Ayasofya (12)...

21 Temmuz 2020 Salı

Ayasofya’nın neden cami yapıldığı konusuna yabancı basından bazı alıntılara göz atalım:

Amerika’nın ünlü “Nev York Times” gazetesi:

“(...) UNESCO Dünya Mirası alanı olarak listelenen 1500 yıllık yapı, aslında bir camiye dönüştürülmeden önce bir katedral idi. 1930’larda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk camiyi kapattı ve ülkeyi daha laik hale getirmek için müzeye dönüştürdü.

Gözlemciler, Erdoğan Türkiye’de otuz yıldan biraz daha az bir süre önce siyasete girdiğinden beri, özellikle Ayasofya’nın statüsünün gündeminde olmadığını söylüyorlar. Aksine, bir zamanlar camiye dönüştürme çağrılarına itiraz etti. Ancak belagati 2019’da İstanbul belediye seçimlerinde kayboldu. (...)”

***

Hint “Indian Ekspress” gazetesi:

“(...) 2019’dan beri Erdoğan’ın dönüşümü iki kez onaylamasıyla söylemi değişti. İlk kez, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İstanbul’u muhalefetin, şimdi Türkiye’nin kültür başkentinin belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na kaybedeceğinden korkular yüksek olduğunda, Mart 2019 belediye seçimlerinden hemen önce geldi.(...)”

***

Sirklerde akrobatlar, trapezciler çeşitli gösteriler yaparlar... Genellikle “tek kişinin” yaptığı gösterilere İngilizce “one man shov” denilir... Bu deyim sirklerden çıkmış dünya, siyasal edebiyatına da girmiştir.

Aynı tek kişilik gösteriyi Erdoğan da pazartesi günü Ayasofya Müzesi’nde, pardon camisinde yaptı! Heyetiyle gittiği camide, onlardan ayrılarak TV kameralarına poz verdi, fotoğraflarını da kendi hesabından yayımlayıp “one man shov” yaptı!

Peki, Erdoğan birden Ayasofya’ya neden merak sardı?

***

Anımsarsınız 14 Temmuz’da şöyle yazmıştım:

(…) Reis-i Umumi Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinde Tekirdağ’da düzenlenen mitingde konuşurken “Ayasofya, cami olarak açılsın” diye seslenen vatandaşların isteklerine “tezgâh” demiş, “Önce Sultanahmet’i doldurun, sonra bakarız!” diye yanıtlamış ve şöyle konuşmuştu:

“Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4 tane, 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu yakasında tüm İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük camii oldu. Buyurun mesele o değil. Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh!”

Peki, Reis-i Cumhur neden şimdi tezgâha geldi?

***

Erdoğan’daki bu temel değişikliğin nedeni, İstanbul Belediye Başkanlığı (İBB) seçimidir. 31 Mart 2019’da yapılan (İBB) seçimi CHP’den Ekrem İmamoğlu az farkla da olsa kazandı! 

Oysa AKP’den Erdoğan 1994’te kazanmış, 2019’a kadar da o koltuğa hep AKP’liler oturmuşlardı. Şimdi nasıl olur da İstanbul’da böyle bir seçimi AKP kaybeder, CHP kazanırdı?

Peki, AKP, İstanbul’da bu kötü gidişi nasıl durdurabilirdi? İki parti arasında en önemli fark “laiklik” idi... O halde CHP’ye İstanbul’da kendi silahı ile karşı koymaktı...

Ayasofya Müzesi’ni kim kurmuştu? Gazi Mustafa Kemal Atatürk! 6 oktan biri laiklik olan CHP’yi kim kurmuştu? Gazi Mustafa Kemal Atatürk!

O halde, CHP yönetimi “sakalla bıyık” arasında bırakılmalıydı. (...)

***

Nitekim kaldı da!

***
Yunan basını bu değişime ateş püskürüyor...

Bu konuda bir örneği tarafsız İngiliz BBC’den verelim:

“Türkiye’nin hırçın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sergilediği milliyetçilik, ülkesini altı yüzyıl öncesine götürüyor... Ayrıca Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, ‘Bunun, uygar dünyaya açık bir tahrik olduğunu’ söyledi...”

***

İsviçre, Cenevre merkezli “Dünya Kiliseler Konseyi”, 500 milyondan fazla Hıristiyanı temsil ettiğini söylüyor. Konsey adına Erdoğan’a bir mektup gönderildi...

Konsey’in “keder ve dehşet” hissettiğini söyleyen, geçici Genel Sekreter Ioan Sauca, mektupta özetle şöyle diyor:

“Ayasofya’yı camiye dönüştürmeye karar vererek, Türkiye’nin açıklığının olumlu işaretini tersine çevirdiniz ve bunu bir dışlama ve bölünme işaretine dönüştürdünüz.

Karar, kaçınılmaz olarak belirsizlikler, şüpheler ve güvensizlik yaratacak, farklı inançlardan insanları diyalog ve işbirliği tablosunda bir araya getirme çabalarımızı baltalayacak...    

Karşılıklı anlayışı, saygıyı, diyaloğu ve işbirliğini teşvik etmek ve eski düşmanlık ve bölünmelerden kaçınmak için acilen kararınızı yeniden gözden geçirmeye ve tersine çevirmeye çağırıyoruz...” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları