Uğur Mumcu: Gerçeğin bayrağı!

24 Ocak 2021 Pazar

Sevgili Uğur Ağabey,

24 Ocak 1993’teki acı haberin üzerinden 28 yıl geçti. Bedeninizi paramparça eden o bomba patladığında 51 yaşındaydınız. Ben 33’üme girmiştim. Sizi en verimli çağınızda genç yaşta aramızdan koparmışlardı. Bir yandan da 51 yaş çok uzaklarda geliyordu bana.

Yıllar hızla akıp giderken bir baktım, ben de 51 yaşıma Silivri mahpushanesinde girmişim. O yaş geleceğe ilişkin kararlar verdiğim dönemdi. Oysa siz o yaşta son nefesinizi vermiştiniz. Böylesi anlar insana tarifsiz bir zaman derinliği veriyor.

Nasıl kıydılar” diye hüzünleniyorsunuz...

Onu öldürdüler ama yenemediler” diye içinize doğru haykırıp ayağa kalkıyorsunuz...

Yazdıklarıyla, söyledikleriyle yaşıyor” deyip Uğur Mumcu’ların tükenmeyeceğine, hayatınızı bu yola adarsanız yaşamın daha değerli olacağına inanıyorsunuz...

***

Bütün ürettikleriniz “gerçeğin bayrağı” gibi dalgalanıyor şimdi...

Gerçekleri yazdığınız yıllarda gereğini yapmak yerine sizin için gereği düşünüldü!

Tarikat, siyaset, ticaret üçgenine örnekleriyle, bilgilerle dikkat çektiniz. “Böyle giderse ortada devlet kalmaz, devlet organları bu yapıların parçası olur” dediniz...

Bugünlerden mi gelip o günleri yazdınız?

Devletin en küçük bir lekeyi dahi kaldıramayacağını hep vurguladınız. “Devlet hukuktan saparsa, çetelerin oyuncağı olur, siyaset de çeteleşir” dediniz. 

Bugünlerden mi gelip o günleri yazdınız?

Emperyalizmin Türkiye gibi ülkelerin kendi kararlarını kendisinin vermesini istemeyeceğini, tam bağımsızlığı törpüleyeceğini, bu yolda mafyayı da kullanmaktan çekinmeyeceğini yazdınız. Papa-mafya-Ağca üçgenindeki çok bilinmeyenli denklemi çözmek için Roma’ya kadar gittiniz. Uluslararası silah kaçakçılarının devletlerin tepesine kadar çıkabileceğini çekinmeden yazdınız.

Bugünlerden mi gelip o günleri yazdınız?

Aydınların sorumluluğunu eski arkadaşlarınızı da karşınıza almak pahasına yazdınız. “Aydınlar susarsa, teslim olursa, kirliliğe bulaşırsa bunun sancısını sadece kendileri değil, toplum da çeker” dediniz.  

Bugünlerden mi gelip o günleri yazdınız?

Solun birlik olması, halkın içinde olması, iktidar olması gerektiğini yazdınız, muhataplarıyla yüz yüze görüşüp sorumluluk almalarını istediniz. Uzun söyleşiler yapıp yol gösterici olsun diye kitaplaştırdınız. Toplumun sola yönelmemesi için içerden dışardan her türlü yöntemin kullanıldığını, bunlara karşı uyanık olmak gerektiğini vurguladınız.

Bugünlerden mi gelip o günleri yazdınız?

***

Sevgili Uğur Ağabey,

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeyken, mesleğe başladığımız ilk yıllarda tutunmaya çalışırken sizi örnek alan o kadar çok genç gazeteci vardı ki...

Bugün de var...

Araştırmacı gazeteciliğin adı oldunuz. Ne yaparlarsa yapsınlar gerçeği yok edemedikleri gibi gerçeğin izini sürenleri, ortaya çıkaranları da yok edemiyorlar.

Bu mücadeleyi gerçekleri örtmek için gazeteciliği de kullanan iktidara karşı veriyorlar.

Yıllarca yazdığınız Cumhuriyet’te tıpkı asırlık bir zeytin ağacının gövdesinden çıkan yeni filizler gibi yeni Uğur Mumcu’lar yetişiyor... Öteki yayın organlarında da gerçeğin peşindeki pek çok gazeteci hapisten çıkıp bilgisayarına koşuyor, aklına ilk şu geliyor:

Uğur Mumcu da iktidarlardan, güç odaklarından korkmadan yazmıştı...

Ne diyordunuz:

Cesur bir kez, korkak bin kez ölür!

Sizi bir kez öldürdüler, bin kez yaşıyorsunuz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları