“CNN Türk’te Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan’ın konuğu olan Korona Bilim Kurulu üyesi Profesör Mehmet Ceylan’ın virüslerle ilgili sözleri gündeme damgasını vurdu.

Prof. Ceylan, ‘Gıda kaynakları aritmetik artar, insan nüfusu geometrik artar. Eğer bu artış böyle devam ederse insanlar yiyecek ekmek bulamaz. Şimdi buna, Allah nasıl bir mekanizmayla ayarlamış bunu. İnsanlar belli bir ortalama yaştan daha uzun yaşayamaz. Bu neyle sağlanır? Bakteri yaratmış Allah. Siz buna karşı ilaçlar, antibiyotikler buluyorsunuz, öldürüyorsunuz. Bu sefer bakteriler bu dengeyi koruyabilmek için direnç geliştiriyor. Virüsleri yaratmış. Allah neden virüsleri yaratmış? Yani hiçbir işe yaramıyorlar, kendi başlarına canlı değiller, sırf insanları öldürüyorlar. Neden yaratmış? Çünkü insanların belli bir sayının üzerinde çoğalamaması gerekir. Yoksa kimse yaşayamaz. Siz ne yapıyorsunuz? Çiçek hastalığı çıkıyor, ona bir aşı yapıyorsunuz. Sonra bu sefer ne oluyor? Bir başka virüs çıkıyor ortaya, ona da bir başka tedavi uyguluyorsunuz’ dedi.

Ceylan’ın sözlerine Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan ise ‘Bu açıklama güzel oldu, Kuran-ı Kerim’de ayet de var zaten…’ şeklinde cevap verdi” (KRONOS (@ KRONOSHABER) MARCH 26, 2020)

***

Okudukça tepem atıyor. Böyle düşünüyorsan senin ne işin var o bilim kurulunda? Bilim Kurulu’nun öteki üyelerine de güvenim kalmadı: Ya o adamı kuruldan atmanız ya da toptan istifa etmeniz gerekirdi. Bilim Kurulu danışma kurulu değildir, bir icra (yürütme) kuruludur. Tavsiye etmez, talimat verir. Bilim, kimileri üzülmesin diye, kendi alanına giren bir konuyu dincilerle tartışmaz. Ama düzgün bir köşemen bile Prof.’un “din ile bilim”i harmanladığını yazdı. İyi niyetli. Ama iyi niyetten çokça maraz doğar!

Sözüm şu Ahmet Hakan’a: Bre, Mehmet Ceylan’ın sözlerine kaynaklık eden Kuran ayetlerinin adını da verseydin keşke. Tehlikeli yaratığın adı “Corona” diye mi yazıyor kitapta?

***

Prof. Ceylan’a gıda kaynaklarının artışı ile insan nüfusunun önlenemez artışı karşısında, Allah’ın insan nüfusunu nasıl kontrol ettiği mi soruldu? Programın konusu bu değil: Galiba virüs salgını. Virüs salgını insan nüfusunun geometrik artışını engellemek için mi çıktı? Çevre bilimciler, salgını insanların yaban hayvanlarının içinde yaşadığı ekolojik sistemini bozup yıkmasına bağlıyorlar. Aç domuzların köye inmeleri gibi.

Prof. Ceylan’a göre, bilim güya insan ömrünü uzatmış da Allah, virüsler marifetiyle, üreme programına fabrika ayarı yapıyormuş. Sanki Cübbesiz Ceylan Hoca! Bilimkurgu filmi için senaryo yazıyor: Doğum kontrol zaptiyesi “Covid 19”.

Bilim, dinsel hurafelerle değil, bilimsel rasyonel akılla yapılır. Ama aklını “ortak akıl”a teslim etmemiş laik ve özgür akılla!

***

Bugün, yani 10 Nisan 2020, laiklik ilkesinin anayasamıza girmesinin 96. yıldönümüdür. Bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına kutlu olsun.1924 Anayasası’nda devletin dininin, İslam olduğu belirtilmişti. Hilafetin 1924’ten önce kaldırılmasına, anayasanın kendisinin de laik olmasına karşın, koşullar İslamın anayasada yer almasını gerektirmişti. Bu kural, anayasanın 2. maddesinden, 10 Nisan 1928’de yapılan anayasa değişikliği ile kaldırıldı.

Böylece din kurallarının, hukuka, yasalara, eğitim ve öğretime, gündelik yaşama refarans olmaması anayasa hükmü haline geldi.

Günümüz anayasasının 2. maddesine göre laiklik, Cumhuriyetin değişmez 4 (3+1) niteliğinden (demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti) biridir. Ve temel direğidir: Demokrasi, sosyallik ve hukuk İslami sıfatlı olabilir (aslında olamaz) amma velakin “İslami laiklik” olamıyor. “İslami laiklik” (!) AKP’nin en büyük ütopyasıdır.

***

İşbu nedenle bilim ile din aynı kavanozun içindeki su ile zeytinyağı gibidir. Bu bir! İkincisi de şudur: Laikliğin bütün din ve inançlara eşit uzaklıkta durduğu iddia edilir ama aslında zehirli bir tanımdır bu. Laiklik, bireyi, toplumu ve insanlığı din ve inançların saldırısına karşı koruyan bir kalkandır.

Şair laikçiliğe devam ediyor: Bilginize arz ederim efendim!