dedin?

31 Ocak 2020 Cuma

Hani demiş ya “Baba” şair:

“Bana yazılarımda kutuplaşmayı özendirme diyorlar. Bunca arsızlık ve yüzsüzlük ortada iken, namus ehli ile namussuzların ayrı kutupta yer almalarını nasıl olur da özendirmem?..”

Öyle dememiş tabii. Ben uyduruyorum. Yazıya “Baba” bir girizgâh teşkil etsin diye, Can Baba’yı “emsal” gösteriyorum.

Tutturmuşlar bir, “kutuplaşmayalım. Milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu dönemde...

He canım.

Niye kutuplaşmayalım ki?

Niye “millet” gibi bir kutsallaştırılmış sözcüğün arkasına sığınıp ve olup biten her şeyi yok sayıp da kucaklaşacak ve birbirimizin koynuna sığınıp, onurlu ile onursuzu, hırsızla namusluyu, vatanseverle vatan satıcılarını, sömürgenle sömürüleni birbirine sarmaş dolaş edip pozitif değerlere sahip olan ve sahip çıkanları “kirtelecekmişiz?”.. Onu anlayamıyorum.

Gayet tabii kutuplaşacağız... Hem de mümkünse bir an önce.

- Milletin kendisine emanet ettiği yüce bir kurumu, vergi kaçırma, yandaş vakıflara para hortumlama aracına çeviren ve tertemiz geçmişe sahip, asırlık çınar vasfındaki bir teşkilatın ismini kirleten insanlarla, bunun utancını o insanların hesabına kendisi duyan haysiyetli vatandaş aynı kutupta nasıl yer alabilir?

- Depremde enkaz altında can veren 41 vatandaşımızın gömüldüğü toprak daha yerine oturmadan, cenazelerinde mezarlarının üzerine dökülen su kurumadan, onların sokakta kalmış yakınlarına, akrabalarına, komşularına 3 misli fiyattan ev kiralayan cibiliyetsizle, bunun karşısında duran insan kutuplaşmayıp da ne yapar?

- İstanbul’da Büyükşehir Belediye Meclisi’nde “Cemevleri de ibadethane sayılmalı” içerikli bir önergeye karşı “Hayır.. Sayılmamalı” diye oy kullanarak bir insanlık ayıbına, bir vicdan cinayetine imza atan insanlarla, böyle bir konunun 21’inci yüzyılda oylanmasını bile zul sayanlar neden aynı kutbun insanları olmalı ki?

- 1999 büyük depreminden sonra, hem yaraların sarılması hem de gelecek büyük afetlere karşı hazırlıklı olunması için bir “fon” oluşturmayı amaçlayan on milyarlarca liralık bir vergi havuzunun nereye harcandığını açıklamayan ve hesabını vermeyi reddedenle, bu hesabı “vatandaşlık bilinci ve hakkı” ile sormaya kalkanları aynı kutupta saymak, vicdansızlık olmaz mı?

- Bilime ve insan hayatına değer veren medeni ülkelerde belki sadece mutfakta ortalıkta unutulmuş birkaç bardak çanağın kırılacağı büyüklükteki bir sarsıntıda 41 vatandaş yitirilmiş ve gelecek depremlere hazırlık için büyük paralar gerekirken, zaten güç durumdaki bir ekonominin imkânlarını “çılgın-hayali-abuk sabuk” projelere harcamayı savunanla, bunu sorgulayan aklıselim sahiplerini aynı kutbun mensubu olarak görmek ne menem bir aymazlıktır?

- Gezi Direnişi sürecinde vatandaş olarak anayasal hakkını kullanan göstericilere tekme-tokat-sopa-demir çubuklarla saldırıp acımasızca katleden bir katilin “ayak parmağının uf olmasını” dert edinenle, öte yanda mağdurların haklarını savunanlar neden aynı kutupta kucaklaşacakmış ki?

- Evine ekmek götüremediği, evladına en basit defter ve kalemi alamadığı, çocuklarının doğum günlerinde eve boynu bükük girdiği, ailesini odun, kömür yerine kalın battaniye ile ısınmaya zorladığı için hayatına kıyan yoksul emekçi ile kul hakkı yiyip kazandığı trilyonları Jersey, Man, Cayman, Virgin gibi vergi cennetlerinde istifleyen hırsızları aynı kutuptan saymak ayıp olmaz mı?

- El âlemin fidan gibi evlatlarını “vatan-millet-Sakarya-Diriliş-Ertuğrul-ceddin deden-neslin baban” edebiyatı ile cephelere yollayıp bayrağa sarılı tabutlarla karşılanmalarına sebep olanlarla, bu muhterem güç sahiplerinin neden kendi çocuklarına aynı “şanlı şerefli sonları” layık görmedikleri ve aynı “kutsal şehadet şerbetinden” içirmediklerini sorgulayanları “kutupdaş” görmek vicdana sığar mı?

- Bırakınız okul çağında olmayı, daha oyun çağındaki mini minnacık kız bebelerle (af buyrun) gerdeğe girme heveslisi ırz düşmanları ile o çocukları ve toplumun genelini bunlardan korumaya çalışanları, “aynı kutbun insanı” kabul edecek kadar alçalacak mıyız?

- Vatandaşın vergileri ile oluşturulan kamu fonlarını, kendilerini alkışlayan yandaş, yalaka, yılışık, yalancı, yavşak, besleme / 5Y1B medyasına akıtan hortum döşeyicileri ile bu düzenin, bu hayâsızlığın son bulmasını talep edenlerin farklı kutuplarda yer almalarını talep etmek aklın gereği değil midir?

Ne kutbundan söz ediyorsun?

Neyin kucaklaşmasını savunuyorsun?

Niye kutuplaşmayacak mışız ki?

İnadına...

Herkes kendi kutbunda yer alacak ki, siyah ile beyazı, namuslu ile namussuzu, hırlı ile hırsızı ayırt edebilsin âlem.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mektep... 29 Aralık 2021
Yandaşlık zor zenaat 24 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları