Zafer Arapkirli

Cesetlerimizi çiğnemeden asla!

27 Aralık 2019 Cuma

Sonra kızıyorlar, sitem ediyorlar bana:

Yahu sen de tutturdun bir “Cumhuriyeti Yıkım Ekibi” diye. “Neredeyse her yazında bunlardan o şekilde söz ediyorsun” diye.

Nasıl tutturmayayım ki?

Bu ülkeyi kanları pahasına düşman çizmesinden kurtarıp bağımsız-başı dik bir toplum yaratan ve çağdaş bir Cumhuriyet inşa ederek bizlere emanet eden dedelerimizin emanetine kastetmiş insanlarla karşı karşıyayız.

Ellerine geçirdikleri her fırsatta, hem fikri düzeyde, hem kamu yaşamını yeniden (tersyüz ederek) düzenleyen kanun ve kararnamelerle, hem de fiilen 1923 Cumhuriyeti’ni yıkmaya yeminli kadrolar, adeta bir yıkım ekibi gibi sürekli üzerimize gelmekte.

Bu ülkenin varını yoğunu sattıkları ve leş kargası yabancı güçlere peşkeş çekmeye çalıştıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de coğrafi olarak şeklini şemalini değiştirmeye kalkışıyorlar.

Evet... Sıra artık, “şekil ve şemale gelmiş görünüyor.

En son hem ekonomik, hem bilimsel, hem hukuki anlamda hiçbir haklı temele dayanmayan ve bizzat savunan ağızların kendi kullandıkları tabirle “çılgınlıktan” ibaret bir proje ile sadece bu ülkenin değil dünyanın en güzel şehri Canım İstanbulumu tarumar etmenin hesabındalar.

Kenti boydan boya bir “pasta dilimi keser gibi” kesmek suretiyle parçalayarak, kime nasıl pazarlanacağı yavaş yavaş ortaya çıkan bir rant projesinden söz ediyorum. Doğayı, tüm canlıları katledecek, insanına ve yaşamsal dokusuna zarar verecek, üstelik uluslararası ilişkilerimizde başımızı inanılmaz derece belaya sokma potansiyeli taşıyan Kanal İstanbul çılgınlığından söz ediyorum.

Ayrıntılarını haber sayfalarımızda geniş bir şekilde okumuş, TV haberlerinde dinlemişsinizdir. Tek bir satırı bile “insan aklına sığmayacak” nitelikte ve zaten tek bir nitelikli bilim insanının savunamayacağı bu projenin hayata geçmemesi için bu toprakları ve bu Cumhuriyeti seven herkes seferber olmalıdır.

Çünkü artık bu olay, bugüne kadarki “Cumhuriyeti Yıkım Ekibi faaliyetleri”nin hiçbiri ile kıyaslanamayacak düzeyde büyük bir vahşeti simgelemektedir.

Başlığı çok güçlü bulmuş olabilecekler çıkabilir. Ama bu vatanın ölümü ya da kalımı anlamına geldiğine inandığımdan, “Cesetlerimizi çiğnemeden yapamayacaklarını” bu “Yıkım Ekibi”ne kavratmamız gerekmektedir.


Çocuklarımız için...

Daha, (bırakın okula gitmeyi) oyun çağında sayılabilecek kız çocuklarının evlendirilebileceğini, yani bir başka deyişle minicik bebelerin yetişkin erkeklere teslim edilip hayatlarının söndürülebileceğini, onların, toplumun erkek bireylerine adeta “köle” edilebileceğini savunanlar, üstelik buna bir de “dini öğreti” kılıfı giydirmek isteyenler, dün bir yenilgi (daha) aldılar.

Bu konuda vaazlar veren ve aslında bundan dolayı hem mer’i yasaları hem de anayasanın laiklik ilkesini ihlal etmekten dolayı yargılanması, en azından utanması gerekenlere tepki gösterdiğim için yargılanmakta olduğum davada beraat ettim.

Dünkü karar duruşmasında (mahkemeye hitaben) şunları kayda geçirdim: “Ben de kız babasıyım ve kızıma sözüm var. Bu ülkede hem ona hem de hemcinslerine sahip çıkmak adına onların küçük yaşta evlenmelerini savunanlara itirazımı sürdüreceğime, onların oyun çağında evlendirilmek değil, okula gönderilmek ve eğitilmek suretiyle toplumda özgür birer birey olarak yetişmelerine öncülük edeceğime, örneğin benim gibi bir gazeteci, avukatım Sayın İlknur Adiller gibi bir avukat, mesela Sayın Mahkeme Yargıcı gibi bir yargıç olarak bu kürsüden adalet dağıtmak üzere görev alabilmesi için çalışacağıma dair söz verdim. Huzurunuzda tekrar beyan etmek istiyorum...

Bu fikri mücadeleyi kişisel hakaret davaları gibi husumetlerle sürdürmenin bir anlamı olmadığını, meselemizin şahıslarla değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik demokratik temellerini korumak isteyenlerle, bu temelleri yıkmak isteyenler arasındaki bir mücadele olduğunu hep hatırlattık. Hatırlatacağız.

Bu Cumhuriyeti yıkmaya yeminli görünen çevrelere karşı her platformda mücadeleyi sürdüreceğimizden de kimsenin kuşkusu olmasın. 

Tüm okurlara mutlu bir Yeni Yıl diliyorum.

2020 yılı herkese daha fazla özgürlük, adalet, mutluluk ve refah getirsin. 





Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Mektep... 29 Aralık 2021
Yandaşlık zor zenaat 24 Aralık 2021

Günün Köşe Yazıları