Özdemir İnce

Aşkı eflatuni

25 Şubat 2020 Salı

Yazı depomu tararken (böyle bir depom vardır) “Aşkı eflatuni” başlıklı yarım kalmış bir yazı gördüm. Acaba, diye kuşkulandım, bir yerden alıntı olabilir mi? Ama burcu burcu benim sözcüklerim, üslubum kokuyor. İşi gücü bırakıp araştırma yapmaya başladım. Şimdilerde ıskartaya çıkmış gibi görünen sitemde (ozdemirince.com) buldum. Meğer 22 Eylül 2014 günü orada yayına koyduğum Bu Kafayla Gidersen Askere adlı yazımın giriş bölümüymüş. Tamamı uzun bir yazı. “Aşkı eflatuni”nin anlamını soruyorsanız “platonik aşk” demeye geliyor. Okuyalım:

***

AKP’nin eline geçmeden önce, Türkiye çok saygın, güvenli ve güvenilir bir ülkeydi. Masaya atılan bir anayasa kitabı yüzünden Türkiye ekonomisinin yıkılayazması basit bir safsatadır. Koalisyon hükümeti şu ya da bu şekilde, ekonomiyi ayağa kaldıracak formülü bulmuştu. Bu formül AKP tarafından posası çıkıncaya kadar kullanıldı.

Türkiye, Ortadoğu’da Cumhuriyetin geleneksel dış siyasetine sadık kaldığı için, hiçbir ülkeyle yüz göz olmadığı, Arap kabilelerin işlerine burnunu sokmadığı için çok saygın, sözü dinlenen bir ülkeydi. Köksüzler, sonradan görmeler, çarıklı erkânıharpler, bu gibi durumları yanlış değerlendirirler: ‘Ulan, ortada bunca götürülecek mal varken, bunlar fırsatlara mal gibi bakıyorlar!’ derler. Çok akıllıdırlar, bir koyup üç alacaklardır, ama avuçlarını yalarlar. Turgut Özal yaladı, bunlar da yaladılar, yalıyorlar, yalayacaklar.

***

İşi daha somuta getirelim: Felaket Davos’ta ‘vanminütüs’ ile başladı. Sanki bir felaket filminin jenerik bölümüydü. O günler, Mısır’a, Lübnan’a, Tunus ve Fas’a yolculuklarım oldu. AKP ve liderinin en büyük hatası ‘Arap Dünyası’nın bir mermer kütlesi olduğunu sanmasıydı. Arap dünyası bir mermer blok değildir, hamurla (Japon tutkalıyla değil) yapıştırılmış mermer, tuğla, kerpiç ve taş parçalarından oluşur. ‘Arap’a ya hükmedersin ya da hizmet edersin, bunun ikisinin arası yoktur. Bunu kavramak için gerçekten tarih bilmek gerekir; imam hatip ya da Malezya’da yalapşap okumaya benzemez bu. İngiliz kadar kurnaz olacaksın.

***

Vanminütüs’ dersin, fedailik cakası satarsın ama ‘Arap’ın ınazgalsız, kapalı avlusuna giremezsin. Bunu İngiliz yapar, Fransız yapar ama sen yapamazsın. Üstelik sen öykündüğün, gurur duyduğun ama onların nefret ettiği (sen bilmezsin bunu) Osmanlı’dan kalan artıksın. Arap, Osmanlıcılık taslamayan Cumhuriyete karşı hem saygı hem de güven duyuyordu. Sen, siz, bu güven ve saygıyı yok ettiniz. Farkında değiller ama Suriye işine burun sokarak her şeyi berbat ettiler, ettiniz. Artık Maşrık’tan Mağrib’e en küçük bir itibarları (itibarınız) yok.

‘Vanminütüs’ten sonra Kahire’de rastladığım Filistin Kültür Bakan Yardımcısı, Erdoğan’ı göklere çıkardığı zaman, ‘Adamın niyeti Osmanlı’yı ihya etmek’ dediğimi duyunca hayal kırıklığına uğramıştı.

***

Saf Arap Cumhuriyet yüzünden Türkleri gerçek Müslüman saymıyordu. Varsın saymasındı, bunun hiçbir kıymeti harbiyesi yoktu. Çünkü baktığı zaman karşısında çağının çağdaşı ‘modern’ bir insan görüyordu; saygı duyuyordu, çekiniyordu. Şimdi AKP kadrosuna bakıyor, kendisini, kendisine özenenleri görüyor. Ve gene gerçek Müslüman saymıyor. Bu sevgisizlik sanki ‘Arap’ın genlerine işlemiş. Ama nasıl işlemesin? (Kuran’a bak! Hadisleri tara!)

Mısır’dan kaçan ya da kovulan Müslüman Kardeşler (İhvan ül Müslimin) liderlerini Türkiye’ye davet ettikten, fesat yuvalarını İstanbul’da kurmalarını tezgâhladıktan sonra istersen ağzınla kuş tut! Buna adıyla sanıyla bilinç yitimi denir. Bu kadar açık, bu kadar aleni, bu kadar şipşak, bu kadar bönce siyasal yatırım yapılmaz.

***

Ne dersiniz 6 yıl önce yazılmış bu yazıya? Araplar, adım dışında, beni pek severler, “çağının çağdaşı” bir ülkeyi temsil ettiğim için de saygı duyarlar. Ha, adım Özdemir’i Müslüman adı olmadığı için sevmezler. Ancak “maya, hıbz, meşşi ülek, taal, mafi massari mafi fülus, yallah” dememden sonra adımın Özdemir olduğunu unuturlar.

Amma ulema tayfasının, İhvan tayfasının unutmadığı şeyler de vardır: Kuran’a ve hadis hükümlerine göre: Basık burunlu, yayvan suratlı ve Araplara felaket getirici “Ye’cüc ve Me’cüc ırkı”  (Enbiya, 96) ne yazık ki Türklerdir.

Arabisi, “Utruk al-Turka mâ tarakûka in ahabbûka va’in gadibûka kataluka” olan cümlenin anlamı şudur: “Size yanaşmadıkça siz de Türke yanaşmayın, çünkü severse sizi yer, sevmezse gebertir.(Buhari)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları